Yokluğun isyanı: Yılan gibi kıvranıyor insan açlıktan

Yayın tarihi: 11 Ocak 2021 Pazartesi 10:43 am - Güncelleme: 11 Ocak 2021 Pazartesi 10:45 am

Koronavirüsün yarattığı zorluklardan kuşkusuz en çok etkilenenlerin arasında yer alan meslek grubu müzisyenler. Birçoğu müzisyenlikle geçinen Roman yurttaşlar önce eğlence mekanlarının ve düğün salonlarının kapanması nedeniyle yoksullukla bir kez daha karşı karşıya geldi. “Bu devlet geceleri aç yatmak nedir biliyor mu?” diye soran Hatice Mokan, “Yılan gibi kıvranıyor insan açlıktan” diye isyan etti.

 

Birgün’den Yaren Çolak’ın haberine göre; Pandemi süreciyle var olan yoksulluk daha da derinleşti. Sigortalı iş bulamayan, yevmiyeli işlerde çalışıp geçinmeye çalışan yurttaşlar sefaletle baş başa. Birçoğu müzisyenlikle geçinen Roman yurttaşları önce mekânların kapanması, ardından da düğünlerin yapılmaması vurdu.

Devletten de yerel yönetimden de hiçbir yardım alamadıklarını belirten Romanlar, salgın günlerinde de ‘kimsesiz’ kaldı. Koronavirüs salgını karşısında yaşadıklarını, ‘korona’ şarkısıyla cevap veren yurttaşlar, hemen devamında ‘açız’ diye haykırıyor. Çocuklar da eğitimden tamamen kopmuş durumda.

Umurbey Mahallesi’nde evleri bitap hale gelmiş olan dört kişilik bir ailenin kapısını çalıyoruz önce. Evin çatısını yenileyemedikleri için her yağmurdan sonra evlerini adeta su bastığını aktarıyor Oktay Mokan. “Ev başımıza yıkılacak diye korkuyoruz” diyor. 13 yaşında oğlunun eğitimle olan bağının tamamen koptuğunu, “Eğitimi alsa alsa zengin çocukları alır bizim gibi gariban alamaz” sözleriyle dile getiriyor.

“EKMEK ALABİLMEK İÇİN BORÇ İSTEDİM”

Pandemi döneminde işsiz kaldığını aktaran Mokan, “Koronadan önce inşaatlarda bekçilik yapıyordum.  Şimdi işimiz de aşımız da yok. Bu akşam ekmek alabilmek için kardeşimden 10 TL borç istedim. Hadi bu gece ekmeği aldık diyelim ya sabah?”

Mokan, 24 yaşındaki engelli oğlunun ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, oğullarının soğuk zeminde yattığını belirtiyor: “Oğlum 657 lira engelli maaşı alıyor. O maaşla da aldığımız kuru ekmek. Eve giren başka para yok bazen ben yevmiyeli iş bulursam gidiyorum.”

“BU GECE TOKSUN SABAH YİNE AÇSIN”

Bu mahallede yaşayanların dertleri aynı. Açlık… üç aydır elektrik faturalarını ödeyemediklerini söylüyor Oktay Mokan’ın eşi Hatice Mokan. “Çocukların önüne koyabileceğim kuru ekmeğim dahi yok” diye isyan eden Hatice Mokan, “Faturaları neyle ödeyeceğiz? Gelirimiz hiç yok, birinden 5- 10 lira bulursak ekmek alıyoruz. Çay ve ekmekten başka bir şeyimiz yok. Diyelim eşim yevmiyeli işe gitti, 50 TL kazandı. Alacağımız bellidir; 10 TL’lik kıyma, 7 tane ekmek, 5 liralık domates, açık çay, şeker. Bu gece toksun sabahleyin yine açsın. Bulursak yeriz bulamazsak aç yatarız. Benim şu anda çocukların önüne koyabileceğim kuru ekmeğim dahi yok” diyor.

“AÇLIKTAN UYKULARIM KAÇIYOR”

“Bu devlet geceleri aç yatmak nedir biliyor mu?” diye soran Hatice Mokan, şöyle devam ediyor: “Yılan gibi kıvranıyor insan açlıktan. Uykum bile kaçıyor. Açlıktan sabahlara kadar uyuyamıyoruz. Bu halimiz ne olacak? Ne iş ne yevmiye… Sokağa çıkma yasağı var. Günlerce aç evde kapalı duruyoruz. Alıp bir komşudan ekmek isteyemezsin, yasaklarda günlerce ekmeksiz yatıyoruz.”

Nurgen Demircan ve kızı Ecem’in evinde de manzara aynı. Evlerine giren tek maaşın 914,49 TL “fakirlik maaşı” olduğunu aktaran Nurgen Demircan, kızlarına tablet alamadığını ve kimseden de böyle bir yardım göremediklerini kaydediyor. “Çilelerimiz çok” diyor ve ekliyor: “Geçen seneye oranla 12 torba eksik kömür aldık. Her gün yaklaşık bir çuval kömür yakıyoruz. Bize bu sene dağıtılan 34 torba kömür neredeyse bitmek üzere. Ancak üç ayımız daha var. Edirne’nin kışı sert geçer.”

“TÜM KAPILAR YÜZÜME KAPANDI”

Çocuğunun ve eşinin engelli olduğunu belirten Türkan S., pandemi döneminde kesilen yardıma vurgu yaparak, “Bu dönemde yardım kesilir mi hiç” diye soruyor: “Oğlum 14 yaşında engeli yüzde 39 olduğu için ona engelli maaşı verilmiyor. Hastalığı nedeniyle oğluma almamız gereken ilaçları var. Bu nedenle Sosyal Hizmetler bize 3 ay öncesine kadar bin TL yardım veriyordu. Ancak verdikleri bin TL’yi de pandemide kestiler. İtiraz yazısı yazdım fakat gittiğim tüm kapılar yüzüme kapandı.”

Türkan S., sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Çocuğum epilepsi, kekeme ve yüzde 39 engelli raporu var. Öte yandan psikolojik sorunları var. İlaç kullanıyor. Saldırgan bir çocuk bir de bu çocuğun aldığı desteği pandemide kestiler. İlaçlarını neyle alacağız? Saldırganlığı daha da artı. Zaten evden de çıkamıyor. O parayla biz ona kitap alıyor, etkinlik yaptırıyorduk. Şimdi hiçbir şey yapamıyoruz. Hastalığı daha da ilerledi. Yeşil kartlı olmamıza rağmen aldığımız yardımı 3 ay önce en derin pandemide kestiler. Hak mı bu şimdi? Aldığımız tek maaş eşimin 657 lira engelli maaşı.”

“DERT KAYNIYOR”

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Deneği Başkanı Turan Şallı şunları anlattı: “Bu Roman mahallelerinin sosyal gerçekliği, ‘yoksulluk’. Romanlar zaten yoksulluk zincirinin halkasıydı ama pandemiden sonra bu yoksulluk daha da derinleşti. Maalesef hepimiz pandemi dönemini yaşıyoruz ama Roman mahalleleri yoksuluğu derinden hissediyor. Artık Romanlar’ın evinde tencere kaynamıyor. İnsanlar işsiz ve aşsız kaldı. Evlerinde elektriği kesilen, yiyecek ekmek bulamayan Romanlar’ın tenceresinde artık dert kaynıyor.”