Düğün salonları açılıyor, 65 yaşa günde 10 saat sokak serbest, kafelerin kapanış saati uzatıldı… İşte yeni normalleşme kararları

Yayın tarihi: 9 Haziran 2020 Salı 6:54 pm - Güncelleme: 9 Haziran 2020 Salı 10:18 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni normalleşme kararlarını açıkladı. Alınan kararlara göre; 65 yaş üstü vatandaşlar haftanın her günü 10.00 ila 20.00 saatleri arasında serbest dolaşabilecek, 18 yaş altı ebeveyinleriyle her gün serbest olabilecek, lokanta ve kafe gibi işletmelerin kapanış saatleri 22.00’dan 24.00’a uzatıldı, düğün salonları 1 Temmuz’dan itibaren faaliyete geçecek…

Koronavirüs salgını nedeniyle dokuz kez dijital olarak toplanan kabine, uzun bir aranın ardından Beştepe’de ilk kez yüz yüze yapıldı. Erdoğan, toplantı sonrası yeni normalleşme kararlarını açıkladı.

Erdoğa’ın açıklamaları şöyle:

”Uzun bir aradan sonra yüz yüze gerçekleştirdiğimiz toplantımız az önce sona erdi. Normalleşme adımlarının çok yönlü değerlendirmesini yaptık. Ülkemizin tek başına salgını yenmesi yetmiyor. Dünyanın tamamının da bu salgını yenmesi gerekiyor.

NORMALLEŞME SÜRECİNDE ALINAN YENİ KARARLAR

Lokanta, kafe, kıraathane gibi işletmelerin kapanış saatleri 22.00’den 24’e uzatıldı.

1 Temmuz’dan itibaren tiyatro ve sinemalar faaliyete geçecek

65 yaş üstü haftanın her günü 10.00-20.00 saatleri arasında dışarı çıkabilecek

18 yaş altı vatandaşlar anne ve babasıyla dışarı çıkabilecek.
Nikah salonları 15 Haziran, düğün salonları ise 1 Temmuz’da açılacak.

Çalışma hayatında normalleşmeyi teşvik edecek bir mekanizma kuracağız. Salgın öncesinden daha iyi istihdam rakamlarına ulaşmak için gayret sarf edeceğiz. Çalışanlarımız emeklilikte daha rahat edecek. Tamamlayıcı emeklilik sistemini 2022’de yürürlüğe sokacağız.25 yaşın altındaki gençlerin istihdamını destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını temin edeceğiz.

Çalışanlarını, kısa çalışmaya geçiren veya ücretsiz izne ayıran işverenlerimize normalleşme desteği vereceğiz.

‘TÜBİTAK, ETKİN ŞEKİLDE KULLANILAN KOVİD-19 İLACI FAVİPİRAVİR’İ ÜRETMEYİ BAŞARDI’

Bugüne kadar sağlık yardımı veya ihracat izni talebine olumlu karşılık verdiğimiz ülke sayısı 125’i bulmuştur. Hekimlerimizin Kovid-19 tedavisinde etkin şekilde kullandığı Favipiravir isimli ilacı TÜBİTAK çatısı altında çalışan bilim insanlarımız kendi sentezimizle üretmeyi başardı. Sağlık Bakanlığımızın ruhsat sürecinin tamamlanmasının ardından ilaç kullanıma sunulacaktır.

‘DÜNYA GENELİNDE İŞSİZLİK ORANLARINDA YÜKSELİŞ BEKLENİYOR’

Küresel ekonomi üzerinde tarihte benzerine az rastlanılan şiddette olumsuz etkiye neden oldu. Dünya ticaret hacmi önceki krizlerden farklı olarak hem arz hem de talep yönlü daralmayla önemli ölçüde düştü. DTÖ’nün hesaplarına baktığımızda daralmanın yüzde 13-32 arasında gerçekleşeceği yönündedir. IMF ise ticaret hacminin 2020’de yüzde 11 azalacağını öngörüyor. 2020 yılında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, işsizlik oranlarında yükseliş bekleniyor. Hükümetler ve merkez bankaları ekonomilerini ve finans sistemini desteklemek amacıyla maliye ve para politikalarını destekleyen önlem paketleri açıkladı. Avrupa ve Amerika’da açıklanan destek paketlerine rağmen toparlanmanın yavaş ve sınırlı olduğu görülüyor. Oldukça ciddi rakamlara ulaşan kamu yardımlarının ekonomilere ağır yük getireceği anlaşılıyor.

