– Yüz yirmi sekizi gördün mü?

-. Görmedim.

– Yüz yirmi sekiz nerede acaba? Günlerdir görünmüyor.

– Yüz yirmi sekiz nerde olacak, kasadadır.

– Kasaya baktırdık, yok.

– Nereye gider bu yüz yirmi sekiz.

– Nereye gittiğini bilsek sana sorar mıydık.

– Peki nerde bu yüz yirmi sekiz.

– Onunla mı gitti yoksa…

– Yok canım, onla niye gitsin.

– Sen şimdi bu yüz yirmi sekizi ne yapacaksın söyle bakayım.

– Bana ne yüz yirmi sekizden

– O zaman ne konuşuyorsun…

– Yahu, muhalefet soruyor. Yüz yirmi sekiz nerde diyor.

– Bu muhalefet de amma gıcık. Onlara ne yüz yirmi sekizden. Turşusunu mu kurduk yüz yirmi sekizin.

– Muhalefet de bunu söylüyor, turşusunu kursaydınız diyor. Sonra efendim, göya biz kripto yapmışız yüz yirmi sekizi. Kriptocu da Fizan’a kaçmış.

– Yahu bu muhalefetin yaptığını gavur yapmaz. Bunlar gavurdan da beter.

– Efendim gavur gavurdur. Ama bunlar müslümanım diyor.

– Müslümansan müslümanlığını bil. Adam gibi otur oturduğun yerde. Durup dururken yüz yirmi sekiz diye bir mes’ele çıkardılar.

– Ben bunu onlara sordum efendim. Yüz yirmi sekiz deyip duruyorsunuz, nedir bu yüz yirmi sekiz.

– Onlar ne dedi.

– Sen bilmezsen biz nasıl bilelim dedi.

-. Sen ne dedin.

– O zaman burnunuzu sokmayın dedim.

– Mes’ele burun mes’elesi demezler mi.

– Burun da nerden çıktı.

– Kötü kokular geliyormuş burunlarına.

– Bak şimdi, burun murun hepsi hikaye. Neden dersen, ben bunların gavurluğundan şüpheliyim. Gavur gibi hepsi. Neden dersen, bu memleket araziydi. Araziden vatan olur mu, olmaz. Arazinin vatan olması için o arazinin üstünde bina, yol, konut, tünel yapmak lazım gelir. Arazi o zaman vatan olur. Şimdi biz bu memleketin boş arazilerini vatan yaptık mı, yaptık. Montrö dedik mi, dedik. İstanbul kanalı dedik mi dedik. Bu minvalde vatan şahlandırdık mı, şahlandırdık. Gözünün üstünde kaşın, bedenin altında ayakların var dedik mi, dedik. Bütün bunları yaptık mı, yaptık. Gavur karakterli muhalefet bütün bunlardan gıcık kaptı. Tırnak yiyen sümüklü ve sidikli oğlanlar gibi çığrışmaya başladı.

 

– Deli dana gibi dolaşıp durdular. Amaçları memlekette anarşi çıkarmaktı.

– Yok artık anarşi çıkartamazlar.

– İsabet buyurdunuz efendim.