Yıldız Akalın | Uğur Mumcular görev başında

Yayın tarihi: 23 Ocak 2021 Cumartesi 8:07 pm - Güncelleme: 23 Ocak 2021 Cumartesi 8:07 pm

Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu, alçakça katledilişinin 28. Yıldönümünde yine hem Türkiye’de hem de yurtdışında artan bir özlemle anılacak.

Bu etkinliklerde çağdaş, laik, demokrat, hukuk devleti bir Türkiye mücadelesi veren, kişiler, sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütlerince Uğur Mumcu simgesinde bütün katledilen gazeteciler ve aydınlar da anılırken, Türkiye’nin geldiği konum tartışılarak, çözümler tartışılırdı.

Özellikle de Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) onur üyesi Uğur Mumcu geleneksel ADALET VE DEMOKRASİ logosunda anılırken Türkiye’den Cumhuriyet Gazetesi yazarları, hukukçular, siyasiler katılımcı olurlardı.
Bu yıl Pandemi salgını nedeniyle kitlesel etkinlikler video konferans (internet Kapsamında) gerçekleştirilecek. (*1)

Uğur Mumcu’yu,1979 yılında HDF’nin yerel örgütü Münih Halk Derneğinde tanımıştım.

HDF’nin hafta sonu seminerleri, olağan Kurultaylarının onur konuğu, konuşmacısıydı.

Rabıta-Tarikat-Siyaset-Ticaret kitaplarını hazırlarken, diğer yazılarını kitaplarını yazdığı titizlikle kaynağına kadar gider, eleştirdiği kişi ve kuruluşlarla yüz yüze görüşerek, sorularını sorduğuna HDF’li arkadaşlar, dernek başkanları tanıktır.

12 Mart Cunta döneminde aynı konumdaki kişiler yedek subay olarak askerlik görevini yaparken Uğur Mumcu, er olarak askerlik yapmasını ‘’Sakıncalı Piyade’’ kitabıyla mizah konusunda da ustalığını kanıtlamıştı.

Yolsuzlukları, haksızlıkları, din istismarcılarını kanıtlarıyla kamuoyuna açıklıyordu.

O yalnız sağcıları, tarikatları, kaçakçıları değil sosyalist kimlikli kişilerin Siyasal İslamcılarla ‘’algülüm-ver gülüm’’ iş birliğini deRabıta kitabında eleştirmişti.

Eski Marksistlerin, Özal iktidarında liberalizm cambazlığını yaptıklarında siyasi literatüre geçen ‘’LİBOŞ’’ sözcüğünü yaratmıştı.

Aydınlar, demokratlar, bilim adamları, sendikacılar katlediliyorlardı. Faili Meçhul Cinayetler dönemi başlatılmıştı.

Uğur Mumcu, sadece kaçakçıların, hırsızların, rüşvetçilerin değil, Tarikat-Ticaret-Siyaset üçgeninde dini siyasete araç olarak kullanarak köşeleri dönenlerin, ırkçıların, döneklerin de hedefindeydi.

Sürekli ölüm tehditleri alıyordu.

1992 yılının Ekim ayında Berlin’de HDF Kurultayına katılmış, (bugünlerde) sosyal medyada izlene bilinen Terör ağırlıklı önemli bir konuşma yapmıştı.

Çok geçmedi, 24 Ocak 1993 tarihinde evinin olduğu Ankara’da Karlı Sokakta arabasına konan bombayla katledildi.

Türkiye ayağa kalktı ve milyonlarca insan yurt genelinde ve dünyada sokaklara döküldü.

Cenazesine şiddetli yağan yağmura rağmen, yüzbinlerce insan katılmıştı.

Devlet ‘’namusunu garanti olarak ortaya koymasına rağmen’’ katiller bulunamadı.

28 Yıl sonra bugüne baktığımızda O’nun vurguladığı:‘’Essalamün aleyküm Albayım ’ın’’ çok ötesine geçmiş, bir ucube devlet yönetimi çizgisine geçiş yapılmıştı.

2020 sonlarındaTarikat-Siyaset-Ticaret düzeninden Tarikat-Siyaset-Mafya düzenine geçildi.

