Yeni Çıkanlar | 26 Ekim 2020

Yayın tarihi: 25 Ekim 2020 Pazar 12:00 am - Güncelleme: 23 Ekim 2020 Cuma 3:31 pm

Tele1 Kitap editörleri, bu hafta da sizler için “Yeni Çıkanlar/Editörün Seçtikleri/Haftanın Kitabı” listelerini oluşturdular. Editörlerimizin seçkisinde edebiyattan tarihe, inceleme-araştırma kitaplarından politik eserlere ve hatıra kitaplarına kadar pek çok türde okunmaya değer kitaplar ve yayınevlerinin okurlarla buluşturdukları yeni eserler yer alıyor.

YENİ ÇIKANLAR

Marcel Proust

KISKANÇLIK

Çeviren: Ebru Erbaş

Can Yayınları

Kıskançlık, Fransız yazar Marcel Proust’un edebiyat tarihine damgasını vuran Kayıp Zamanın İzinde adlı yedi ciltten oluşan nehir romanının beşinci cildi Mahpus’tan seçtiğimiz çok çarpıcı bir bölüm.

Fonunda, aristokrasinin çöküşü ve orta sınıfın yükselişi dönemine denk gelen Üçüncü Cumhuriyet yönetimi altında gerçekleşen büyük toplumsal değişimlerin yer aldığı romanın bu bölümü, kıskançlık duygusunun en karanlık yanlarını ve yıkıcı etkilerini ustalıkla ele aldığı satırlarıyla bütünden farklılaşıyor.

Yazar olmak isteyen Marcel âşık olduğu Albertine’in kendisinin Paris’teki burjuva evine taşınmasını sağlamış ancak kendisi de arzunun ve kıskançlığın pençesine düşmüştür. Neden sürekli birbirimizi sınama ve sahiplenme eğiliminde oluruz, kıskançlık ölümden bile güçlü müdür gibi sorulara yanıt arayan Kıskançlık, Proust’un derin psikolojik gözlemlerine, zengin betimlemelerine aşina olanlar için bir hatırlatma, yeni başlayacak olanlar içinse tadımlık.

 

72 s.

İstanbul 2020

 

https://tele1kitap.com/urun/kiskanclik-3/

 

 

Yalçın Doğan

SUSSAM SUSULMAZ YAZMASAM OLMAZ

Sia Kitap

Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz, gönülden bağlandığı mesleğine yıllarını vermiş bir gazetecinin, 1970’lerin ikinci yarısından 2006’ya kadar görev aldığı gazetelerde, “Ancak, bazılarını yazmadım, daha doğrusu günün koşulları gereği yazamadım. Onlar bende saklı kaldı. Gün yüzü görmedi,” dediği anılarını da kapsıyor.

Kitabı yazmaktaki amacım, ‘tarihin tekerrür etmesini önlemeye’, kendi çapımda kalıcı bir katkı sunmaktan öteye gitmez.
2020 koşullarını düşündüğümde… Her şeye rağmen, ‘Gazetecilik… Bağımsız, özgür, kimsenin kulu kölesi olmadan, inandığın gibi, saygın gazetecilik…’ 2020 koşullarında bile, dünyaya bin kez gelsem, bin kez gazeteciliği seçerim.
Bu kitap bir siyasi tarih kitabı değil. Bir otobiyografi hiç değil. Ama, kronolojik olmayan, o nedenle yıllar içinde birbiriyle bağlantılı olayların perde arkasını kendi penceremden
anlatma denemesidir.”
YALÇIN DOĞAN

344 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/sussam-susulmaz-yazmasam-olmaz/

 

 

Alberto Manguel

ULİSES’İN DÖNÜŞÜ

Çeviren: Aslı Biçen

İnka Yayınları

Alberto Manguel ve Max, bize yerinden yurdundan edilmiş insanların, yersizyurtsuzların kendilerini hiçbir topluluğa ait hissetmeyişleri üzerine, başkahramanının mitik Ulises olduğu bir hikâye anlatıyorlar.

‘Ulises sırtını limana döndü ve ormanın içinden geçen taşlı patikayı takip ederek dağın tepesine, Atena’nın ona tarif ettiği yere doğru yürümeye başladı. İşsiz güçsüz bir grup erkek, içinde ateş yanan bir benzin varilinin etrafına toplanmıştı. Onlara selam verip ellerini ısıtmak için bir iki dakika yanlarında durdu. Sonra kısmen yıkılmış taş kapıdan şehre girdi.”

