Yine mi savaş

Kanlı Arap Baharı sürecinde kârlı çıkan tek ülke olarak İsrail’in Azerbaycan’dan yana legal ve illegal tavır sergilemesi olası gelişmelerin ne denli kanlı olabileceğini yeterince gösteriyor.

Haberlere bakılırsa İsrail Bakü ile imzaladığı askeri ve istihbarat işbirliği anlaşmalardan yararlanarak İran’ın askeri faaliyetlerini yakından izlemek için Azerbaycan’ın güneyinde askeri ve istihbarat üsleri kurmuş ve buralardan İran’ın kuzey batı bölgesinde yaşayan Azeri kökenlileri İran devletine karşı kışkırtmaktadır. 2012’de Malatya-Kürecik’te kurulan ABD-NATO üssünden de yararlanan İsrail ve müttefiki ABD ve batılı ülkelerin amacı Kafkaslar'daki olası savaşı fırsata çevirip Türkiye ile İran’ı birbirine kırdırmaktır. 1980’de Saddam yönetiminde Irak’ın sekiz yıl süreyle İran’la savaştırdıkları gibi. Bir milyon insan öldü ve sakat kaldı. Yüz milyarlarca dolarlık yıkım oldu. Sekiz yıl sonra savaş bittiğinde iki taraf kendi sınırlarına çekildi. Savaştan iki yıl sonra yine batının tezgahı ile bu kez Sünni Saddam; Şii İran’la savaştığında kendisine yardım eden Sünni Arap Körfez ülkelerini tehdit etti ve gidip Kuveyt’i işgal etti. ABD ve müttefikleri bölgeye geldi, Saddam’ı Kuveyt’ten çıkardı ve 2003’de Irak’ı işgal etti. İşgalden dört ay önce AKP Ankara’da iktidar oldu. Bir yıl sonra da Erdoğan’ın övünerek Eş-Başkan olduğunu söylediği BOP ilan edildi.

BOP çerçevesinde bölge İslamcılarına “Müslüman ve laik Türkiye’de demokratik seçimlerle iktidar olan AKP gibi olun” diyen ABD ve batılı müttefikleri Erdoğan’a ‘bu işin başında sen ol’ diyerek Türkiye’yi bölge bataklığına itti.

Bölgede ve Türkiye içinde geldiğimiz nokta ortada.

Anlaşılan emperyalistler için BOP ve ‘Arap Baharı’ yetmemiş. Şimdi herkes yeni türden ama çok daha kanlı bir “Kafkas Baharı” peşinde.

Ukrayna yenilgisinin intikamını almak için herkes tezgah peşinde.

Kanlı Arap Baharı’dan ders almayanlar her zaman kendilerine göre gerekçelerle oyuna gelir ve getirilir.

Din, iman, vatan, millet, tarih ve Mehter Takımı her zaman işe yarayan malzemelerdir.

Yeter artık.

Büyük Tiyatro’da figüran olmaya son.