Popüler

Yandaş isimlerin 'hakaret davası' tezgahı

Gazeteci Timur Soykan, bugünkü köşesinde hakaret davalarını ticarete dönüştüren yandaş gazetecileri yazdı. Hakaret davalarının, muhalif isimlerin lehine sonuçlanmadığını vurgulayan Soykan, yandaş isimlerin ise bu yolla ciddi bir gelir elde ettiğine dikkat çekti.

Gazeteci ve BirGün yazarı Timur Soykan, bugünkü yazısında kışkırtıcı açıklamalar yaparak kendisine hakaret ettiren yandaş gazetecilerin 'hakaret davası' oyununu ele aldı. Yandaşların bu yolla ciddi bir gelir elde ettiğini belirten Soykan, muhalif isimlere edilen hakaretlerin ise bir şekilde üzerinin örtüldüğüne dikkat çekti.

"YANDAŞLAR ON BİNLERCE LİRALIK TAHSİLAT YAPIYOR"

Yandaş isimlerin, kendisine küfür ettirdikten sonra uzlaşma yoluna giderek on binlerce lira gelir elde ettiğini söyleyen Soykan, "İşte bu yargı sisteminde bazı ‘Turkuaz Kanlılar’, yıllardır servet avına çıkıyor. Önce insanların damarına basacak çıkışlar yapıyorlar. Avukatları pusuda bekliyor. Sosyal medyada hakaret içerdiği iddia edilen paylaşımları tespit edip tazminat davası açıyorlar. Kısa vadede uzlaşma yoluyla uzun vadede mahkeme hükümleriyle on binlerce liralık tahsilat yapıyorlar. Kendilerine küfürler ettirip bunu paraya çeviren çok yandaş var. Mesela; Erkan Tan, yıllardır mehteri verip cebini dolduruyor. Bu yoldan kazandığı servet kulaktan kulağa yayılıyor." ifadelerini kullandı.

"MUHALİF İSİMLERE TAKİPSİZLİK KARARI YAĞMUR GİBİ YAĞDI"

Hakaret davalarının muhalif isimler için ise farklı bir şekilde işlediğini kaydeden Soykan, "Muhalif olanlar, ağır küfürlere maruz kaldığında yargı süreci nasıl işliyor? Binlerce mağdur var. Sadece Türkiye İşçi Partili (TİP) üç milletvekilinin yaşadıklarına mercek tutalım. TİP’li vekiller uzun süre ağır hakaretlere karşın şikâyetçi olmadı ancak cezasızlıkla olay bir küfür yağmuruna dönüştü. Suç duyurularına ise takipsizlik kararları yağmur gibi yağdı. Bu kararların aynı kalemden çıkmış üç temel gerekçesi var: Bir; küfür edenin kimliği belirlenemedi. İki; küfür eden, isim yazmadığı için hakaretin muhatabı belli değil. Üç; 6 ay içinde şikâyetçi olunmadığı için süre geçti." diye yazdı. Soykan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

"1-FAİLİ MEÇHUL KÜFÜRLER

TİP milletvekili Ahmet Şık’a edilen küfürlerden bazıları şöyle: “Bunun gibi şerefsizleri alıp Taksim Meydanı’nda bir kazık oturtması gerek… PKK’nın köpeği bir Avrupa’nın iti.”, “Namussuz kahpe vatan haini bunun önündekini kesip ağzına lokum diye verecen.”, “Şeref yoksunu p.zevenkler.”, “Devlet senin ananı s… Onun bunun çocuğu…” Küfürleri edenlerin kimlikleri belirlenemediği gerekçesiyle takipsizlik kararları verildi. Turkuaz Kanlılar söz konusu olduğunda hemen tespit edilen kullanıcılar şikâyetçiler muhalif olunca bir türlü bulunamıyordu. Peki kimliği tespit edilince ne oluyor?