‘DÖRT TEMEL TAŞ ÜZERİNDE YÜKSELECEĞİZ DEMİŞTİK, DÖRDÜNÜ DE YERİNE KOYDUK: EĞİTİM, SAĞLIK, ADALET, EMNİYET’

Türkiye ekonomide de hızlıca devreye aldığı kapsamlı tedbirlerle salgının etklilerini en aza indirmeye başarmıştır. Sağlam ekonomik yapımız sayesinde, tüm vatandaşlarına ücretsiz tedavi imkanı sunabilen nadir ülkelerden birisi oluduk. 18 yıl önce ne demiştik, biz ülkemizi 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz. Biri eğitim, ikincisi sağlık, üçüncüsü adalet, dördüncüsü emniyet demiştik. Dört temel taşı yerine koyduk, üzerine bir şeyler daha ilave ettik.

Bütün bunlarla beraber Türkiye artık yerinde duramayan ve her geçen gün daha da güçlenen ve ileri yürüyen bir ülke. Son 3 ayda 5,5 milyon ailemize 1000 lira karşılıksız nakdi yardımda bulunduk. Esnafımızın ve işletmelerimizin maliyetini ciddi oranda azalttık. Kamu bankaları aracılığıyla çok kolay şartlarda finansman desteklerini devreye alarak ankit ihtiyacını karşıladık. Hem işten çıkarmayı yasakladık, KÇÖ ile işletmelerin maaş yükünü hafiflettik. Marttan bu yana 3 milyondan fazla kişi kısa çalışma uygulamasından faydalandı. Ücretsiz izne ayrılanlarla KÇÖ’den yararlanamayan çalışanlara aylık 1177 lira nakdi ücret desteği vermeye başladık. Nakdi ücret desteğinden yararlanan çalışan sayısı da 1 milyonu buldu. 6,7 vatandaşımıza 40 milyar lira finansman desteği verdik. 1 milyon 300 bin esnafımıza 27 milyar lira finansman sağladık. 197 bin işletmeye 154 milyar lirayı aşkın finansman tahsisi yaptık. Esnafımızın, sanatkarımızın, sanayicimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.

Ağustos 2018’de başlayan kur ataklarının ve spekülatörlerin etkilerini gidermek için verdiğimiz mücadeleyi salgın döneminde de sürdürdük. Enflasyon ve faizlerin düşüşe geçtiği, makroekonomik göstergelerde önemli başarıların elde edildiği sürece sahip çıktık. Ekonomik İstikrar Kalkanı’nı devreye alabildik. Dışardan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan şirketlerimize, esnafımıza ve vatandaşlarımıza destek olduk. Her talepe anında dönüş yaparak destek mekanizmalarını devreye aldık.

Konutta tarihin en düşük maliyetlerini içeren bir finansman desteğini geçtiğimiz günlerde milletimizin istifadesine sunduk. Otomotiv ve turizmde de finansman imkanları sağladık. Devreye aldığımız adımlar Türkiye’nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu gösterdi. Şimdi bu kazanımları özellikle istihdamda gerçekleştireceğimiz sıçrama ile taçlandırmak var. Türkiye’nin istihdam kalkanı adıyla kapsamlı bir reform paketi hazırladık. Buradaki amacımız Ocak 2019, Nisan 2020 arasında işsiz kalan vatandaşlarımızın yeniden istihdama katılmalarını sağlamaktır. Kayıpları telafinin ötesinde kur saldırısı ve salgın öncesinden daha iyi bir istihdam seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz.

