Haber

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci duruşma! Eski Bakan yargılanacak mı?

SGK'dan daha fazla para kazanabilmek için 12 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davada ikinci duruşma görülüyor. İlk duruşmada çete elebaşı olmak suçlamasıyla yargılanan Fırat Sarı, özel hastane sahiplerinin yoğun bakımların dolu olması için baskı yaptığını iddia etmişti. Sarı'nın itirafından sonra özel hastane sahipleri ve kapatılan Avcılar Hospital'in sahibi eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun yargılanıp yargılanmayacağı merak konusu olmuştu.

İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'dan günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve 10 bebeğin ölümüne neden olan, 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı Yenidoğan Çetesi davasında ikinci duruşma bugün Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

DURUŞMA BAŞLADI

Reyap Hastanesi hemşiresi Ecem Koç:

"Halime bebek anne karnında oksijensiz kalmıştı, Tekirdağ Şehir Hastanesi’nden sevkle geldi. 55 gün boyunca tüm çabalarımızı gösterdik. Birkaç gündür eks durumundaydı, öleceğini biliyorduk. Müdahale bir ekiple yapılır, ben o sırada doktorla iletişimdeydim. İlk kez doktorsuz kaldık, yoğun bakımda mavi kod verilmez, biz zaten mavi kod ekibiyiz"

"BEBEKLE FIRAT SARI İLGİLENDİ"

Mahkeme Başkanı: Bebeğin tedavisiyle hangi doktor ilgilendi?  
Ecem Koç: Fırat Sarı.  

Mahkeme Başkanı: Sürecin tamamında Fırat Sarı mı görev aldı?  
Ecem Koç: Evet.  

Mahkeme Başkanı: Toplamda kaç hemşire görevliydi?  
Ecem Koç: 18 hemşire.  

Mahkeme Başkanı: Bebekle birebir kim ilgilendi?  
Ecem Koç: Fırat Sarı.

"ARAMIZDA TİCARİ İLİŞKİ YOK"

Mahkeme Başkanı: Para akışı hakkında ne söyleyeceksiniz?  

Ecem Koç: Medisense adlı şirketin yapısı hakkında bilgim yok. Bahar Hanım’a belirli aralıklarla 1000-1200 TL civarında para ulaşıyordu. Fırat Bey için kıyafet satın almıştım, daha sonra kendisi bu bedeli bana iade etti. Aramızda herhangi bir ticari ilişki bulunmuyor, bu sadece bir alışveriş.

"HEM ŞİKAYETÇİSİNİZ HEM PARA ALIYORSUNUZ"

Savcı: Çelişiyorsunuz. Bir yandan "Fırat Sarı her gün gelirdi" diyorsunuz, bir yandan da "O an yoktu" diyorsunuz.  

Ecem Koç: O anda bir doktora ihtiyacımız vardı. Doktorun o an orada olması gerekiyordu. İş işten geçtikten sonra gelmesinin bir anlamı yok. Benim şikayetim de zaten buydu.  

Savcı: Hem şikayetçisiniz hem de para alıyorsunuz. Neden ondan para alıyorsunuz?  

Ecem Koç: Şikayetim, o an orada bulunmamasıyla ilgiliydi. Parayı, belirttiğim gibi, sorumlunun aracılığıyla alıyorum.

"MUAYENE YAPMADIM AMA HATIRLAMIYORUM"

Resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlamasıyla yargılanan asistan hekim Mehmet Salih Kara daha önce yaptığı savunmayı tekrarladığını söyledi. 

Kara'nın ifadesini tekrarlamasının ardından hakim soru sormaya başladı.

Hakim: Fırat Sarı diyor ki, benim adıma bakacaksın sana yer buldum. Silivri Kolan hastanesinde benim adıma bakacaksın diyor? Ne diyorsun?

Mehmet Salih Kara: Konuşmuş olabilirim ama eylem olarak gerçekleştirmedim. 

Hakim: Fırat Sarı’ymı orada, İstanbul’da da Salih Kara’yım diyorsun, hatırlıyor musun?

Mehmet Salih Kara: Hayır. 

Hakim: Mehmet Gürül diyor ki bizim kaşemizi kullanırsın?

Mehmet Salih Kara: Hayır hatırlamıyorum. İmkansız bir şey. 

Hakim: Hts kayıtlarında Silivri’de baz vermiş telefonun ne diyeceksin?

Mehmet Salih Kara: Ablam ve kız arkadaşım orada otururdu. Silivri Kolan Hastanesi’nin nerede olduğunu bile bilmem. Muayene yapmadım. Ama hatırlamıyorum.

Hakim: Fırat Sarı’dan menfaatin oldu mu?

Mehmet Salih Kara: Hayır olmadı. Para almadım.

