Gazeteci Bülent Mumay, deprem felaketinde yandaş medyada çalışan bir muhabire 'Muhtaç insan görüntüsü vermeyelim. Üşüyen çocukları da göstermeyelim' talimatı verildiğini iddia etti.

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ili yıkıp geçti. 35 binden fazla insan yaşamını yitirdi binlerce kişi de evsiz kaldı. Depremzedeler, iktidara isyan etti. Günlerce yardım gelmediğini söyleyen yurttaşlar, enkaz altından yakınlarını kendi çabaları ile kurtardıklarını ifade etti. Depremzedelerin isyanına AKP medyası sessiz kaldı. Halkın sesini duyurmayan medya,  sahada birçok defa yurttaşların tepkisiyle karşılaştı. Birçok defa isyan eden depremzedelerin sesi kısılmaya çalışıldığı canlı yayınlarda yansıdı. https://tele1.com.tr/depremzede-trtnin-gazetecilik-yapmasini-isteyince-yayin-kesildi-787045/ Gazeteci Bülent Mumay, Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung'a (FAZ) felaketi sürecine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Mumay, AKP iktidarının felaket sürecinin algı ile yürütmeye çalıştığını yazdı. Muımay, yandaş medyadan bir muhabirin depremzedelerin yaşadığı acıların gösterilmemesi için talimat aldığını söyledi. Mumay, yazılı talimatı gözleriyle gördüğünü yazısının şu kısmında aktardı:  https://tele1.com.tr/tv100-muhabiri-isyan-eden-yurttasi-iteledi-mikrofonu-sakladi-787880/ "Devletin organizasyondaki beceriksizliği, deprem bölgesindeki asayişi de olumsuz etkiledi. Hırsızlık ve yağma olayları yaşandı. Türkiye’ye yardıma koşan uluslararası yardım kuruluşlarından bazıları, birkaç gün sonra güvenlik gerekçesiyle Türkiye’den ayrıldı. Bu haberlerin yayılmasının ardından İçişleri Bakanı, televizyonlara çıkıp “Yağma yok, yalan var” açıklaması yaptı. Bu açıklamayı izlerken, TV’lerin altyazısında şu bilgi geçiyordu: “Yağma ve hırsızlık olaylarına karışan 57 kişi tutuklandı.” İktidar, deprem sürecini yönetemeyince medya üzerinden algıları yönetmeye çalıştı. Ana akım medyaya çok ciddi baskılar yapıldı. Bölgeden canlı yayın yapan bir TV muhabirine kurumundan gönderilen ve kendi gözlerimle okuduğum bir WhatsApp mesajını aktarayım size: “Muhtaç insan görüntüsü vermeyelim. Üşüyen çocukları da göstermeyelim.” Çok sayıda televizyonda söyleşi yapılan depremzedeler tam iktidarı eleştirmeye başlayınca yayınlar kesildi. Enkaz alanında depremzedeler ile konuşan bir gazeteci, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla gözaltına alındı. Bölgeyi ziyaret eden Adalet Bakanı’nı protesto eden depremzedeler de, aynı suçlamayla gözaltına alındı. Sosyal medya da baskılardan nasibini aldı. İktidarın deprem politikalarını eleştiren onlarca twitter kullanıcısı hakkında soruşturma başlatıldı, bazıları da gözaltına alındı. Halkın tepkisi dinmeyince, bu kez toptan bir çözüme gidildi. Enkazda sıkışanların yardım istediği, gönüllülerin buluşup örgütlendiği twitter yavaşlatıldı. Hem de depremin en kritik saatlerinde… Erişimin kesildiği saatlerde kim bilir hangi çığlıklar yanıtsız, hangi bedenler nefessiz kaldı. https://tele1.com.tr/deprem-elestriyle-gundem-olan-show-tv-spikeri-dilara-gonder-istifa-etti-786625/ Vicdanları en çok yaralayan gözaltı haberi, bir çadır kentten geldi. Bir yurttaş, AKP’li belediyenin inşa ettiği bir evde oturuyordu. Depremden sonra kullanılamaz hale gelen evinin videosunu çekip sosyal medyada yayınladı. Devletimiz bu eleştiri karşısında hiç de yavaş davranmadı. Şikayet eden vatandaşı, gece yarısı çadırında uyurken gözaltına aldı! Mevzu eleştirileri bastırmak olunca, hükümetimiz gayet iyi organize oluyordu."
Muhabir: Aziz Turgut Altun