Türkiye olarak son dönemde salgınla mücadelenin yanı sıra dış politikada da pek çok başarıya imza attık. Gelişmiş ülkelerin bile aralarında maske savaşına tutuştuğu bir dönemde tüm dünya ile dayanışma sergiledik. Filistin’den Somali’ye, Tunus’tan Brezilya’ya kadar her kıtadan her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. 128 ülkeden 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye’ye getirerek ailelerine kavuşturduk. Ülkemiz hamdolsun güçlenerek, itibarına itibar katarak çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin getirdiği avantajları başarılı kullanarak, dış politika sahasına da yansıttık. 5 Mart’ta İdlib’de tesis ettiğimi sükunet ortamının bozulmasına izin vermedik. İdlib’in çatışma ortamına sürüklenmesine göz yummayacağız. Süreci yakından takip ediyor, gereken her türlü önlemi alıyoruz.

‘TÜRKİYE MÜCADELESİNDE ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR’

Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK’lı teröristlere yönelik operasyonlarımızı kesintisiz şekilde sürdürdük. Örgütün ekmeğinin peşindeki işçiyi, Vefa Sosyal Destek Grupları’nı hedef alan kalleş eylemleri içerde ve dışardaki sıkışmışlığın en bariz örneğidir. Bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Türkiye 40 yıla yaklaşan mücadelesinde tarihinin altın çağını yaşıyor. Son terörist etkisiz haline getirilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızın canına, namusuna kasteden alçaklar kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacak.

‘TÜRKİYE’NİN BİRİKİMİNİ LİBYA’NIN İSTİFADESİNE SUNACAĞIZ’

Geride bıraktığımız dönemde en güzel haberleri aldığımız yerlerin başında şüphesiz Libya vardır. Hafter ile destekçilerinin Trablus’u ve Libya’yı işgal planı hezimetle sonuçlanmıştır. Çöl aslanı şehit Ömer Muhtar’ın torunları sağdan soldan topladıkları lejyonerlerle Libya’yı işgale yeltenenleri bozguna uğratmıştır. Darbecilerin bugün kaçacak delik aradığını görüyoruz. Her zaman dediğimiz gibi, zor oyunu bozar. Libya’ya kurulan uluslararası tuzak bozulmuştur. Sahada elde edilen neticeler çok daha büyük zaferlerin müjdecisi olacaktır. Libya’nın tamamında barış tesis edilene dek kardeşlerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Sağlık ulaşıma, enerjiden savunmaya kurumsal kapasitenin geliştirilmesine kadar Türkiye’nin birikimizi ve tecrübesini Libya halkının istifadesine sunacağız. Akdeniz’de asla gerilim istemiyoruz. Denizden komşusu olduğumuz Libya’nın huzur ortamına kavuşması için çalışıyoruz. Türkiye’nin kimsenin ne toprağında ne de doğal kaynaklarında gözü vardır. Biz sadece kardeşlik bağlarımızın bulunduğu Libya’nın güvenliğini ve esenliğini istiyoruz. İyi günlerinde de onlarla birlikte kazanacağımız bir iklimi oluşturma gayretindeyiz.

MUHALEFETİ HEDEF ALDI

Muhalefetin milletimizin çıkarlarını savunmak gibi bir derdinin olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ülkemizde terör yapılarına destek verenler, Libya’da da aynısını yapmıştır. Doğu Akdeniz’de petrol arama faaliyetlerimize Rumlarla aynı tepkileri vermişlerdir. Köklü kardeşlik bağlarımıza aldırmadan ‘Ne işimiz var’ demişlerdir. Libya hükümetine terörist iftirası atacak kadar ileri gitmişlerdir. Ülkemizin başarısız olması için çok beklediler, hamdolsun tarihi bir başarıya imza atarak heveslerini kursaklarında bıraktık. Önümüzdeki dönemde hem içerdeki, hem de dışardaki darbe heveslilerini, terör örgütü sevicilerini, sömürge zihniyetlerini hüsrana uğratmaya devam edeceğiz.”