"AKP'YE YAKIN HASTANELERE DENETİM YAPILMIYOR"

Birçok özel hastanenin denetlendiğini ama AKP’ye yakınlığıyla bilinen hastanelere denetim yapılmadığını söyleyen hemşire Serenay Şenkalaycı konuşuyor

Mahkeme Başkanı, İlker Gönen ile Serenay Şenkalaycı’nın tapelerini okudu. İlker  'Tamam olsun, boş ver eks olacak' demiş, ne diyeceksin?

Sorumlu hemşire Serenay Şenkalaycı: Efendim, izin verirseniz toplum vicdanını rahatlatmak adına bir açıklama yapmak isterim. Bu bebek, Kerem bebek... Biz hazır bir ekip olarak, (hemşireleri sayıyor) bizzat bebeğin doğumuna katıldık. Yaklaşık 15 dakika kadar doğumhanede bebeğe müdahale ettiğimizi hatırlıyorum. Ardından, uygun koşullarda yenidoğan ünitesine sevkini gerçekleştirdik.

Mahkeme Başkanı: Mehmet Gürül ile Fırat Sarı arasında geçen bir görüşmede adınız ilaç düşmek konusunda geçmiş.  

Serenay Şenkalaycı: Burada birçok meslektaşım ifade verdi, ancak hiçbiri bu durumu açıklayamadı. 'Düşüyorum' kelimesi, doktorun 'reçete ediyorum' demesi anlamına gelir. Ben CUROSURF kullanmıyorum. Bu konuyla ilgili Hasan Basri Gök ile görüşmelerim oldu. Hasan Basri, beni bu konuda manipüle etmeye çalışıyordu. Hastane olarak CUROSURF’a geçmemiz konusunda ısrar ediyordu. Bu kadar ısrar edince şüphelendim ve durumu İlker Gönen’e ilettim. İlker Gönen de bana, 'Ben de şüpheleniyorum' dedi. Ayrıca, sağda solda satış yaptıkları söylentilerini duyduğunu da belirtti. Daha sonra İlker Gönen beni bu konuda uyardı.

Mahkeme Başkanı, denetimle ilgili diyaloglarını sordu: 

Hemşire Serenay Şenkalaycı: Bunu bizim kuruma yapılmış bir saldırı olarak düşündüm. Normalden çok farklı bir durumdu.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök’ü nereden tanıyorsun?  

Serenay Şenkalaycı: Fırat Sarı’nın asistanıydı.  

Mahkeme Başkanı: Peki, Fırat Sarı’yı nereden tanıyorsun?  
Serenay Şenkalaycı: Avcılar Hospital’de yarı zamanlı olarak 6 ay kadar poliklinik hizmeti verdi.  

Mahkeme Başkanı: Denetim zamanlarında hastanede bulunur muydu?  

Serenay Şenkalaycı: Hastanemize ara sıra gelir giderdi. Ancak kendisiyle iletişim kurmaktan kaçınırdım.  

Mahkeme Başkanı: Kiminle muhatap olurdun?  

Serenay Şenkalaycı: Dr. Zeki Ötünç ile.

Hemşire Serenay Şenkalaycı: Hasan Basri Gök’ün hareketlerinden çok şüphelendim. Hasan Basri Gök gelip Fırat Sarı bana, "İlaçlar biriksin, genel merkezde toplanacak" dedi diye aktardı. Ancak ben kendisine hiçbir şekilde ilaç vermedim.

Mahkeme başkanı, hemşire Serenay Şenkalaycı’ya soruyor: 

Mahkeme Başkanı: İlker Gönen ile denetim hakkında bir konuşmanız olmuş. Denetimi haber veriyorsunuz ve İlker Gönen, "Tamam, gelsinler" diyor. Bu konuşmayı hatırlıyor musunuz?  

Serenay Şenkalaycı: Evet, hatırlıyorum. Bu konuşmada herhangi bir usulsüz durum yok. (Tıbbi terimler kullanıyor)  

Mahkeme Başkanı: Ancak İlker Gönen’e, "Odada 10 hastanın dışında hasta tutmak yasak" demişsiniz. Bu neden yasak?  

Serenay Şenkalaycı: Normalde 11 hasta olmaz ama o sırada ek bir hasta gelmişti. Hastaya izolasyon kararı uygulanmıştı, bu yüzden böyle bir durum ortaya çıktı. Ancak usulsüz bir durum yok.

"NEDEN AYRILMAMI İSTESİN Kİ"
 

Savcı: İşletme derken hastaneyi kastettiğini söyledin, ama tüm sanıklar Fırat Sarı’nın işlettiği hastaneleri kastettiğini belirtti. Peki, neden kendi hastanene hastane değil de işletme dedin?  

Serenay Şenkalaycı: Ben işletmenin değil, hastanenin hemşiresiyim.  

Savcı: Şu an bile işletme diyorsun. Tapede de aynı ifadeyi kullanmışsın.  

Serenay Şenkalaycı: O an öyle demişim.

Savcı: Daha önce "Fırat Sarı, ben ayrılmayayım diye para gönderiyordu" demiştin. Neden böyle bir şey yapıyordu?  

