TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Yargıtay'ın Gezi Direnişi davasında Can Atalay'ın cezasının onanmasına tepki gösterdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davada, 25 Nisan 2022’de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18’er yıl hapis cezalarını onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezaları ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Daire, mahkumiyet hükümlerini bozduğu sanıklar Yapıcı ile Altınay’ın adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini kararlaştırdı.

"MİLYONLARCA İNSAN VARDI 5 KİŞİYE Mİ KESİLECEK CEZASI''

Gezi Direnişi davasında cezası onanan Can Atalay ile beraber TİP milletvekili olan Ahmet Şık TELE1’de Açıkça programına konuk oldu. Yargıtay’ın verdiği kararın ardından  Mücella Yapıcı'nın yanında olduğunu söyleyen TİP milletvekili Ahmet Şık, toplumsal duyarlılığın artması gerektiğini belirterek ''Bu bir avuç insanın meselesi değil. Gezide milyonlarca insan vardı ve hapiste kalan 5 kişiye mi kesilecek bunun cezası? Ortada bir ceza yok. Temel hak ve özgürlüklere dair, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olmasına dair talepleri içeren Türkiye siyasi tarihinin en onur verici direnişlerinden birisine dair bir komplo davasıyla 5 kişiye ceza kesilmesine herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor'' dedi.

''BU KARARIN HUKUKİ OLDUĞUNU KİMSE DÜŞÜNMESİN''

Ahmet Şık'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: ''Pazar günü Hatay'dan Ankara'ya yürüyüş başlayacak. Tabi mevzu Can Atalay'ın milletvekili seçilmesinin ardından Türkiye'nin kanunlarını uygulamasına yönelik bir talep gibi gözüküyor ama mevzu sadece Can Atalay ya da seçilmiş bir milletvekilinin Hatay halkının taleplerini yerine getirememesinden ibaret görülmesin. Her gün ayrı bir tema için adaletsizlik temasını vurgulayan bir yürüyüş olacak. Herkesin mağduriyetini haykıran bir yürüyüş olacak. Yargının yarattığı bütün mağduriyetleri eleştiren bir yürüyüş olacak. Herkesi bekliyoruz. Bu karara çok öfkeliyim. Sözcüklerimi seçerken dikkatli olmaya çalışıyorum. Merdan Yanardağ içerdeyken ona benzer bir komplo ile ve onun yayın yönetmenliğini yaptığı bir televizyon kanalında konuşurken daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Şuan Kelime-i Şahadet getirsek Tekbir getirsek yayın durdurma alabilirsiniz. Bu kadar berbat bir rejimin içerisindeyiz. Ama bu kararın hukuki olduğunu kimse düşünmesin. Kanuni bile değil. Arkadaşlarımız içeriden çıkana kadar çıkarılana kadar herkesin bir mücadelenin içinde olması gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyorum''