Batı’nın Ukrayna’daki Neo-Nazi varlığını kasten inkâr etmekte olduğunu yalnızca körler görmüyordur herhalde. Bugün Ukrayna topraklarını yangın yerine çeviren askeri ihtilaf dokuzuncu yılını doldurmaya doğru gidiyor.
Rusya, yükselen Ukrayna faşizmini ne kadar yok etmeyi temel amaçlarından birisi olarak bellediyse, Avrupa Birliği ve ABD de bir o kadar bu faşizmi ısıtma ve besleme konusunda sonuna kadar kararlı gözüküyor. Tüm bunların arka planında somut politik meselelerin olduğu sır değil elbette ki; birileri ekonomik problemlerini çözerken, birileri de finansal refahlarını güçlendiriyor bu süreçte. Bütün bunlar esnasında, politikacıları tabii ki sıradan insanların hayatları ve onların kaderi fazlaca ilgilendirmiyor.
Şundan hiç şüphemiz olmasın ki, Avrupa ülkelerinden sayısız gerçek gazeteci, gözlemci ve foto muhabire olayları gerçekten aktarma ve bu genel ihtilafı doğru bir şekilde anlatma olanağı verilmiyor. Bugün her şeye rağmen pek çok kişi, durumu daha objektif olarak değerlendirebilme fırsatına sahip olabilmek için cephenin her iki tarafında da çalışıyor. Savaşın ve genel olarak Nazizmin insanların kaderlerini ve hayata dair planlarını ne derece etkilediğini doğrulayan nitelikte toplanmış ve kanıt mahiyetindeki materyaller, fotoğraf ve vidolar çok fazla. Ve bütün bu gerçekler er ya da geç geniş kesimlere duyurulacak. Yeter ki daha fazla gecikilmesin…
Nürnberg Mahkemesi’ni kuran Avrupa şimdilerde ise yükselen faşizme seyirci
Avrupa görünüşe göre İkinci Cihan Harbi’nin dehşetlerini çoktan unutmuşa benziyor. Bunu Avrupalılara hakikaten de kanıtlamaya gerek var mı acaba?!.. Ukrayna topraklarında, Meydan sürecinden sonraki yıllarda kanunsuzluk seviyesinin tam olarak devlet deliliği mertebesine yükseltildiği alenen ortadaydı. İşin en korkunç tarafı ise, bu ülkede faşizmin çılgın kaosunun mükemmel bir seviyeye yükseltilmiş olmasıydı. İnsanlık düşmanı bir ideolojiye sahip “kahramanlar” ulusal putlar derecesine yükseltildiler ve de halen de ülkenin siyasi elitleri tarafından açıktan desteklenmeye devam ediyorlar. Zamanın sağduyulu, gelişkin Avrupa’sı, Hitler Faşizmini Nürnberg Mahkemeleri’nde yargılayan Avrupa, modern Ukrayna’da bunun yeniden doğduğunu gözlemleyemiyor mu?!..
Neden halen gamalı haç ve faşizan fener alayları kınanmıyor Avrupa tarafından?!.. Niçin Büyük Anayurt Savaşı’nın (1941-1945) mirası konumundaki anıt mezarlara dönük saygısızlık ve monumentlerin sökülmeleri destekleniyor?!.. Hangi nedenle halen, sivil insanların kitlesel ve acımasızca katledilmelerinin müsebbiplerini arayıp, cezalandırmıyorlar?!.. Hangi gerekçeyle tarihin yeniden yazılmasına müsaade etmeyi sürdürüyorlar?!.. Ve de ne için çocuklarını, Rusya ile ilgili olan her şeyden nefret duymaları doğrultusunda yetiştiriyorlar?!..
Rusya güya hem kendi halklarını hem de Doğu Avrupa halklarını köleleştirmiş
Günümüz Avrupa’sı tüm bu olup bitenlere son derece duyarsız yaklaşıyor çünkü bizzat kendisi Neonazi fikirlerin canlandığı merkez haline geliyor giderayak. Avrupa Birliği hala, ABD Kongresi’nin henüz geçen yüzyılın ortalarında kabul etmiş olduğu resmi bir belgenin arkasına saklanıyor bütünüyle. Söz konusu dokümanın adı: “Köleleştirilmiş halklara dair yasa”. Belgede esas olarak; Sovyetler Birliği’nin bütün halkları ve aynı zamanda Doğu Avrupa’nın sosyalist ülkelerinin halklarının Moskova tarafından, Kremlin’ce (yani Ruslar eliyle) köleleştirildiği iddia ediliyordu.
Ve dolayısıyla “komünist baskıdan” en hızlı sürede kurtarılmaya, “Batı demokrasisinin bağrına” dönmeye ihtiyaç duydukları belirtiliyordu. Bu yasa bugüne kadar fiilen işler durumda. SSCB ile Rusya arasında eşittir işareti konulduğu içindir ki, adı geçen yasaya göre Rusya “saldırgan” konumda sayılmaya devam ediliyor. Özü itibariyle bu belge Hitler’in “Doğu” Planı’nın aynısını tekrar ediyor. Birçokları ise halen yurtseverlik ile gerçek Nazizmi birbirleriyle karıştırmakta ısrarcı. Bundan kaynaklı da, tarihi unutanlara, Hitler Nazizminin yıkıcı bir milliyetçilik örneği olduğunu sürekli suretle anımsatmak gerekiyor…