Yasağa rağmen çalıştırıldılar: ‘Bu ısrar neden?’

Yayın tarihi: 24 Nisan 2020 Cuma 4:30 pm - Güncelleme: 24 Nisan 2020 Cuma 4:30 pm

Sakarya’da çalışan sayaç okuma işçileri, koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında ilan edilen 4 günlük sokağa çıkma yasağında dahi çalıştırılmalarına tepki gösterdi. İşçiler, “Bu ısrar niye?” diye sordu.

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ) bünyesinden çalışan sayaç okuma işçileri, koronavirüs (COVID-19) tedbirleri kapsamında ilan edilen dört günlük sokağa çıkma yasağının ilk iki günü olan 23 ve 24 Nisan’da da sahaya gönderildi.

SEDAŞ yönetimi, yasağın “elektrik gibi kesintiye uğramaması gereken iletişim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ile arızaların giderilmesinde görevli çalışanları” kapsamadığını savunarak “Sorumlu olduğumuz elektrik dağıtım alanında; ana faaliyetlerden bir tanesi olan sayaç okuma faaliyetinin devamlılığı esastır” açıklamasını yaptı.

RİSK TABLOSUNDA 5.SIRAYA YÜKSELMİŞKEN NEDEN ISRAR EDİLİYOR?

Evrensel’in haberine göre, bu açıklamanın ardından yönetime seslenen SEDAŞ işçisi, “Şirket, COVID-19 vaka risk tablosunda 5’inci sıraya kadar yükselmişken neden en azından yasak ilan edilen günlerde (23 ve 24 Nisan) çalışmaya ısrar etmektedir?” diye sordu.

SEDAŞ işçilerinin açıklaması şöyle:

Öncelikle şirketimizin her koşulda en zor şartlarda çalıştığını, COVID-19 gibi salgın, deprem, doğal afet durumlarında; günümüzün vazgeçilmez ihtiyacı olan ‘enerji’yi kesintisiz sürdürebilmesi için bazı bölümlerin (arıza, bakım, onarım) çalışması zorunluluğunun SEDAŞ emektarı bir işçi olarak ben de farkındayım. Ancak burada “Endeks birimi” olarak çalışılması durumunda herhangi bir enerji kesintisi yaşanmayacağı gibi, devlet tarafından önlem amaçlı izolasyonu hedefleyen sokağa çıkma yasağına büyük katkı sağlanmış olacaktı. SEDAŞ bünyesinde en fazla hareket eden, vatandaşlarla en yüksek muhatap olan, sayaç okuma biriminin olabildiğince az çalıştırılması gerekirken mevzuatın arkasına sığınıp, masumluk göstermek, şirketin de bahsettiği “regüle şirket” olma prensibine ters düşmektedir.

SEDAŞ yönetimine şu soruları sormak elzemdir:

Biz bir aileysek, bütün tedbirler alındıysa, neden saha değil de, ofis çalışanları evden çalışmaya geçmiştir? Bu süreçte acil durum hariç diğer bölümler “fatura yazma” gibi yarı zamanlı (kimi kamu kurumların da personel haftanın 3 günü çalışıyor) sisteme geçilemez mi? Veya EPDK’nin yayımlamış olduğu “ortalama fatura” yöntemiyle fatura okuyucu, vatandaşla muhatap edilmeden fatura yazılamaz mı?

ÇALIŞMA SAATLERİNDEKİ DÜZENLEME NEDEN 3 GÜN SÜRDÜ?

COVID-19 nedeniyle sayaç okuma birimi 08.00-18.00 çalışma sisteminden 10.00-15.00 arası çalışma sistemine geçirilmişti. Bu uygulama sadece 3 gün sürdü. Bu uygulamadan neden vazgeçildi?

COVID-19 bulaşan bazı kişilerde hiçbir belirti göstermediği vakalara rastlanmış, (Sağlık Bakanlığı açıklamasıdır) buna istinaden bu kişiler diğer bireylere hastalığı bulaştırmıştır. Sahada tam zamanlı çalıştırılan saha elemanları şirket doktoru veya uygun bir hekimin periyodik muayenesine tabi tutulamaz mı?

Ana prensip ‘iş güvenliği’ yerine çalışmak, çalışmak ve çalışmak olan bir yönetimin, gerek çalışanların, gerekse vatandaşların şirkete olan bakış açısını olumsuz yönde etkilemesi, bunun tepkisinin de biz çalışanlara yansıması kaçınılmazdır. Bu konuda yapmayı düşündüğünüz bir şey var mıdır?

Saha personeline COVID-19 ile ilgili brifing neden verilmemiştir?

Şirketin bahsettiği EPDK’ye bağlı diğer aynı sektörde çalışan elektrik dağıtım şirketleri, Marmara Bölgesi kadar COVID-19’a maruz kalmamalarına rağmen başta sayaç okuma olmak üzere durdurmuşken, hedefi “regüle yönetim biçimi” olan bir şirket COVID-19 vaka risk tablosunda 5’inci sıraya kadar yükselmişken neden en azından yasak ilan edilen günlerde (23 ve 24 Nisan) çalışmaya ısrar etmektedir?

Gönül isterdi ki, biz problemlerimizi sizinle şeffaf bir şekilde konuşabilelim! İşten çıkarılma korkusu olmadan, korkutma, işten yıldırma, hatta sizin her defasında yaptığınız “taşeron” tehdidi olmadan konuşabilsek… Keşke…

‘EVDE KAL TÜRKİYE, BİZ VİRÜSÜ ÇALIŞANLAR OLARAK YAYIYORUZ ZATEN’

DİSK/Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin de EPDK ve tüm enerji şirketlerine çağrı yaparak “Nöbetçi ekipler dışında tüm enerji işçileri sahadan çekilsin. İş yükü artırılarak bu süreç yürütülemez. Kapı kapı dolaşmaya devam eden arkadaşlarımız, bulaş riskiyle karşı karşıyadır. Ayrıca enerji işçileri arasında da çok sayıda vaka bulunuyor. Şirketler bir an önce adım atmalı” demişti.