Yazınımızda bir “Kutup Yıldızı”

Yayın tarihi: 21 Eylül 2021 Salı 6:41 pm - Güncelleme: 21 Eylül 2021 Salı 6:41 pm

Sayın Cengiz Gündoğdu, yazınımıza, öykü, deneme, oyun, eleştiri vb. türlerde onlarca yapıt kazandırır. Yeni yapıtı “Kutup Yıldızı”nda elliden çok kısa öykü vardır. Her öyküsünde Kutup Yıldızı gibi yön gösterici olarak görürüz Gündoğdu’yu. Berrin Taş, sunu yazısında, öykülerini tanıtırken onun en önemli sorununun “insan” olduğunu, anamalcı sistemi eleştirdiğini ve öykülerin, gerçek, nesnel olduğunu belirtir. Ünlü ozan Kemal Özer de sağlığında Akanyıldız öyküleri için yazdığı yazısında, “Bu kitap değil, bu kitabın yazarı da bir akanyıldız diyorum” (s.26) der. Son birkaç yıldır adına, “Sayıl” önadını ekleyen Cengiz Gündoğdu’nun bunu fazlasıyla hak ettiğini belirtmeliyiz. O, yazınımızın bir Akanyıldız’ı, bir Kutup Yıldızı’dır.

Birkaç öyküsünün konusuna göz atarsak Cengiz Gündoğdu’nun “insan” sorunuyla içli-dışlı olduğunu gözleriz. “Adalet” öyküsünde, avukat olan damat adayının bir olay nedeniyle bilinmeden suçlanılması sonucunda, nişanı bozup ortadan yittiğini görürüz. Eczacı nişanlısının zayıf yönü ve yanlışı da ortaya çıkmış olur. “Adanmış Bir Hayat” öyküsünde 1916 yılında Hicaz’a savaşa giden Nuri’nin döndüğünde sevdiği Nilgün’ün başkasıyla evlendiğini öğrenip yaşadıkları anlatılır. Nilgün’ün pişmanlığı, kocasından boşanıp Nuri’yle evlenebileceğini söylemesi vb. insanın acılarının, yürek sızılarının dinmediğini gösterir. “Ahmet Amca” öyküsünde, kardeşinin karısına âşık olan Ahmet Amca’nın dramı, “Amcamın Kızı” öyküsünde karısını başkasından kıskanıp cinayet işlenmesinin üzüntüsü yansıtılır. Çoğu öykünün sonu mutsuzlukla biterken yazar, okuyucuyu olaylar üzerinde düşündürür. İnsanlara erdemli bir yaşam önerisi getirir. Olay kişilerine siyasal olayların yorumunu yaptırırken gerçekçi bir yol izlediğini anlarız. Sözgelimi; “Dayak” öyküsünde, devrimin gerçekleşmesi için işçi sınıfının, köylü ve ordunun desteği olması gerektiğini söyletir. “Deli Oğlan” öyküsünde aşklarını yaşayan Belma ile Gürcan’ın sistemi eleştirmeleri, Gürcan’ın hapse atılması, orada şişlenip öldürülmesi yaşanan gerçekleri anımsatmaya yöneliktir.

KEMALİSTLERİN SOL KÜLTÜRÜ BUDALIĞI

Sayıl Cengiz Gündoğdu’nun öykülerinde, haksızlığa uğrayan, sevdiğine kavuşamayan, Atatürk sevgisi taşıyanların, işçiler için çalışanların, dürüst oldukları için işten atılanların, sevdiğine kavuşamadan ölenlerin acıklı sonu vardır. Kimi öykülerde, umarsız insanların yardımına koşan iyi yürekli kahramanları da görürüz. Yazar, Kurtuluş Savaşı’ndan izler taşıyan öykülerinde, yurtseverliğin önemini yansıtır. “Tartışma” öyküsünde, 25 yaşlarında olan üç asistanın (Fikret, Nusret, Turgut) tartıştığını, Fikret’in Kemalistlerin sol kültürü budadığını ve bir gerçeği vurguladığını anlarız. Yazar, Atatürk devrimlerini ve eski kültürü savunanları çatışırken yansıtır. Öykülerde, kılpayı kaçırılan mutluluklar, işsizlikten yaşamını yitirenler ve “Yarım Kalmış Bir Masal” var ki yazarın yaşamından kesitler verir okuyucuya. Yazın dünyasında gerçekçi yazarlar ile karşı gerçekçi yazarların içyüzlerini de sergiler. Son öyküsünde, Tarihi konuşturan yazar, insan olamayanlarla savaşımın sürdüğünü belirtirken bu savaşımın insanlık lehine kazanılacağı muştusunu da verir.

Sayıl Cengiz Gündoğdu, yazınımızın “Akanyıldız”ı ve “Kutup Yıldız”ı olmayı sürdürür, gerçekçi öyküler yazarken uyarıcılık, yol göstericilik görevini başarıyla yerine getirir.

(*) Kutup Yıldızı- Sayıl Cengiz Gündoğdu, Öykü, İnsancıl Yayınları, Haziran 2021, 176 s.