Yargıçlar Sendikası’ndan ‘Kavala’ çıkışı: Yargıya olan güveni ortadan kaldırıyor

Yayın tarihi: 21 Şubat 2020 Cuma 3:47 pm - Güncelleme: 21 Şubat 2020 Cuma 3:47 pm

Gezi parkı davasında beraat eden Osman Kavala!nın 15 Temmuz’la ilgili başka bir soruşturmadan tekrar tutuklanmasını “vahim bir hukuki sorun” olarak niteleyen Yargıçlar Sendikası, davada beraat kararı veren hakimler hakkında soruşturma açılmasını da eleştirdi.

Yargıçlar Sendikası, Gezi parkı davasında beraat eden iş insanı Osman Kavala’nın 15 Temmuz’la ilgili başka bir soruşturmadan tekrar tutuklanmasını ve davada beraat kararı veren hakimler hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından soruşturma açılmasını yaptığı yazılı açıklama ile eleştirdi.

“YARGIYA OLAN GÜVENİ ORTADAN KALDIRIYOR”

Kavala’nın AİHM kararına rağmen tutuklu yargılanmasının ve ardından beraat etmesinin yargılanma hakkı açısından ciddi derecede sorunlu bir durum olduğunun ifade edildiği açıklamada, bu tip durumların insanların yargıya olan güvenini ortadan kaldırdığına dikkat çekti.

“VAHİM BİR HUKUKİ SORUN”

Açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’de davada verilen karar aleyhinde konuşma yapmasına ve ardından HSK’nın verdiği karara dikkat çekilerek, “Ancak, beraat ve tahliyesine karar verilen tek tutuklu sanığın, altı saati aşkın süre özgürlüğünden kısıtlanması, akabinde Cumhurbaşkanın TBMM’de karar aleyhine yaptığı konuşma sonrası başka bir soruşturma gerekçe gösterilerek tekrar tutuklanması ise daha vahim bir hukuki sorundur. En sorunlu olan ise kararın üzerinden henüz bir gün bile geçmeden, verdiği karar nedeniyle mahkemenin başkan ve üyeleri hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından soruşturma açılmasıdır” denildi.

Mahkeme ve hakimlere hiçbir kurum ve kişinin emir veremeyeceğinin altının çizildiği açıklamada, yasama ve yürütme kurumları ile birlikte idarenin de mahkeme kararlarını uyma zorunluluğunun olduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“HİÇ KİMSE MAHKEMELERE EMİR VEREMEZ”

“Unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ülkemiz Anayasasının “Mahkemelerin Bağımsızlığı” başlıklı 138. maddesinde ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

“YASAMA VE YÜRÜTME MAHKEMENİN KARARLARINA UYMAK ZORUNDA”

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” yazmaktadır. Anayasa uyarınca hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler. Hakim ve savcıların haklarında disiplin kovuşturması açılması, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Hukuk sistemimizde, sırf yargıladığı sanık hakkında beraat kararı verdiği için yargıç hakkında soruşturma açılmasına olanak veren bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Böyle bir hüküm konulsa bile, evrensel hukuk ilkelerinin açıkça ihlaline neden olacaktır.

Türkiye de öngörülebilir bir hukuk düzenini; bağımsız, hukuka değil baskıya direnen yargıç ve savcılardan kurulu adliyeleri hak ediyor. Duyarlı kamuoyunu, kahramanlık yapan değil, bağımsız kalmak isteyen yagıçlara desteğe davet ediyoruz.”