Yandaş medya sorulan soruları görmüş

Yayın tarihi: 27 Mayıs 2021 Perşembe 4:34 pm - Güncelleme: 28 Mayıs 2021 Cuma 3:13 pm

Sedat Peker’in iddiaları sonrası AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sessizliğini dün bozdu. Erdoğan’ın açıklamalarının ardından bugün yandaş medyada peş peşe köşe yazıları yazıldı. Bazı yazılarda Habertürk yayınındaki gazeteciler de hedef alındı. Muhalif medya, “gazeteciler soru sormadı” yorumları yaptı ama sorulan soruları yandaş medya gördü.

Gazeteci Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz’ın katıldığı Habertürk yayınında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya Sedat Peker’in iddiaları soruldu. Büyük ilgi ile izlenen program sonrası kanalın programı yönetememesi ciddi eleştiri aldı. Bazı muhalif yayın organları ve sosyal medya kullanıcıları, “gazeteciler soru sormadı” yorumları yaptı ama sorulan soruları yandaş medya gördü. Yenişafak Gazetesi Yazarı İbrahim Karagül, gazetecilerin sorularını “Hepsi; bir mafya liderinin iddia ve iftiralarından hareket ediyor, devletin İçişleri Bakanı’nı sorguluyordu.Mafya üzerinden devleti yargılıyorlardı.” olarak yorumladı.

İktidara yakın medyada yer alan köşe yazılarından bazıları şöyle:

Sabah yazarı Mehmet Barlas

24, 25, 26 Mayıs tarihlerindeki yazılarında Peker’le ilgili tartışmara değinmeyen Barlas bugünkü yazısında “Bizdeki son kaset komplosu, hem MHP Genel Başkanı Bahçeli hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından boşluğa itildi. Yani bu kasetle bir şeyler planlandıysa bile, bu planlar havada kaldı ve kasetler sadece gevezelere malzeme oldu. Gerisi laf ü güzaftır” dedi.

Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu

Erdoğan’ın grup toplantısına işaret ederek net bir çerçeve çizdiğini vurgulayan ve bu tezgahın bozulacağına işaret eden Müderrisoğlu şunları kaleme aldı:
“Halen organize suç örgütü şüphelisi konumundaki Sedat Peker’in, “İddia, İftira, İtiraf” üçgeninde şekillenen video mesaj serisi dikkatlice analiz edildiğinde… Başlangıçta şahsi nedenler taşıdığı izlenimi veren, giderek siyaseti, hatta devlet dinamiklerini etkileme boyutuna varan nitelik değişimi dikkati çekiyor. Bir nevi gerçeklik algısını hakim kılmaya çabalayan iddia sahibi, aynı zamanda itiraflarda da bulunduğunu gizlemiyor. Hatta dedikodu, duyum ve iftira vasıflı beyanlarını sürdürebiliyor!”

Sabah yazarı Hasan Basri Yalçın

Cumhur İttifakı’nın güçlü ve bağımsız bir Türkiye inşa etmeye çalıştığını belirttiği yazısında muhalefetin hükümeti devirme hayallerini “mafya liderine” bağlayan Yalçın da tartışmanın alevlendiği dönemde sessiz kalmayı tercih edenlerden… Yalçın bugün ise şunları yazdı:
“Hükümeti devirme hayallerini, bir mafya liderinin hükümete yönelik iftiralarına bağlayan muhalefete bakın. Neymiş? Kirli çamaşırlar ortaya dökülecekmiş. Önce AK Parti yıpranacak ve bölünecekmiş. Sonra Cumhur İttifakı karışacakmış. Böylece ülke yönetilemez hale gelecekmiş. Muhalefet de Erdoğan’dan kurtulacakmış. Denize düşen yılana sarılır misali bu tür komplolara sarılmak neresinden bakarsanız bakın küçük düşürücüdür.”

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur

Türkiye gazetesi Erdoğan’ın Soylu’ya sahip çıkmasını manşetine taşırken köşe yazarlarının konuya girmediği görüldü. Bugün gazetede yazısı bulunmayan Fuat Uğur dün Erdoğan’ın grup toplantısı sırasında ise şu mesajı verdi: “Şimdi “herkes” konuşabilir.”

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül

Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül Bakan Soylu’yu desteğini güçlü şekilde açıklayanlar arasında yer aldı. Karagül “Erdoğan konuştu, Mafya Operasyonu burada bitti. Gazeteciler, Peker ağzıyla bu ülkede bakan sorguladı” başlıklı yazısında Bakan Soylu’ya destek çıktı ve Soylu’ya soru soran gazetecilere ise tepki gösterdi.

Karagül şunları kaleme aldı:
Televizyona çıkan Süleyman Soylu’nun karşısına dikilen gazetecileri izledim. Hepsi; bir mafya liderinin iddia ve iftiralarından hareket ediyor, devletin İçişleri Bakanı’nı sorguluyordu. Mafya üzerinden devleti yargılıyorlardı.

Bazı muhaliflerin göremediğini yandaş medya nasıl gördü?

Yeni Şafak yazarı Ali Saydam

Erdoğan’ın konuşmasının tarihi olduğunu belirten ve bir süredir beklendiğini kaydeden Saydam “Başaramayacaklar” ifadelerine vurgu yaparak şu mesajları verdi:
“Bir bütün olarak izlendiğinde anlaşılacağı gibi; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye ve AK Parti iktidarına karşı düzenlenen oyunların, kurulan tezgâhların, döndürülen dolapların arka planını ayrıntılarıyla ortaya koydu. İçişleri Bakanı’na ve Binali Yıldırım’a karşı yürütülen yıpratma kampanyasının onların şahsını değil, ülkemizi hedeflediğini anlattı.”

Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler

Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler köşesinde Erdoğan ve Bahçeli’nin açıklamalarını hatırlattı. Diler şunları kaleme aldı:

“Erdoğan çalışma arkadaşlarına sahip çıkarken de 15 Temmuz’daki çabalarını unutmayacağını dolaylı olarak da olsa ilan ediyordu. Türkiye’nin gizli gündemi buydu! ABD ile yakın mı olunacak uzak mı? Erdoğan birlikte çalışılsa da yakın olmayacağını duyuruyordu… Bir gün önce MHP lideri Bahçeli’nin açıklamaları da aynı frekanstaydı… Erdoğan ve Bahçeli ABD-AVRUPA merkezli güçler ile mücadele edeceklerini ilan ediyordu. Cumhur İttifakı ülkeye de bölgeye de dünyaya da muhalefetten çok farklı bakıyordu. Bu da aradaki uçurumu iyice açıyor sinir uçlarını tahrip ediyor ve mücadeleyi sancılı hale getiriyordu… Bu kavga çok eski ve derindi. Şiddetlenecekti… İsimlerin üzerine çıkılıp bakıldığında görülen tablo buydu…”

Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı

Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı da Erdoğan’ın grup toplantısına işaret etti.

Pazarcı “Önce yalnızlaştırılmaya çalışılan ve sık sık “kendinizi yalnız hissediyor musunuz?” sorularına muhatap olan Süleyman Soylu’ya destek verdi. “İçişleri Bakanımızın yanında olduk ve olacağız” dedi. Sonra da Soylu ile birlikte hedefe konulan ve kirletilmeye çalışılan Binali Yıldırım’a sahip çıktı” ifadelerini kullandı.