2-KÜFRÜN MUHATABI BELLİ DEĞİL

Ahmet Şık’a edilen şu küfürlerin failleri tespit edildi: “Tipini s..tiğim”, “O.. çocuğu seni.”, ‘S..tir o.ç.”, “Kahpeee”, “Sana haydar vermek lazım it soyu.”, “Vatan haini köpekler”, “Pislik, şerefsiz, vatan haini pkklı”, “Suç senin değil. Babanın. Bok vardı da o gece eve sarhoş geldi. P.ç kurusu.”, “s..tir git o… çocuğu.” Tüm küfürler Ahmet Şık ile ilgili haber ve paylaşımların altına yazılmıştı. Ancak savcılıklar “Şüpheli hakaret ettiği kişinin ismini yazmadığı için muhatap belli değil” diyerek takipsizlik kararı verdi. TİP milletvekili Sera Kadıgil’in şikâyetleri de “Muhatap belli değil” denilerek takipsiz kararıyla sonuçlandırıldı. Oysa küfürler Sera Kadıgil’in fotoğrafının konulup hedef gösterildiği haber ve paylaşımların altına yazılmıştı: “O zaman tecavüze senden başlayalım o…pu”, “Şillik, kerhane kaçkini”, “Demekki sanada tecavüz etmişler geri zekalı karı.”, “Kafir kahpe.”, “Vay o…pu böyleleri alışkın geniş insanlar sizi”, “Senin gelmişinin geçmişinin… kahpee”… AKP’li bir siyasi hakkındaki habere bu yorumlar yazılsa failler gözünü cezaevinde açardı.

3- MUHALİF OLUNCA ‘ŞİKÂYET SÜRESİ GEÇTİ’

TİP milletvekili Barış Atay için aynı yargı mekanizması işledi. Üçüncü takipsizlik gerekçesini Barış Atay’ın suç duyuruları üzerine verilen takipsizlik kararlarıyla inceleyelim. Barış Atay’a sosyal medya üzerinden edilen küfürlerin bazıları şöyle: “O…pu çocuğu sanatçı olacak sizden olsa olsa o…pu çocuğu olur”, “O o…pu çocuğu reklam yapmak için medyada kalmak için yapmıştır p.ççç.”, , “Babayın a..na koyyum p.ç hakaret ediyorum sana”, “Arka sıra p.çi konuştun….”, “Senin ben ananı s..eyim”, “Bu adam tam bir o. çocuğudur.” Tüm bu küfürlere 6 aylık şikâyet süresi geçtiği için takipsizlik kararı verildi. Acaba Turkuaz Kanlılar için de bu süre geçerli mi? Tabii ki değil. Canan Kaftancıoğlu’na ise 7-8 yıl önce yazdığı tweetlerden dolayı hapis cezası verildiğini ve siyaset yasağı getirildiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Barış Atay’a küfürlerde “İsim zikredilmedi, muhatabın o olduğu anlaşılamadı” gerekçesiyle verilen takipsizlik kararları daha trajik hal alıyor. Barış Atay’ın oyunculuk geçmişinin belirtildiği küfürler de bile savcılık “Ona küfür edildiğine dair delil yok” diyor. Mesela şu küfürler: “Oyuncu değil o…pu çocuğu o piç.” “Senin şerefsiz olacağın ilk filminde belliydi… şeref yoksunu vatan haini it soyu.”, “… ulan kıçı kırık bir dizide oynamış bu amk vatan haini…” TİP’li vekillerin avukatı Bişar Abdi Alinak, suç duyurularının yüzde 90-95’inin takipsizlikle sonuçlandığını anlatıyor. 6 ay içinde şikâyetçi olma şartının AKP’li siyasiler için uygulanmadığını belirten Bişar Abdi Alinak şunları söylüyor: “Yasaya göre; bu süre şikâyetçinin hakareti fark etmesinden sonra başlıyor ve Yargıtay kararlarında ‘Şikâyetçinin beyanı esas alınmalı’ diye hüküm var. Ancak sırf takipsizlik kararı vermek için hakaretin edildiği anda şikâyetçinin gördüğü varsayılıyor. Küfrün muhatabının belli olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararları da akıl dışı.”

SİYASETÇİLERE CEZA YAĞMURU

Muhalif isimlere edilen küfürlere dava açılmazken iktidarı eleştirenlere dava yağıyor. Üç TİP milletvekiline yüz binlerce liralık tazminat cezaları verildi. Son olarak Ahmet Şık’a Gezi Davası’nın karar duruşmasından sonra yaptığı açıklamalar nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan 100 bin TL’lik tazminat davası açtı. Ahmet Şık’a, bugüne kadar Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın açtığı tazminat davaları da dahil 250 bin TL para cezası verildi. Özetle; Saray rejiminde ‘Turkuaz Kanlı’ olunca küfür etmek serbest normal kanlıların siyaset yapmasının bile cezası büyük."