Şöyle gösterir o dönemi Sevim Belli, “... kişiliğimin oluşmasında 2.Dünya Savaşı’nın, bu savaş ortamında edindiğim faşizme ve ırkçılığa karşı bilincin çok büyük yeri vardır. Önce inanmış kararlı bir yurtseverdim. Sonra hümanist anti-faşist oldum. Sömür’ün vazgeçilmez dayanağının ve aracının görünür görünmez şiddet olduğunu anlamakta çok da gecikmedim (Sevim Belli, Boşuna mı Çiğnedik Cadde Yayınları İstanbul 3006 Y-135)


Karanlık dönem

 Türkiye’de devrimci olmak... sömürüsüz bir dünya için savaşım her zaman için karanlıktı ama Sevim Belli’nin dönemi daha da karanlıktı. Bütün solcular ya hapisteler ya da sürülmüşler... susturulmuşlardı. 27 Mayıs 1960’tan sonra karanlık döneme azıcık ışık düşmüştü. Bu dönemde Doğan Avcıoğlu Yön dergisini çıkardı. Sevim Belli bu konuda şöyle der, “27 Mayıs’ın gün ışığına çıkardığı aydınlarımızdan biri de Doğan Avcıoğlu idi. Daha biz Cezayir’e gitmeden Avcıoğlu dergisini çıkarmaya başlamıştı Avcıoğlu‘nun yazıları bizim çevrede ilgiyle hatta bakalım gerisi nasıl gelecek merakla ve hayranlıkla izleniyordu. Şimdilerde bunu anlamak güç. O zamanlar en ufak bir kıpırdanma en ufak bir ileri adım sevinç kaynağıydı bizler için. Sevecenlikle üzerine titrerdik, gelişmesine el vermeye çalıştık. Demokrasiye hizmet edeni sosyalizm yolunu açan hatta sadece temizleyen her şeyi bizdendi. Bazen tüfeğimizi ateşlemek üzere bir mazgal deliği bulmaya bakardık bu yeni gelişme içinde. Devrimci olmanın vazgeçilmez koşuluydu bu tutum.”(age, Y-524)

CHP'de oy verme süresi uzatıldı CHP'de oy verme süresi uzatıldı

Çeviri

Sevim Belli, Marksist kuramı gösteren kitaplar da çevirdi. K.Marx- F. Engels Alman İdeolojisi, Karl Marx  Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Lenin Materyalizm ve Ampiryokritisizm.

 Çevirilerle ilgili şunu da gösterir Sevim Belli, “Ama sanmayın ki saldırılar ve suçlamalar hep iktidarlar yolundan geliyordu. Hayır. Bazı çevreler, belki de öncülerinin ağzından doğru düşüncelerin  yayılıp özümsenmesinden rahatı kaçanlar, onlar da genellikle sol kitapları ve özellikle ‘Sol Yayınlar’ı hedef almakta gecikmediler.  Fraksiyon yarışmacılığı gündeme geldiğinde ise çeviri metinleri sol içi çekişmelere malzeme oluşturmakmaktan çekinmediler.”(age.Y-545)

 Solun bitmez tükenmez sayrılığı..

Boşa Çiğnenmedi

Sevim Belli’nin anlarında bir kesitte Belli’ye bir merhaba dedim. Yaşamı boşa çiğneyip çiğnemeye geldik de.... Türkiye Sevim Belli’nin özlediği Türkiye değil. Üstelik demokrasi dışı hukukun... adaletin ezildiği bir ülke Türkiye. Bütün olumsuzluklara karşın Karl Marx’ın dediği gibi, “eylemlerimiz sessiz sedasız sonsuza dek etkisini sürdürecektir.”(Y-784)

 

Öcalan’ın Silah Bırakım Bildirisi

Öcalan, bütün PKK kümelerini silah bırakmasini istedi. Bunun gerçekleşmesi için şu notu düştü.  “Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutunun tanınması gerektirir.”

 Şimdi durumu görelim... Türkiye’de AKP-MHP’li bir siyasal erk var. Bu erkin dinsel içerikli zihniyetinde evrensel nesnel demokratik ilkeler geçerli değil. Bu erkin hukuk anlayışı da evrensel nesnel değil. Dolayısıyla Öcalan’ın içeriksiz... soyut demokrasisi.... içeriksiz... soyut hukuk isteminin hiçbir anlamı yok.

Bir nokta daha Öcalan şöyle diyor, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, ilkeleri, ulus devlet yapısının tekçi”dir. Yanlış algılamadır bu. Doğru algılamayı Zafer Toprak gösterir, şöyle, “Rönesans’tan beri gelişen doğa bilimleri insanın doğada egemen kılma yolunu göstermişti. Gündemde Cumhuriyet’in toplumsal dokusunu aklın ve bunun ürünü olan bilimin eleştirisinden geçirerek laik bir insanlık kültürünü inşaa etmek vardı. 1920-1938 arası ülke bu doğrultuda Batı normlarında çağdaş bir görünüm kazandı bu yapının mimari Atatürk’tü.”(1)PKK, uscu... laik Türkiye’nin yanında, gericilere, toprak ağlarının savaşım verecekken uscu... laik Cumhuriyet’e karşı çıktı.

 Yüzyılın dramıdır bu.

1. Zafer Toprak, Atatürk, Kurucu Felsefenin Evrimi, İŞ Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2020, Y-382

Kaynak: Haber Merkezi