İSTANBUL Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (RUPAM) 'ne göre Notre Dame Katedralindeki algılama sisteminin yetersizliği yangına 23 dakika geç müdahale edilmesine sebep oldu. RUPAM raporunda “Bu durum yangının 856 yıllık ahşap ağırlıklı yapıda çok hızlı yayılmasına ve tahmin edilenden daha büyük hasar almasına sebep oldu" dedi.
Çok kısa bir süre önce kurulmuş olmasına rağmen, kamuoyunu kaliteli ve temiz bilgiyle, doğru şekilde bilgilendirmesiyle dikkat çeken İstanbul Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (RUPAM), Notre Dame Katedrali yangınını mercek altına aldı. İstanbul Rumeli Üniversitesi RUPAM Müdürü ve Öğretim Üyesi Dr. Süleyman Özmen, RUPAM Koordinatörü H. Murat Lehimler ve içinde Tüm İtfaiyeciler Birliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Kaleli'nin de bulunduğu ekibin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan rapor Notre Dame Katedrali yangınıyla ile ilgili bilinmeyenleri gözler önüne serdi. 856 yılı aşkın tarihiyle Hıristiyanlığın Fransa'daki sembolü olarak gösterilen ve Paris Başpiskoposluğuna da ev sahipliği yapan Notre Dame Katedrali yangına teslim oldu. İstanbul Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (RUPAM)'nin raporuna göre; Her yıl yaklaşık 13 milyon turistin ziyaret ettiği Katedralde saat 18.30 sularında başlayan yangının, birçok tarihi binada olduğu gibi bakım ve onarım işlemleri sırasında yapılan ihmaller yüzünden çıktığı Fransız yetkililer tarafından da doğrulandı. Ancak 8,5 saat sonra kontrol altına alınabilen yangının ilk çıktığı anlardaki şiddet ve boyutuna bakılarak neredeyse tamamının kül olacağı tahmin edilirken, itfaiye ekiplerinin yoğun çalışması sayesinde kuzey çan kulesi ve ana bina kurtarıldı. Gelen resmi bilgiler bu süreçte 500 itfaiyecinin yangına aralıksız olarak müdahale ettiği yönünde. Raporda yangının çıkış sebepleri detaylı olarak mercek altına alınırken güvenlik sistemlerinin önemi de bir kez daha gün yüzüne çıkmakta. Gotik mimarinin en önemli yapılarından biri olan, 856 yıllık Notre Dame Katedrali'ndeki yangının dünya çapında bir kayıp olduğunu ifade eden uzmanlar, bu tip yapılarda algılama sisteminin mevcut, yangın algılama sistemlerinin ise çalışır halde tutulmasının önemini vurguladılar. RUPAM raporunda, "Notre Dame Katedralinde algılama sisteminin mevcut ama yetersiz olduğu anlaşılıyor. 18:20 deki ilk sinyalde algılanan adresin tespit edilememesi kabul edilemez bir eksiklik. Tespit edilebilseydi yangın başlangıçta, küçükken ve çok az bir zararla söndürülebilirdi. İkinci alarmda başlangıç adresi tespit edilebilmiş fakat arada tam 23 dakika var. Böyle bir ahşap bina yangınında 23 dakika çok geç algılanmış ve yangının belli alanlara yayılmış olması demektir" denildi. Bununla birlikte Fransa İtfaiyesinin yangın söndürme çalışmalarını başlatmakla beraber eş zamanlı yapıda bulunan tarihi eserlerin de koruma altına alınması ile ilgili bir prosedür işlettiği görülmüş ve birçok sanat eseri de tarihi katedralden hızlıca çıkartılmış ve koruma altına alınmıştır." YANGIN NEDENİYLE ZARAR GÖREN BİRÇOK YAPI VAR"
RUPAM değerlendirme raporunda, "Ülkemizdeki Topkapı Sarayı, Ayasofya, Süleymaniye Camisi gibi tarihi yapıların pek çoğunda yapının strüktürel ve benzeri özellikleri, kendine özgü değerleri nedeniyle yapıyı algılama ve/veya söndürme sistemleri ile donatmak gerçekten oldukça güçtür. Modern yapılarda alınacak önlemlerle kolayca çözülebilecek birçok problem bu tip yapılarda aynı kolaylıkta çözülememektedir. Ülkemizde de bu tür uygulamaların nasıl yapılması gerektiği ile ilgili mevzuata bakıldığında, “Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliğiö kapsamında tarihi binalarda alınabilecek yangın güvenlik önlemleri için ayrı bir yaptırım olmamasına rağmen, bina kullanımına göre yapılan bir sınıflandırmada fonksiyon değiştiren tarihi binalar ve yeni yapılan binalarda bu sınıflandırma ile ilgili bazı kurallar bulunmaktadır" ifadesine de yer verdi. Raporda, “Bu yönetmeliğin, MADDE 167/B ve C bendlerinde Alınacak yangın tedbirlerinde tarihi yapının korunması esastır. Yangın tahliye projeleri ile algılama ve söndürme tesisatı projeleri ilgili teknik müşavir firma tarafından, fiziki ve görsel bakımdan özelliğine uygun olarak, yapıya zarar vermeyecek şekilde hazırlanması, hazırlanan projeler hakkında ilgili itfaiye teşkilatının görüşünün alınması, ilkeleri gözetilir. Ayrıca bir kattan fazla katı olan topluma açık tarihi yapılarda, taşıyıcı kolonların ahşap olması durumunda ana taşıyıcıların restorasyon sırasında yangına en az 90 dakika dayanıklı olacak şekilde yalıtılması gerekir" ifadeleri de yer aldı. "Mevzuatta da görüldüğü üzere ülkemizde de bu hususta geliştirilmesi gereken birçok husus olduğu aşikardır. Alınacak önlemlerin sınırı yoktur ve yangının çıkışını tamamen engelleyemez. Sadece çıkma olasılığını azaltır ve en önemlisi de yangının genişlemesini durdurur. Ülkemizde sıkça görülen tarihi yapıların fonksiyon değiştirmesi işi kapsamlı tadilata neden olmaktadır. Hatta bu tip tadilatlar esnasında çıkan yangın nedeniyle zarar gören birçok yapı var. Tarihi Haydarpaşa Garı çatı yangını, Tarihi Galatasaray Üniversitesi binası çatı yangını buna basit örneklerdir" diye devam eden İstanbul Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (RUPAM) raporunda son olarak bu tür tarihi binalarda çıkabilecek yangınlar için, Yangın Algılama, Yangın İhbar Sistemleri ve Yangın Söndürme Sistemleri kurulmasının önemine vurgu yapıldı. Bilhassa itfaiye ekibinin önceden bu tür tarihi binaların yapısal durumunu bilmesi, olası bir yangında müdahale stratejisi geliştirerek söndürme yaparken, can kurtarmak ve tarihi eserlerin güvenliği sağlamak için işbirliği ve provalar yapılması tavsiye edildi.
Muhabir: Alp Yanardağ