Yargıtay’dan emsal nafaka kararı

Yayın tarihi: 15 Ağustos 2019 Perşembe 3:26 pm - Güncelleme: 15 Ağustos 2019 Perşembe 3:26 pm

Son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri olan nafakayla ilgili Yargıtay’dan yeni bir karar daha geldi.

Yargıtay, tedbir nafakası boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra son bulacağından buna tedbir nafakasına ilişkin takipten kaynaklı olarak nafaka borçlusuna ceza verilmeyeceğine hükmetti.
İcra Ceza Mahkemesi, tedbir nafakası borcunu ödemeyen genç adamın, ‘Nafaka hükümlerine uymamak suçundan’ İcra ve İflas Kanunu’nun 344/1. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına hükmetti.

Adalet Bakanlığı, kararın kanun yararına bozulmasını talep etti. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, tedbir nafakası sorumluluğunun ortadan kalktığına karar verdi.

Yargıtay kararında; şu ifadelere yer verildi:

“Davacı kadın ile davalı adam arasında görülmekte olan boşanma davası sürecinde çiftin çocukları için tedbir nafakasına hükmedildi. Yapılan yargılama sonucunda nafaka alacağının dayanağını oluşturan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nafakaların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına hükmetmiştir. Karar kesinleşmiştir.

Şikayet tarihi itibariyle boşanma ilamı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilamın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilamla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile son bulacağı ortadadır.

KARAR OYBİRLİĞİYLE BOZULDU

Bu ilama dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılmaktadır.

Sanığa isnat edilen suçun oluşmadığı nazara alınmadan, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden kararın oybirliği ile bozulmasına hükmedilmiştir.”