Van'da 2011 yılında meydana gelen iki büyük depremde hasar gören Van Müzesi'nin yapılan yeni binası, 2 ay önce hizmete açıldı. Birbirinden değerli parçaların sergilendiği müzenin en önemli eseri ise bir şamdanın üç ayağından birini oluşturan Urartu aslanı. 1960 yılında defineciler tarafından İsrail'e kaçırılan, burada Jerusalem Müzesi'nde sergilenen şamdanın diğer parçalarının geri getirilmesi için çalışmalar sürüyor.

Van Müzesi, kentte 23 Ekim 2011'de meydana gelen 7.2 ve 9 Kasım 2011'de olan 5.6 büyüklüklerindeki depremlerde hasar gördü. Bunun üzerine Van Kalesi'nin kuzeyinde yeni müzenin inşasına başlandı. 13 bin metrekaresi kapalı, 54 bin metrekare alan üzerine inşa edilen müze, Ağustos ayında hizmete açıldı. Gerçeği aratmayan canlandırmaların dikkat çektiği müzede, 23 sergi holü, çocuklar için arkeopark eğitim alanları, kafeterya, kütüphane ve dinlenme alanları bulunuyor. Zengin bir koleksiyona sahip olan müzede başta Urartular olmak üzere Sasani, Akamenid, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, İlhanlı, Safavi, Ahlatşahları, Eyyübi ve Osmanlı dönemine ait 2 bin 542 eser sergileniyor.

EN KIYMETLİSİ 'URARTU ASLANI'

DHA'dan Gülay Kuyuncu, Orhan Aşanvan'ın haberine göre; Birbirinden değerli eserlerin sergilendiği müzenin, en kıymetlisi ise dökme tekniği ile yapılmış olan kükreyen Urartu aslanı. Ağrı'nın Patnos İlçesi'ndeki Aznavur Tepe'de Urartu Kralı Menua tarafından, 810-780 tarihleri arasında inşa edilen kalede Tanrı Haldi adına yapılan tapınak bulunuyor. Tapınağın girişinde ise 3 ayaklı şamdan bulunuyor. 3 ayağını aslan heykelciklerinin oluşturduğu 1 metre 78 santimetre boyundaki bu şamdan, 1960 yılında defineciler tarafından İsrail'e kaçırılıyor. Fakat şamdanın bir ayağını oluşturan aslan heykelciği Patnos'ta jandarma tarafından ele geçirilip, Van Müzesi'ne teslim ediliyor.

27 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ

Van Müze Müdürü Erol Uslu, müzenin kent turizmine önemli katkı sunduğunu belirtti. 2 ay önce açılan yeni binada müzeyi, yerli ve yabancı yaklaşık 27 bin kişinin gezdiğini belirten Uslu, 11'inci ayda olmamıza rağmen ziyaretçi sayımızda çok ciddi artış var. Müzemizin koleksiyonu oldukça zengin, milattan önce 321 bin yılından başlayarak günümüze kadar kentte yaşamış bütün medeniyetleri Van Müzesi'nde görmek mümkün dedi. Van'da yaşayan bütün medeniyetlerin izlerini sergilemek için teşhir tanzim düzenlemesi yapıldığını da anlatan Uslu, Van, kadim bir şehirdir. Bu kadim şehrin içinde yaşamış olan hiçbir medeniyetin izini yok etmeyecek şekilde teşhir tanzim düzenlemesi gerçekleştirdik. Bunu yaparken sadece vitrin içine eserlerin yerleştirilmesi değil de o dönemlerde kullanılan malzemelerin, eşyaların, eserlerin hangi amaçla ne şekilde kullanıldığını, 2 bin, 3 bin yıl öncenin eserini günümüz hayatına uyarlayarak gelen ziyaretçilerin görseline sunuyoruz. Toplam 45 bin envanterli eserimiz var. Bunlardan sadece 2 bin 542 eserimizi sergiye aldık. Bundaki gerekçemiz de bizdeki müzecilik anlayışı, çağdaş müzecilik anlayışı kapsamındaki sunum şekli. Birçok eseri vitrin içinde gelen ziyaretçileri boğacak şekilde değil de her döneme, yaşantıya ilişkin birer eser olsun ama o eserinde hangi şartlarda, nasıl kullanıldığını, bunu canlandırmalarla ziyaretçilere sunmak. Gelenler Urartu teşhirini dolaşacaksa bundan 3 bin yıl öncenin yaşantısına onu akıp götürmenin hedefini taşıdığımız için eser sayısını az tuttuk diye konuştu.

GERİ GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Müze Müdürü Uslu, bir parçası Urartu aslanı olan şamdanın diğer parçalarının da geri getirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirterek, En önemli eserimiz hiç şüphesiz Urartu aslanı. Bu şamdanın diğer parçaları defineciler tarafından İsrail'e kaçırılıyor. Ve şu anda İsrail Jerusalem Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu eserle ilgili ciddi çalışmalarımız ve raporlarımız var. Bunun talebini en kısa sürede gerçekleştireceğiz diye konuştu.