Ali Mahir Başarır’dan Erdoğan’a soru soran gazetecilere tepki: Nerede sizde o yürek

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, açıklanan 2021 Sayıştay Raporlarında, Cumhurbaşkanlığı’nın giderlerini sert bir dille eleştirdi. CHP’li Başarır, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün karşısına aldığı 3 gazetecinin bu masrafları kendilerine sormasını isterdim ama onlarda o yürek nerede?” dedi.

Her bütçe döneminde en çok konuştuğumuz konu Sarayın giderleri. Bu giderleri, kalem kalem vatandaşlarımızla, yurttaşlarımızla tüm sansüre rağmen paylaşıyoruz.
3 tane ilginç, içimizi acıtan harcama kaleminden bahsedeceğim. Milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor ama Sarayın 1 milyon 870 lira olan içecek gideri 2 milyon 813 bin liraya çıkmış. Yani 1 milyon artmış, tasarruf yok.

Selvi’ye ‘Köşende gereğini yap’ talimatına tepki yağıyor: Ismarlama usulü gazetecilik

BEYEFENDİ SEN NE YETİŞTİRİYORSUN?

En ilginci zirai giderler. Geçen sene 9 milyondu, şaşırmıştık. Ne yetiştirdiğini sormuştuk beyefendinin. Şimdi 9 milyon TL olan geçen seneki giderler 46 milyon TL olmuş. Sorsak, gübre, ilaç, tohum mazottaki artışlar diyecekler. Peki bu ülkenin çiftçilerine neden kızıyorsunuz? Tabi ki bu ülkenin çiftçisi, sırtını 85 milyona dayayıp onun vergilerinden bu parayı alamıyor ama Saray alıyor. Evet duyun, zirai giderleri 5 kattan daha fazla artmış ve yine soruyorum; Beyefendi sen ne yetiştiriyorsun? Sen nasıl bir çiftçisin giderin bu kadar artıyor.

“Akıl, izan, vicdan yoksunu yazılar nasıl kaleme alınıyor? Sarayın kibirlisi itiraf etmiş”

NEDEN KONUŞMUYORSUN BUNLARI?

Gelelim yine ilginç olan giyecek, tuhafiye giderlerine. 5 milyon olan tuhafiye giderleri 15 milyon olmuş. 3 kat artmış. Benim ülkemde milyonlarca vatandaş çocuğuna çanta alamıyor, çocuğunun okul tişörtünü alamıyor. Şu anda geldiğimiz nokta gerçekten utanç vericidir. Giderleri kısması gereken beyefendi, tasarruf yapması gereken beyefendi neden konuşmuyorsun bunları?

NEREDE O YÜREK?

Ben, dün karşına aldığın 3 gazeteciden bu giderleri sana sormasını beklerdim. Ama Zafer Şahin’de, Ahmet Hakan’da, Abdülkadir Selvi’de nerede o yürek?