Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 28 Şubat Davası hükümlüsü emekli Korgeneral Vural Avar’ın Sincan Cezaevi’nde hayatını kaybetmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Vural Avar'la ilgili özel af yetkisini kullanmak istediğini bana söyledi ve süreci başlatmamızı da istedi. Biz merhum Avar'a bu dileği ilettik. Fakat başlangıçta müracaat etmedi. Rahmetli oluşundan çok az bir süre önce müracaatı oldu” dedi. Ancak Bozdağ’a, Vural Avar’ın avukatından ve emekli Albay Alican Türk’ten yalanlama geldi.
28 Şubat Davası hükümlüsü emekli Korgeneral Vural Avar, geçtiğimiz günlerde Sincan Cezaevi’nde 84 yaşında yaşamını yitirdi. İleri seviye demans hastası olan Avar’ın, sağlık durumuna rağmen cezaevinde tutulması ve burada hayatını kaybetmesi tepkilere neden oldu.
Avar’ın yaşamını yitirmesinin ardından bugün açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisine, Avar ile ilgili özel af yetkisini kullanmak istediğini ve süreci başlatma talimatı verdiğini belirtti.
BOZDAĞ: RAHMETLİ OLMADAN ÇOK AZ BİR SÜRE ÖNCE MÜRACAATI OLDU
Bozdağ, açıklamasının devamında ise, “Biz merhum Avar'a bu dileği ilettik. Fakat başlangıçta müracaat etmedi. Rahmetli oluşundan çok az bir süre önce müracaatı oldu.” ifadelerini kullandı.
AVAR’IN AVUKATI: ÖZEL AF YETKİSİYLE İLGİLİ BAŞVURU YAPMADIK
Ancak Vural Avar’ın avukatı Ümit Kara, Bozdağ’ın ‘Avar'ın müracaatı oldu’ açıklamasını yalanladı. Kara, TELE1’den Egehan Erkün’e yaptığı açıklamada, “Başvuru yok. Çıkan raporla ilgili bir müracaatı vardı. Hastalık sebebiyle infaza ara verilmesi başvurusuyla karışmıştır belki. Bizim Cumhurbaşkanının özel af yetkisiyle ilgili bir başvurumuz olmadı.” diye konuştu.
https://tele1.com.tr/vural-avari-manevi-cokuse-surukleyen-belge-ne-avukati-acikladi-760085/
“BİZ KABAHAT İŞLEMEDİK Kİ AF İSTEYİM DİYEREK REDDETTİ”
Avukat Kara, Bozdağ’ın “Sürecin başlaması için Avar’ın müracaat etmesi gerekiyordu” açıklamasıyla ilgili ise şunları söyledi: “O da tartışmalı. Sayın bakanla geçen sene görüşmüştüm bir konferansta. Bu yetki nasıl kullanılır diye sormuştum. ‘O tartışmalı husus’ demişti. Dolayısıyla bu da tartışmalı. Literatüre baktım resen de bunu yapabilir ama bir rapor gerekiyor. Kocamışlık nedeniyle Cumhurbaşkanı affedebilir diye bir rapor gerekiyor. Bakanın açıklaması doğru. Bir müracaat yapın, af istemeyin biz gereğini yaparız demiş. Ama Vural Avar, Erol Özkasnak ve Hakkı Kılınç ‘Biz bir kabahat işlemedik ki af isteyelim’ demişler ve konu bu şekilde kalmış. 3’ü de reddetti.”
EMEKLİ ALBAY ALİCAN TÜRK: CEMAAT YANITI NE KADAR DOĞRUYSA, VERDİĞİ BU BİLGİ DE O KADAR DOĞRUDUR
TELE1’den Egehan Erkün’e konuşan ve Bakan Bozdağ’ın açıklamasına tepki gösteren emekli Albay Alican Türk, “Tamamen Adalet Bakanı’nın bir çarpıtması bu açıklama. 15 Temmuz öncesinde bir gazetecinin ‘Yargıda-poliste cemaat yapılanması var mı’ diye sorduğunda, ‘Olur mu öyle şey’ demesi ne kadar doğruysa bu konuda verdiği bilgi de o kadar doğrudur.” ifadelerini kullandı.
“VURAL PAŞA ASLA AF İSTEMEDİ, BU KONUDA ÇOK KATIYDI”
Emekli Albay Alican Türk, “Ben kardeşiyle görüştüm. Vural Paşa bu konuda en katı, en sert olan insanlardan birisiydi. Yani ‘Asla bu adamlardan af sakın ola ki gündeme getirmesin’ diyerek istememişti. Art niyetle kullanılır diye doktora bile gitmeyi kabul etmeyen birisi. Doktora giderlerse, sanki kendilerini çürüğe çıkarmak amacıyla gidiyormuş gibi olmasın diye doktora bile gitmiyordu. Aynı koğuşta kaldığı Erol Özkasnak’a ‘Ben yazamıyorum, elim kalem tutmuyor. Benim adıma hiçbir şekilde doktora çıkmak istemediğimi yaz” demiş ve imzalamış.” dedi.
https://tele1.com.tr/vural-avar-olmeden-once-yazmis-cetin-dogandan-mektup-var-759510/
“SAVCI RAPORU GÖRDÜĞÜNDE İTİRAZ ETMİŞ”
Türk, açıklamasının devamında şunları söyledi: “Kamuoyuna yansıyan rapor, bütün doktorlar cezaevinde kalabilirler şeklinde bir rapor vermişler. Savcı bunu gördüğünde şaşırmış ve itiraz etmiş. Aileye, ‘Ben itiraz edeceğim, böyle bir rapor olmaz. Siz de Adalet Bakanlığı’na başvurup yeniden sağlık kontrolünden geçirilmesi talebinde bulunun’ demiş. Bize af verin durumu asla değil. Adalet Bakanlığı’na tekrar dilekçe vermeleri için söylemiş. Ama eşi Tuna Hanım da kabul etmemiş zaten.”