Manguel, edebiyat, edebiyat tarihi ve akademik disiplinin sınırlarını, insanı soluksuz bırakan bir ustalıkla tek hamlede aşıyor. Çağımızın Montaigne’i o; Mars’a yeni bir keşif robotu gönderirlerse adını “Manguel” koymalılar.

John Sutherland

48 s.

İstanbul 2020

 

https://tele1kitap.com/urun/ulisesin-donusu/

 

 

Ender Helvacıoğlu

UYGARLIKTAN KURTULMAK

Uygarlık, Modernite, Marksizm Tartışmaları

Bilim ve Gelecek Kitaplığı

 

Tarihin gelişimi hangi yöndedir? Uygarlaşma yönünde mi, uygarlıktan kurtuluş yönünde mi? Uygarlaşmaya çalışarak mı uygarlaşıyoruz, yoksa uygarlıktan kurtulmaya çalışarak mı? Uygarlık kurucularının temel iddiaları (can ve geçim güvenliği) uygarlaşarak mı sağlanabilir, yoksa uygarlıktan kurtularak mı? Daha soyutlayarak ve kavramsallaştırarak soralım: “İlerlemecilik” mi yoksa “kurtuluşçuluk” mudur tarihi sürükleyen asıl dinamik? İlerleyerek mi kurtuluyoruz, kurtularak mı ilerliyoruz?

Uygarlık kurucusu ve geliştiricisi egemen sınıflar (yani ilerlemeciler) tarihin öznesi gibi görülebilirler, oysa ilerlemeciliğin öznesi ezilenlerin uygarlıktan kurtuluş mücadelesidir.

Şimdiye kadar hep yıkıcılar/kurtuluşçular, kurucuların/ilerlemecilerin aracı oldu. İnsanlık tam tersini becerdiğinde yeni bir dönem, post-uygarlık (komünizm) dönemi başlayacak. Böylece yıkıcı-kurucu, ilerlemeci-kurtuluşçu çelişkisi de son bulacak. Buna “tarihin sonu” da diyebiliriz. Bu bir hayal mi? Yoksa -bırakın hayal mi değil mi tartışmasını- türümüzün devamı için bir zorunluluk mu?

Okuyacağınız kitapta bu çelişmeli ve çatışmalı süreç ele alınıyor, Modernite’nin bu süreçteki en önemli dönemeç olduğu vurgulanıyor ve Bilimsel Sosyalizmin (Marksist kuram ve pratiğin) insanlığı geleceğe taşıma potansiyeli tartışılıyor.

248 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/uygarliktan-kurtulmak/

 

 

İvan Alexsandraviç

OBLOMOV

Çeviren: Furkan Özkan

Koridor Yayınları

 Oblomov, sınırsız bir hayal gücüne sahip ancak günlerini gerçekleşmeyecek planlar kurarak geçiren, yerinden kalkmamak için hep bir mazereti olan, miskin, ihmalkâr ve kaygısız bir asilzadedir. Toprak köleliğinin son bulmaya yüz tuttuğu bir dönemde Petersburg’daki yeni yaşama ayak uyduramayınca kabuğuna çekilir ve işlerini yattığı yerden yürütmeye çalışır. Ne var ki kendisinden daha tembel olan uşağı Zahar ile can dostu Ştoltz onu toplumsal yaşama çekmeye kararlıdır. Zoraki tanıştığı Olga sayesinde dünyası kısa süreliğine renklenip ruhunda bir uyanış gerçekleşse de bu saf aşk tek başına kabuğunu kırmasını sağlayabilecek, onu Oblomovluğundan çekip çıkarmaya yetecek midir?

Gonçarov’un 1849 yılında kaleme aldığı ve Rusya’nın soylu sınıfını hicveden bu eseri, çağların müzmin hastalığı Oblomovluğu anlatır ve adeta içimize bir ayna tutar. Derin kişilik analizleri ve eşsiz tasvir gücüyle Gonçarov’un ustalığını gösteren bu eseri Furkan Özkan’ın özenli çevirisiyle sunuyoruz.

664 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/oblomov-10/

 

 

Dorothy Parker

YARIN BERBAT BİR GÜN

Toplu Öyküler

Çeviren: Başak Bekişli

Delidolu Yayınları

Maskeleri düşüren sivri dilli öyküler…

Caz Çağı’nın, adından en çok söz ettiren yazarlarından biri olan Dorothy Parker, Delidolu Yayınları tarafından iki cilt hâlinde yayımlanacak ”Toplu Öyküler”i ile ilk kez Türkçede.

