İYİ Parti ve lideri Akşener kendi adaylarıyla seçimlere katılacaklarını ilan ettiklerine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işi şimdi çok daha kolay.
Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu seçtirmemek için masadan kalkıp sonra dönen Akşener herkesin moralini bozduktan sonra İmamoğlu ve Yavaş’a sahip çıkar gibi davranmış ve kendine verilen rolü çok iyi oynamıştı.
Bu çabalarıyla Kılıçdaroğlu’nu seçtirmeyen Akşener şimdi de ‘dostları’ İmamoğlu ve Yavaş’ı da seçtirmeme çabası içinde görünüyor.
Elbette seçime doğru pazarlık şansını artırmanın peşinde değilse!
Pazarlık söz konusu ise Erdoğan daha şanslı görünüyor çünkü sonuçta o da Akşener gibi ‘milliyetçi, muhafazakar ve mukaddesatçı’.
Az farkla MHP lideri Bahçeli kadar.
Üstelik yeni bir anayasa tartışmalarını erken başlatan Erdoğan’ın İYİ Partinin TBMM’deki desteğine ihtiyacı var ve bunu garantilemek için Akşener’e bir çok taviz verebilir.
MHP, YRP, HÜDAPAR, BBP ve DSP’ye verdiği kadarıyla.
Kurultaya kadar çetin tartışmaların yaşanacağı ve Kurultay sonrasında bile kolay kolay durulmayacağı belli olan CHP bu durumdayken Erdoğan ve müttefiklerinin işi çok daha kolay. İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Eskişehir, Adana, Aydın, Muğla, Hatay ve hatta Izmir’i almanın hesabını yapan Erdoğan bir taşta iki kuş vurmanın planını yapmaktadır.
Bu illerde YSP’yi (HDP) CHP’nin müttefiği gibi gösterecek olan Erdoğan ‘vatan, millet, din ve iman’ sloganlarıyla CHP’yi sıkıştıracak sonra da devlet ve medya gücünü kullanarak YSP’nin güneydoğuda kaybetmesini sağlamaya çalışacak.
YSP, CHP ve genel olarak muhalefet partilerinin ve güçlerinin berbat durumda oldukları hatırlanırsa Erdoğan’ın işi zor olmayacaktır.
Örneğin İstanbul’da.
Mayıs seçimlerinde olduğu gibi yandaş medya türlü türlü düzmece haber ve montajlı videolarla İmamoğlu’na yüklenecek ve İYİ Parti desteğinden yoksun İmamoğlu’nu ‘HDP yani PKK’nın yani teröristlerin adayı’ı ilan edecek ve Mayıs seçimlerinde olduğu gibi kendi yandaşlarını inandıracak.
Ve gerekirse Sisi’ye karşı Sisi aday gösterilecek.
Hatırlarsanız 2019 seçimlerinde Erdoğan “Ya Binali Yıldırım’a ya da Sisi’ye oy vereceksiniz” demişti.
Erdoğan; İmamoğlu’nu Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye benzetmişti.
Erdoğan; İslamcı Mursi’yi deviren Sisi için ‘darbeci, halk düşmanı, diktatör ve katil’ demiş, hiç bir zaman onunla konuşmayacağını söylemiş ve her fırsatta ‘Rabia’ işaretini kullanarak halkı ‘heyecanlandırmıştı’.
Ne zamana kadar?
Bir yıl öncesinde kadar?
Dost ve müttefik Katar Emiri Temim’in arabuluculuğu ile Erdoğan Kasım 2022’de Sisi ile buluşarak tokalaştı ve Türkiye’ye davet etti.
‘Koşullarım kabul edilirse gelirim’ diyen Sisi’nin istekleri kabul edilerek Anakara Mısırlı Müslüman Kardeşlere verdiği desteği durdurdu.
Temmuz sonu geleceği söylenen Sisi yine gelmedi çünkü Mısır Türkiye’nin Suriye, Libya, Irak ve bölge politikalarından hoşnut değil. Sisi hoşnut olmayınca Muhammed Bin Selman ve Muhammed Bin Zayid de hoşnut olmaz ve hoşnut olmadıkları için sözünü verdikleri dolarları göndermezler.
Bunun farkında olan Erdoğan G-20 zirvesini fırsata çevirerek bir kez daha Sisi ile tokalaşıp kucaklaştı.
Siyasetle ilgili neyi nasıl konuştular bilinmez ama Sisi ‘Din kardeşin Erdoğan hatırladığım kadarıyla sen 2019 seçimlerinde beni İstanbul belediye başkanlığı için aday göstermiştin ve bana yenilmiştin ama istersen bu kez seçim kampanyasını birlikte yürütürüz ve BOP’da olduğu gibi birlikte eş-başkan olarak seçiliriz” demiş olabilir.
Erdoğan’ın bu olası teklife ne der bilinmez ama kendi seçmeni kesin alkışlar.