Cumhurbaşkanına, ortağına ağır hakaretler etmekten öte, ölümle tehdit eden katil Mafya liderine ödül olarak cezaevinden çıkarılıp, muhalefeti tehdit eden devlet korumalı dokunulmazlık verilmiştir.

Ana Muhalefet Lideri, TSK üst düzey komutanlarının, içişleri bakanının, devlet erkanının bir arada olduğu ortamda planlanmış bir linç girişiminde devlet adabına bağlı bir emniyet müdürü ve vatandaşlar sayesinde ölümden kurtuldu.

Emniyet müdürü Muhalefet Liderini kurtardığı için sürgüne gönderildi.

Olaydan sonra devletin içişleri bakanı Muhalefet Liderini suçlarken failler serbest bırakıldı.

Cumhur İttifakının hakaret ve tehdit ve hakaretten sorumlu Bahçeli ve Partisi, eski ülkücülerce ‘’koltuk bekası’’ için ihanet içinde olduğu savıyla ayrılan gazetecileri, siyasetçileri mafya yöntemleri ile dövdürttü, saldırganlar serbest bırakıldı.

Artık dayakla sindiremediklerini, ülkücü militanlarca öldürtmeyi bile göze aldıkları döneme girildi.

AKP eski milletvekili İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağve Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu öldürülmekten direnmeleri sayesinde kurtuldular.

Orhan Uğuroğlu’na saldıranlar serbest kalırken, Selçuk Özdağ’a saldıran iki ülkücü tutuklanmasını isteyen bir Cumhuriyet savcısını, MHP Milletvekili ve Ülkü Ocakları yöneticisitehdit ettiler.

Diğer Cumhuriyet Savcıları sessiz kaldılar.

Yandaş gazeteci eskiden de vardı. Ama, bu dönem kadar kalemini satan, eğilip bükülen azınlıktaydı.

Amiral Gemisinin tepe adamları kimi şarap uzmanlığı alanına yönelirken, kimi kaburgası kırılınca aklı başına gelerek fır dönünce tepeye oturduğu dönemde:

Gazeteciliği onurlu, eğilip bükülmeyen, Uğur Mumcu’nun izinden giden genç gazeteciler çıktı ortaya.

Hapsedildiler, tehdit edildiler, darp edildiler ama geri adım atmadılar.

Hırsız siyasetçileri, onurunu satan sözde hukukçuları, ahlaksız tarikat şeyhlerini, siyaset-mafya işbirlikçileri delilleriyle ortaya koymaktan korkmadılar yazdılar, yazacaklar…

Ne demişti Uğur Mumcu:

” Bir kalem susar, yerini bir başkası alır.
Bu kalemler tükenmez.
Ne kelepçeler ne demir kapılar ne iddianameler ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları
Bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz.
Kalemler vardır, sömürünün, vurgunun zırhıdır.
Kalemler vardır, özgürlüğün ve barışın silahıdır.
Kalemler vardır, gençlerin idam kementlerinden kırılır atılırlar.
Kalemler vardır, yılmadan, usanmadan, eğilmeden, bükülmeden yazarlar.”

Karamsarız sevgili Uğur Mumcu, hem de çok karamsarız

Bu yeni Uğur Mumcu’ları gördükçe umudumuz karamsarlığın önüne geçiyor

Uğur Mumcular görev başında

Umutluyuz…

Etkinliğin izlenebileceği LİNKLER

Pandemi nedeniyle, kitlesel toplantıların tehlikeli olması nedeniyle video konferans olarak anılacak.
Tarih: 24 Ocak 2021- Saat (Almanya saati 13.00-15.00 arası) (Türkiye saati 15.00-17.00 arası)
Konu: ‘’ Uğur Mumcu Gazeteciliğiyle Türkiye’de bugün Tarikat-Mafya düzenini anlamak. ‘’
Ataol Behramoğlu: Şair-Yazar
Barış Terkoğlu: Gazeteci Yazar
Müzik: Sıddık Doğan
https://www.youtube.com/channel/UCq9IJGCRZxgBcqkhAWmAEow
https://www.facebook.com/hdf.sosyaldemokrathalkdernekleri