Levent Göktaş: Hablemitoğlu suikastıyla ilişkim yok

Yayın tarihi: 5 Ocak 2023 Perşembe 9:52 am - Güncelleme: 5 Ocak 2023 Perşembe 9:52 am

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı şüphelisi emekli albay Mustafa Levent Göktaş, cinayetle ilişkisi olmadığını söyledi.

Necip Hablemitoğlu suikastı firari şüphelisi emekli albay Mustafa Levent Göktaş, soruşturma kapasamında Bulgaristan’dan Türkiye’ye getirildi. 14 Şubat 2023’de başlayacak duruşma öncesi sanıklar Aydın Kösem, Enver Altaylı, Mustafa Levent Göktaş , Nuri Gökhan Bozkır, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’nun tutukluluğuna devam karar verdi.

Kısadalga’nın sorularını yanıtlayan Göktaş, Hablemitoğlu suikastıyla hiçbir ilişkisi olmadığını belirterek kendisine karşı örtülü bir operasyon yapıldığını söyedi.

SEDAT PEKER İDDİALARINA YANIT VERDİ

Suç örgütü lideri Sedat Peker, “Tuğlayı çekerim..” diye başlayan bir Twitter paylaşımının Göktaş’a ait bir hesaptan yapıldığını iddia etmişti.

Bu iddiaya yanıt veren Göktaş, açıklamanın kesinlikle kendisine ait olmadığını ifade etti. Göktaş “Benim twitter hesabım yok. Açmam da, bir kere hapisten çıktığımda açtım 15 gün dayandım ve hemen kapattım. Benim hesabım yok ve asla olmadı, olmayacak. Benden Türk Silahlı Kuvvetleriyle, devletle, hükümetle, siyasetle ilgili hiçbir cümle kelime duymamışsınızdır. Zaten duymazsınız, ben girdiğim çatışmaları -Ergenekon davasında verdiğim örnekler hariç- bile anlatmam.” dedi.

Sedat Peker’le ben Ergenekon davasında yargılananlar arasındaydık. Koğuşlarımız yan yana idi. Aramız da gayet iyiydi. Kendisi çok saygılı ve iyi bir insandır. Tahliye olduktan sonra da İstanbul’da Ankara’da birkaç kez görüşüp toplu yemek de yedik. Yani bizim aramızda hiçbir sorun yok. Neden bu şekilde konuştu, bilmiyorum. Ama böyle bir şey söylediğini sanmıyorum, ama söyledi ise de kendi sözleridir, gerçekten bilmiyorum, üzüldüm.

“DEVLETİN EN SADIK KULUYUM”

Devletin en sadık kuluyum, ama kimse farkında değil. İnanın hiçbir devlet sırrını bilmiyorum, bilmek de istemem. Erdinç Bey herkes Özel Kuvvetler Komutanlığını gerçekten yanlış tanıyor. 1992 öncesini bilemem ama 1992’de katıldım. Yemin ederim eğitim-tatbikat, paraşüt, yüksek irtifa atlayışı, atış ve çatışma dışında hiçbir görevim olmadı. İlgilendiğimiz tek konu da PKK’dır. PKK’nın Güneydoğu Anadolu’da, Kuzey Irak’ta, İran’da, Suriye’deki faaliyetleridir. Dışarıdan bizi yanlış görüp değerlendiriyorlar. Bizi sürekli şüpheli birlik gibi görüyorlar. İçimize bir girseler, bizi bir tanısalar bir cümle aleyhimize konuşmazlar, “bunlar sır küpü” demezler.

“O ZAMAN ANLAMAMIŞTIK FETÖ ÇOKTAN İÇİMİZE GİRMİŞ”

Göktaş, Sauna davası hakkındaki soruyu ise şöyle yanıtladı:

O zaman pek anlamamıştık ama sonradan anladığım FETÖ çoktan içimize girmiş ve bazı konuları yönlendirip yönetmeye başlamış ama biz maalesef hiçbir şeyin farkında değilmişiz. Hatırladığım Gökhan da Sauna davasından sonradan, 10 yıl sonra beraat etti. Bu arada herkes soruyor “Niye Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatlığını üstlendiniz” diye.

Gökhan’ın babası çok kıymetli Emekli Albay Niyazi Bozkır’dır. Kendisi Hilmi Özkök’ün de devre arkadaşıdır. Annesi de çok kıymetli Neriman Bozkır’dır. Niyazi Albay yakın geçmişte vefat etmiştir. Ama ikisi de dünya iyisi iki insandır. Ben Sedat Simavi Sokak’da büromu ilk açtığımda (2006) ailecek yanıma gelir, hatta gelirken bir sürü yiyecek içecek getirmişlerdir. Gökhan’ın davasına girmemi rica etmişlerdir. Ben de böyle bir anne babanın oğlunun davasına “hayır” demek mümkün olmadığı ve kendisini de çok sevdiğim için avukatlığını üslenmişimdir.

“ANAMIN AK SÜTÜ GİBİ TEMİZİM”

“Benim Hablemitoğlu suikastı ile daha önce de hep söylediğim gibi; hiçbir ilişkim-ilintim yoktur, olamaz da. Bir tane somut delil yoktur, olması da mümkün değildir. Gökhan Nuri Bozkır’ın geçmişte özgür iradesiyle verdiği ifadelere bakın. (…) Ben hiçbir ifadede yokum. Ne zaman Gökhan Nuri Bozkır MİT tarafından gözaltına alınıyor, gözaltında 24 gün kalıyor, çıkışta benim aleyhime ifade veriyor. Bakın zaman geçtikçe de açıklamaları artıyor. Misal 19 Ekim’de el yazısı ile verdiği dilekçede MİT’de nasıl işkence yapıldığını, işkence ile Özel Kuvvetlerin ifadeye ekletildiği, en önemlisi ‘Ben Tarkan Mumcuoğlu’nu araba ile aldım, gittik 2 el ateş etti, sonra ayrıldık’ cümlesini ‘ben yalan söyledim. Böyle bir şey olmadı’ demesi gibi, ‘Ben götürmedim’ demesi gibi iddialarının yer alması. Bir sürü yanlışlık var. Celselerde Allah’ın izniyle açıklayacağım. Ben anamın ak sütü gibi tertemizim. Hiçbir sıkıntım yok çok şükür. Benim tek üzüntüm böyle kötü bir dava ile adımın bir arada anılmasıdır. Beni esas üzen konu budur.

Hablemitoğlu Davası’nda Türk Telekom’un ankesörlü ve kontörlü telefonlarının bilgileri istendi