Olayda kasıt olup olmadığı gizemini korurken akıllara Erdoğan'ın dün yaptığı açıklama geldi.
gazetemanifesto.com'un haberine göre; Akdeniz’de Türk ve Yunan savaş gemilerinin ufak çaplı bir çarpışma olayına karıştıkları ileri sürüldü. Yunan Savunma Bakanlığı’ndan bir kaynak, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada iki ülkenin savaş gemileri arasında küçük bir ‘çarpışma’ yaşandığını söyledi.
Olayda kasıt olup olmadığı gizemini korurken akıllara Erdoğan’ın dün yaptığı açıklama geldi. Erdoğan, “Oruç Reis’e saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün de ilk cevabı aldılar” demişti.
Yunanistan Savunma Bakanlığı’nda çalışan isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Yunanistan’a ait bir fırkateynin Türk savaş gemisiyle kafa kafaya çarpışmamak için manevra yaptığı ancak geminin arkasına hafifçe çarptığını söyledi.
Bunun bir “kaza” olduğunu belirten kaynak, Yunan fırkateyninin hasar görmediğini belirtti. Aynı kişi, söz konusu fırkateynin kısa süre sonra Fransız donanması ile ortak askeri tatbikata katıldığını da ifade etti.
Türk savaş gemisinde hasar olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmazaken; Erdoğan, Doğu Akdeniz’de doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunan Oruç Reis ile ilgili dün yaptığı açıklamada “Oruç Reis’e saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün de ilk cevabı aldılar” diyerek Doğu Akdeniz’de saldırı olduğu imasında bulunmuştu.
Erdoğan’ın ardından cuma günü de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yaşanan krize ilişkin olarak, “Yunanistan’ın aklı selim davranması lazım. Oruç Reis gemimizi taciz etme gibi girişimlerde bulunmasın. Karşılığını alır” açıklaması yapmıştı.
ÇAVUŞOĞLU’NDAN AÇIKLAMA
Bern’de İsviçreli mevkidaşı Ignazio Cassis ile ortak basın toplantısı düzenleyen Çavuşoğlu,”Fransa’nın (Doğu Akdeniz’de) gerginliği arttıracak adımlardan kaçınması lazım” diye devam etti:
“Maalesef gerginlik arttı, bunun sorumlusu Türkiye değildir, Yunanistan’dır. Biz sondaj faaliyetlerimizi başlatmak için 2018 yılına kadar sabırla bekledik. Hem Yunanistan hem Rum kesimi 2000’li yıllardan itibaren tek taraflı faaliyetleri başlattılar.
Sonuçta Türkiye, hem Kıbrıs Türk halkının hem de kendi haklarını korumak için adım atması gerekti ve attık. AB’nin ve bazı AB ülkelerinin özellikle AB dönem başkanı Almanya’nın ricası üzerine biz iyi niyet gösterisinde bulunduk. Faaliyetlerimizi geçici olarak durdurma konusunda ricaları olmuştu, Cumhurbaşkanımız da açıkladı. Fakat tam bu süreç içerisinde Yunanistan, Almanya’dan habersiz gitti Mısır’la anlaşma imzaladı. Tam böyle diplomaside neler yapabileceğimizi yaptığımız dönemde yaptı. Anlaşmanın içeriğinden bağımsız olarak bu ülkeler ve AB böyle bir çaba sarf ederken, biz zaten AB’yi uyarmıştık. Yunanistan’ın böyle bir adım atması kabul edilemez. Geldiğimiz noktada suçlanacak bir ülke varsa o da Yunanistan’dır.
Biz de Oruç Reis’i kendi kıta sahanlığımıza gönderdik, başkasının alanına değil. Yunanistan’ın da aklı selim davranması lazım. İki gün akşam yaptığı için Oruç Reis’i taciz etme girişimlerinde bulunmasın, bunun karşılığını alır. Ama Yunanistan “kuralları ben belirlerim, ondan sonra oturalım” diyorsa, bu böyle işlemez.
Burada çok komik şeyler var. Yunanistan’ın bu yaklaşımlardan vazgeçmesi lazım. Meis adası Kaş’a 2 kilometre uzaklıkta, Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıkta. Yunanistan bu adacık için 40 bin kilometre kare kıta sahanlığı istiyor. AB’nin de Yunanistan’ı şımartmak yerine, aklı selim düşünmeye davet etmesi gerekiyor.
Burada Fransa’nın özellikle gerginliği artırıcı adımlardan kaçınması gerekiyor. Kabadayılıkla bir yere varamazlar. AB’nin böyle güvenilir bir örgüt olarak diyaloğu desteklemesi gerekiyor.”