Serenay Şenkalaycı: Ben kıdemli bir hemşireyim, bebeklere iyi bakan biriyim. Neden ayrılmamı istesin ki?  

Savcı: Sen bana soru sorma, ben sana soru soracağım.  

Serenay Şenkalaycı: Tamam, özür dilerim.  

Savcı: Yani, kendini çok iyi bir hemşire olarak görüyorsun, doğru mu?  

Serenay Şenkalaycı: Evet.  

SALON GERİLDİ

Savcı: Senin hakkında iddia, SGK’yı dolandırmak için epikrizleri en üst seviyede doldurduğun yönünde. Bu doğru mu?  

Serenay Şenkalaycı: Ben kesinlikle epikriz yazmadım, yalnızca gözlem notlarımı paylaştım. 

Savcı: Bekle! 

(Sanık devam etti)

Savcı: Bekle diyorsam bekle. Sorunun dışına çıkma. Hasan Basri’ye neden "Ay sonunda epikrizleri değiştireceğim" dedin?  

Serenay Şenkalaycı: Hasan Basri’ye soru sordum ben.  

Savcı: Hayır, "Değiştiririz" diyorsun.  

Serenay Şenkalaycı: Sürç-i lisan etmişimdir.  

Savcı: Tamam, bunu soruyorum.  

Avukatı araya girdi.

Savcı: Bu şekilde bir soru yok. Araya giremezsiniz.  

Avukat: Bu bir mükerrer soru.

MÜEZZİNOĞLU'NUN HASTANESİNİN BAŞHEKİMİ SAVUNMA YAPIYOR

Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun sahibi olduğu Avcılar Hospital'in Başhekim'i ve AKP Milletvekili aday adayı Fetin Rüştü Yıldız'ın savunmasına geçildi.

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: 

"Işıklar Askeri Lisesi ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi mezunuyum. Bir süre askeri hekimlik yaptıktan sonra istifa ederek serbest hekimlik yapmaya başladım. Diyarbakır Askeri Devlet Hastanesi’nde 5 yıl görev yaptım. Ardından Kocaeli Seka Devlet Hastanesi, İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekimlik yaptım. Ayrıca İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcılığı ve Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Gerçekleşen ölüm ile ilgili herhangi bir kusurum bulunmamaktadır.

Ölüm oranlarının artmasıyla ilgili bazı şeyler söylemek istiyorum. Hastanemizde son 5 yıldaki ölüm oranı ortalaması yüzde 2.2’dir.

Benim başhekim olarak herkesin tek tek ne yaptığını kontrol etmeye imkanım olmadığını belirtmek isterim. Savcılık makamınca sanki söz konusu eylemlerden haberim varmış gibi anlaşılmış"

FIRAT SARI İLE ANLAŞMASI SORULDU

Mahkeme Başkanı: Danışmanlık anlaşmasını kimle imzaladınız?  

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Fırat Sarı ile.  

Mahkeme Başkanı: Anlaşma neyi kapsıyordu?  

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Maaşlar veya personel ile ilgili bir içerik yoktu. Anlaşma, sadece yenidoğan yoğun bakımın daha kaliteli şekilde sürdürülmesi amacıyla yapılmıştı.  

Mahkeme Başkanı: Maaşları kim ödüyordu?  

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Hastane olarak biz ödüyorduk.  

Mahkeme Başkanı: Tamamını mı?  

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Evet.

Mahkeme Başkanı:  Mahkeme Başkanı: Hastanenizin hemşiresi Serenay Şenkalaycı, "Başka hastanelerde de denetim var ama sanki bizim grubu denetliyorlar" demiş. Burada "bizim grup" derken neyi kastediyor sizce?

Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Ben bilmiyorum, Serenay Hanım bu ifadeyle neyi kastettiği konusunda bir cevap verdi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

19 HASTANE SORUMLU

Bin 400 sayfalık iddianamede, ölen 10 bebek maktul, 5 kişi müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü suçtan zarar gören, 19 özel hastane ve sağlık şirketi 'malen sorumlu' olarak yer aldı.

582 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Çete elebaşları Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

ESKİ BAKAN YARGILANACAK MI?

Çete'nin elebaşı olmak suçlamasıyla yargılanan doktor Fırat Sarı ilk duruşmanın 6'ncı gününde savunma yapmıştı. Sarı savunmasında özel hastane sahiplerinin yoğun bakım ünitelerinin dolması için kendisine baskı yaptığını, SGK'dan para kazanmak için 112 sistemini nasıl manipüle ettiklerinden haberdar olduklarını itiraf etti. 

Bu itirafın ardından, gözler soruşturmada adı geçen özel hastanelere ve soruşturma kapsamında kapatılan eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun hastanesi Avcılar Hospital'e çevrildi. Sarı'nın verdiği ifadeler doğrultusunda eski Bakan Müezzinoğlu ve diğer hastane sahiplerinin yargılanıp yargılanmayacağı bilinmiyor.