Haber

Z kuşağı araştırması: Hızlı yaşlanıyor, kanser riski taşıyor

Son yapılan çalışmalara göre Z kuşağının daha erken yaşlandığını belirten Prof. Dr. Yakup Çil akciğer, mide, bağırsak ve rahim kanserlerinin sıklıkla görüldüğünü söyledi.

ABD’de Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen bir konferansta yayınlanan rapora göre, 1997 ila 2012 yılları arasında doğanlar için tanımlanan “Z kuşağının” daha hızlı yaşlandığı ortaya çıktı. Raporda akciğer, mide, bağırsak ve rahim kanserlerinin genç olmalarına rağmen Z kuşağında sıklıkla görüldüğü belirtildi. Bu durumun ise gençlerin hücresel olarak daha hızlı yaşlanmasıyla bağlantılı olduğu ifade edildi.

'DAHA AZ FİZİKSEL AKTİVİTE, DAHA FAZLA KİLO ARTIŞI'

Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil, Z kuşağındaki yaşlanmanın nedenleri hakkında açıklamalarda bulundu. Z kuşağının erkenden yaşlanma belirtileri göstermesinin birçok nedeni olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Çil, “Teknolojik gelişmelerin artmasıyla Z kuşağı, zamanının büyük bir kısmını sosyal medya ve sosyal iletişim platformlarında geçirmektedir. Bu durumda karşımıza daha az hareket eden, daha az fiziksel aktivite gösteren bir nesil Z kuşağı çıkmaktadır. Daha az fiziksel aktivite, daha fazla kilo alınmasına neden olabilmektedir. Fazla kiloları olan gençler yaşından daha büyük görünümde sahip olabilmekte ve daha fazla kiloyla ortaya çıkan obeziteyle ilgili sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalabilmektedir” şeklinde konuştu.

'UYKUSUZLUK CİLDİN YENİLENME HIZINI YAVAŞLATIR'

Sosyal platformlarda daha fazla zaman geçiren ve çok gelişmiş bilgisayar oyun kurgularıyla akşam geç saatlerde yatan genç kuşağın daha az uyuduğunu işaret eden Çil “Daha az uyku, cildin daha hızlı yenilenmesini azalttığından daha yaşlı bir cilt yapısını ortaya çıkarabilmektedir” ifadelerini kullandı.

'Z KUŞAĞINDA ‘BEĞENDİĞİ KİŞİLERE BENZEME İSTEĞİ’ ARTTI'

Sigara ve alkol kullanımına erken yaşlarda başlanmasının da Z kuşağının daha yaşlı görünmesine, cilt ve vücut yapısının daha çabuk yaşlanmasına neden olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Yakup Çil, “Son yıllarda Z kuşağında estetiğe talebin çok arttığını görmekteyiz. Sosyal iletişim ağlarına erişim imkânlarının artması nedeniyle, Z kuşağında beğendiği kişi ve modellere benzeme isteği artmaktadır. Popüler kişilerin yüz ve mimik hatlarına sahip olma isteğiyle dudak dolgusu ve diğer estetik işlemler için müracaat eden gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır” ifadelerini kullandı. https://tele1.com.tr/is-dunyasi-z-kusagina-hazir-degil-936063/

'ESTETİK TALEP EDİYORLAR'

Sinema yıldızı ve modellerin fotoğraflarıyla müracaat ederek “Beni de böyle yapar mısın, bu dudak ve bu burundan istiyorum” diyen gençlerin sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Çil, şunları söyledi: “Erken yaşlarda makyaj ve kimyasal kremlerin kullanılmaya başlanması sonucu cildin daha erken yaşlandığını görebilmekteyiz. Vücudun genç gelişme yaşlarında çok fazla estetik kimyasal ürünüyle karşılaşması erkenden yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Erken yaşlarda yapılabilecek estetik burun ameliyatı ve estetik yüz işlemleri gelişme sürecini olumsuz etkileyebilmekte ve zaman içerisinde gençlerin yaşından daha büyük görünmesine neden olabilmektedir.

'GENÇLERE SAĞLIKLI YAŞAMIN NE OLDUĞUNU ÖĞRETMELİYİZ'

Z kuşağının erken yaşlanma sorunundan nasıl kurtarılabileceği konusunda önerilerde de bulunan Çil, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Öncelikle gençlere sağlıklı yaşamı öğretmek faydalı olabilir. Erken yaşlarda sigara ve alkol tüketiminin azaltılması, spor yapmaya yönlendirilmesi çok faydalı olabilir. Sosyal platformlarda, telefon başında daha az zaman geçirilmesinin sağlanması, gençlerin fiziksel aktivitelere ve spora daha fazla özendirilmesi çok faydalı olabilir. Düzenli uykunun öneminin gençlere öğretilmesi gerekir. Gelişme döneminde, erkenden yapılacak estetik uygulamaların vücut şekil ve yapısında bozulmalara neden olabileceği Z kuşağına anlatılmalıdır. Sağlıklı beslenme eğitimleri verilmesi faydalı olabilir. Sonuç olarak, çağımızda Z kuşağının erkenden yaşlanarak kuşak değiştirmesini engellemeye çalışmamız çok önemli bir insanlık görevi olarak karşımıza çıkmaktadır.”