Amerikalı yazarın yirmi yedi öyküsüne yer veren ilk cilt Yarın Berbat Bir Gün; aşka inanmayanların, aşktan sarhoş olanların, aldatanların, aldatılanların, kazananların, her daim kaybedenlerin, cesurların, korkakların ve daha nicelerinin hayatına göz kırpıyor. 1920’ler ve 30’ların ruhunu göz kamaştıran yanları ve karanlığıyla zekice yansıtan, ”trajikomik” olayları sivri uçlu kalemine dolayan Dorothy Parker, bu öykülerinde sadece kendi dönemini değil, insanın değişmeyen gerçekliğini de yakalamayı başarıyor.

”Artık senin ne halt edeceğini de bilmiyorum. Oysa senin farklı olduğunu sanmıştım!”
”Farklıydım,” dedi genç kadın, ”sadece sen benim farklı olduğumu düşündüğün müddetçe farklıydım.”

Pek çok Hollywood filminin senaryo ve diyaloglarında da imzası olan Parker, kadın erkek ilişkilerindeki iletişim sorunlarının doğurduğu ezeli savaşın ve komik diyalogların güncelliğini hâlâ koruduğu bu öykülerde, tüm maskeleri birer birer düşürüyor. Kendi kendini kandıranları, ensesi kalınları, zorbaları, mağrurları, budalaları ve kendini beğenmişleri karikatürize ederken, hazır reçetelere bel bağlamıyor. İnsanın acınası ikiyüzlülüğünü, cehaletini ve türlü zaaflarını, keskin bir göz ve alaycı bir tebessümle gözler önüne seriyor.

”İşte buradayım, yapayalnızım, istenmiyorum; üstelik yeni kıyafetlerimi giymişim. Hayat böyle, herhâlde. Biz zavallı minik şeyler… giyiniyoruz, plan yapıyoruz ve umut ediyoruz… peki, ne için? Hayat dediğin ne ki hem? Bir ölüm cezası. İki nokta arasındaki en uzun mesafe. Yorgun katırın burnuna bağlanmış saman demeti. Şey…”

 

280 s.

İstanbul 2020

 

https://tele1kitap.com/urun/yarin-berbat-bir-gun/

 

 

Jo Nesbo

OĞUL

Çeviren: Can Yapalak

Doğan Kitap

Karizmatik ve yumuşak başlı Sonny Lofthus on sekiz yaşından beri hapistedir. Diğer mahkûmlar genç Sonny’nin onları günahlarından arındırdığına inanıp işledikleri suçları anlatırlar. Sonny’nin eroin bağımlısı olmasıyla ve nasıl sürekli uyuşturucu temin edebildiğiyle Karizmatik ve yumuşak başlı Sonny Lofthus on sekiz yaşından beri hapistedir. Diğer mahkûmlar genç Sonny’nin onları günahlarından arındırdığına inanıp işledikleri suçları anlatırlar. Sonny’nin eroin bağımlısı olmasıyla ve nasıl sürekli uyuşturucu temin edebildiğiyle ilgilenmezler. Başkalarının suçlarını üstlendiği için hüküm giydiğini bilmedikleri gibi…

Sonny işlemediği yeni bir suçu polise itiraf etmeye hazırlanırken bir mahkûmdan sarsıcı bir itiraf dinler: Polis babası aslında intihar etmemiş, öldürülmüştür. Hapisten kaçan Sonny’nin elinde uzun bir intikam listesi vardır… Dışarıda iyiler ile kötüler, Başkomiser Simon Kefas, bakımevi idarecisi Martha, İkiz kod adlı mafya lideri ile iş dünyası arasında Oğul Sonny planını uygulamaya koyulur…

“Günah, kefaret, aşk, kötülük gibi en derin gizemleri araştıran, ustalıkla kurgulanmış bir roman. (…) Nesbo’nun, içinde Harry Hole olmasa da, en iyi, en derin ve zengin romanlarından biri.”

-Kirkus Reviews

536 s.

İstanbul2020

https://tele1kitap.com/urun/ogul-5/

 

 

Selçuk Şirin

YETİŞİN GENÇLER

Ergenlikten Yetişkinliğe Geçiş Kılavuzu

Doğan Kitap

 

Ümit gençliktedir! Yetişin gençler…

Bu yüzyılda genç nüfusumuz bir daha bu kadar kalabalık olmayacak. Ya suni gündemler üzerinden kavga etmeye devam edeceğiz ya da hep birlikte gençlerin sesine kulak verip dertlerine ortak olacağız.

Tercih zamanı!

