Dr. Merdan Yanardağ, TELE1 ekranlarında yayınlanan “4 Soru 4 Yanıt” programında Türkiye’nin güncel siyasetinde yaşanan kritik gelişmeleri değerlendirdi. Gazeteci Murat Taylan’ın sorularını yanıtlayan Yanardağ, dikkat çeken iddialarda bulunarak gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Yanardağ, iktidarın siyasi ömrünü uzatmak için her türlü adımı atmaya hazır olduğunu öne sürdü ve İmralı ile yürütülen temaslara dair çarpıcı bilgiler paylaştı.
"AKP, İKTİDARINI KORUMAK İÇİN HER YOLU DENEYECEK"
Merdan Yanardağ, Türkiye siyasetinin artık “ölüm kalım mücadelesi” haline geldiğini ifade etti. İktidarın, özellikle 2024 yerel seçimleri öncesinde Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirleri kaybetme ihtimalini göze alamayacağını belirten Yanardağ, AKP’nin bu süreçte her yolu deneyeceğini söyledi. “Bu, AKP için sadece bir seçim meselesi değil, siyaseten bir varlık yokluk mücadelesi haline geldi” ifadelerini kullandı. Yanardağ, bu bağlamda İmralı ile bir mutabakat sağlandığını iddia ederek şu görüşleri dile getirdi:
“AKP, kendi iktidar ömrünü uzatmak için her türlü adımı atacaktır. İmralı ile bir mesafe kat edilmiş gibi görünüyor. Bu temaslar, DEM Parti’yi kendi çizgisine çekmek ve Kandil üzerindeki baskıyı artırmak için kullanılıyor. Ancak bu süreç hem DEM Parti’yi hem de muhalefet bloğunu zayıflatmayı hedefliyor.”
BAHÇELİ VE İMRALI ARASINDAKİ STRATEJİK İLİŞKİ
Yanardağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin son dönemdeki açıklamalarının da bu sürecin bir parçası olduğunu söyledi. Bahçeli’nin, “DEM Parti gecikmeksizin Öcalan ile görüşmeli” sözlerinin doğrudan İmralı ile yürütülen bir planı işaret ettiğini vurgulayan Yanardağ, Bahçeli’nin bu çağrısının arkasında yatan motivasyonun Erdoğan’ın iktidarını sürdürmek olduğunu belirtti.
Yanardağ şu ifadeleri kullandı:
“Bahçeli’nin açıklamaları, İmralı ile bir mesafe alındığını gösteriyor. Bahçeli, açıkça DEM Parti’yi Öcalan ile görüşmeye zorluyor. Bu, AKP’nin Kürt siyaseti üzerindeki kontrolünü artırma planının bir parçası. Ancak bu süreçte muhalefet bloğu da zayıflatılmaya çalışılıyor. Özellikle DEM Parti’nin bu süreçte muhalefetten kopartılması hedefleniyor.”
"CHP, CUMHURİYETÇİ BİR ÇÖZÜM PERSPEKTİFİ GELİŞTİRMELİ"
Yanardağ, CHP’nin Kürt sorununda etkin bir çözüm politikası geliştirmesi gerektiğini söyledi. CHP’nin, demokratik, eşitlikçi ve Cumhuriyetçi bir bakış açısıyla sürece müdahil olması gerektiğini belirten Yanardağ, geçmişte SHP’nin hazırladığı Kürt raporunu hatırlattı. Özgür Özel’in “erken seçim ve yeni meclis” önerisini de gündeme taşıyan Yanardağ, şu çağrıyı yaptı:
“CHP, Kürt sorununda Cumhuriyetçi ve eşitlikçi bir çözüm perspektifi oluşturmalı. Bu süreç, şeffaflıkla ve toplumsal denetimle yürütülmeli. Yeni bir meclis, yeni bir yasa ve bir komisyon kurularak bu mesele ele alınmalı. Mecliste tüm siyasi partilerin, kanaat önderlerinin ve toplumun temsilcilerinin yer alacağı bir süreç işletilmeli. Bu yapılmadan, geçmişteki çözüm sürecinin hataları tekrar edilecektir.”
İMRALI TEMASLARI VE KANDİL’İN TUTUMU
Yanardağ, iktidarın İmralı ile temasları sürdürürken, Kandil üzerinde de baskı kurmaya çalıştığını belirtti. Abdullah Öcalan’ın geçmiş çözüm sürecinde “Yasası olmayan bir süreç yürütemezsiniz” sözlerini hatırlatan Yanardağ, bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Kandil ve DEM Parti’nin bu sürece direnç gösterdiğini ancak iktidarın baskılarının sürdüğünü aktardı.
DEM PARTİ’NİN MUHALEFET BLOĞUNDAN KOPARILMA ÇABALARI
Yanardağ, DEM Parti’nin muhalefet bloğundan koparılmak istendiğini ve bu durumun muhalefet için büyük bir tuzak olduğunu söyledi. CHP’nin bu tuzağı bozacak bir çözüm önerisi geliştirmesi gerektiğini belirten Yanardağ, “DEM Parti’nin de içinde yer alacağı geniş bir çözüm perspektifi geliştirilmeden bu mesele çözülemez” dedi.
TÜRKİYE İÇİN YENİDEN BİRLEŞME GEREKİYOR
Son olarak, Türkiye’nin toplumsal barışa ve yeniden birleşmeye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Yanardağ, Cumhuriyetçi bir çözüm modeli olmadan bu sürecin başarılı olamayacağını söyledi. “Türkiye’yi birleştirecek bir çözüm modeli olmadan bu sorun çözülemez. Bu, Türkiye’nin Cumhuriyetçi ve demokratik değerlerini esas alan bir hamleyle mümkündür” diyerek değerlendirmesini tamamladı.