Yetişin Çocuklar kitabıyla çocuk yetiştirme alanında büyük bir boşluğu dolduran Prof. Dr. Selçuk Şirin, Yetişin Gençler’de ergenlikten yetişkinliğe uzanan serüvene odaklanıyor. Bu kitap gençler ve gençleri dert eden yetişkinler için yazıldı.

  • Çocukluk ne zaman bitiyor, ergenlik ne zaman başlıyor?
  • Genç beyin: Nasıl çalışır? Nasıl gelişir? Nasıl desteklenir?
  • Gençler neden risk almayı sever?
  • Gençlerde beden algısı nedir? Nasıl değişir?
  • Duygusal zekâ nedir? Nasıl kazanılır?
  • Şimdiki gençler neden âşık olmuyor?
  • Kimlik arayışında yaşanan temel sıkıntılar nelerdir?
  • Ergenlik döneminde gençleri bekleyen okul korkusu, akademik başarısızlık, depresyon, bağımlılık, obezite gibi sorunlarla nasıl başa çıkılır?
  • Gençlerin fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminde ebeveynlerden eğitimcilere tüm yetişkinlere düşen görevler nelerdir?
  • Kariyer arayışı ne zaman başlar, zirveye giden yolda gençleri bekleyen dört adım nedir?

“Amacım, her bir gencin sağlıklı, mutlu ve başarılı olabilmesi için gerekli adımların atılmasına aracı olmak. Bu kitapta ergenlik dönemine ait temel bilimsel verileri kendi ebeveynlik tecrübem ve küçük bir köyden New York’a ulaşan gençlik hikâyemle yoğurarak anlattım. Koşullar ne kadar kötü olursa olsun, tarih boyunca insanlık, genç kuşaklarla kendini yeniledi. O nedenle benim de umudum gençlerde.”

-Prof. Dr. Selçuk Şirin New York Üniversitesi

236 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/yetisin-gencler/

 

 

Necati Tosuner

SEN VE KENDİN

İş Bankası Kültür Yayınları

Düşler. Kendi düşlerinle kendin yorgun düşerek. O ulaşılmaz düşlerinle yorgun düşerek. Hiç yüksünmeden, yorgunluktan bir başka yorgunluğa sevinçle düşerek. Sessiz sessiz. Sanki yorgunluk atmak için biçimlediğin yeni düşlerle başka yeni yorgunluklara düşerek sonra. Öyle, düşlerin yorgunluğunu yeni düşlerin yorgunluğuyla seve seve atarak. Sessiz görünürken kendini bir coşkuya kapılmış bularak. Düşlerden düşlere koşarak. Düşerek. Kendini yanılgıya düşmüş sayarak. Yanılarak. Yanılmayı sanki severek. Yanıldıkça yanılarak. Durup uslanmak hiç istemeden. Bunu gerçekleştirmek için bir uslanmazlık geliştirmiş olarak. Kendine de şaşırtıcı gelen bir uslanmazlık geliştirerek ve yeni başka düşlerle yeni bir uslanmazlığa erişerek. Yeni bir uslanmazlıkla köpüğü dindirilmiş düşleri yeni düşlerle canlandırarak. Uslanmadan. Hiç. Kendi düşlerinle kendin yorgun düşerek. Uslanmayı kendine yasaklamış olarak. Kendi düşlerinle hiç uslanmadan kendin yorgun düşerek…

248 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/sen-ve-kendin/

 

 

Yılmaz Gruda

SIMAYIL İLE RAZIYA

Kırmızı Kedi Yayınları

Şair, yazar, aktör, yönetmen, çevirmen, (bir dönem) reklamcı… Bir koltukta çok karpuz Yılmaz Gruda’dan ‘taş baskı’ bir sevda romanı Sımayıl ile Razıya.

Bugün yerinde yeller esen “ah güzel İstanbul”un, 81 ili bünyesinde barındıran bir kenar mahallesinde yaşanan, dillere destan bir sevdanın romanı. Üstelik sosyolojik bir alan araştırmasıyla iç içe… Gel de Gör mahallesinin işporta kasetçisi Sımayıl ve onun yangını güzeller güzeli Razıya. Meşhur aşk hikâyelerinin rengârenk bir gecekondu versiyonu…

“Kerem benim, Aslı ben
Bu beton sarmalı sahrada
Bir büyük çığlığım ben
Savrulanların çığlığı!
Sen nerdesin?
Nerdesin sen?”

128 s.

İstanbul 2020

https://tele1kitap.com/urun/simayil-ile-raziya-tas-baski/