Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, 7 Haziran- 1 Kasım arasında yaşanan terör saldırılarının ihmal sebebiyle yaşanmadığını iddia ederek, "Komplodan söz ediyorum. Türk devletine karşı komplodan söz ediyorum" dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TELE1'de Tuncay Mollaveisoğlu'nun sunduğu Anında Manşet'e konuk oldu. Özdağ, şunları dile getirdi:

"ADIM ADIM İSİM İSİM BİLİYORUM"

"(7 Haziran 1 Kasım arasındaki terör saldırıları) Biliyorum sistemin nasıl kurulduğunu mekanizmanın nasıl çalıştığını sürecin nasıl ilerlediğini adım adım isim isim biliyorum. Ama bunu ben söylersem iddia olur Davutoğlu söylerse itiraf olur. Davutoğlu'nun itiraf etmesi lazım. Çok net söylüyorum. Davutoğlu bir kez söyledi ve Erdoğan tarafından tehdit edildi. Sustu korktuğu için. Davutoğlu, 'bu dönem tarih yazacak' diye ima etti Erdoğan da kendisini çok kötü hırpaladı. O günden beri Davutoğlu konuşmuyor. Sonra Davutoğlu çok baskı altında kalınca Bahçeli'yi kastedip lafı dolandırdı.

"DAVUTOĞLU BENLE TELEVİZYONA ÇIKSIN TEKER TEKER SORAYIM"

Türk milletinin aklını ferasetini küçümsemesin. O dönemde ne olduğunu biliyorum o dönemin başbakanı olarak daha fazla detaya sahip. Bunu açıklamasını talep ediyorum. Daha önce de bu talebi dile getirdim. Karanlık bir dönem... Karanlık olduğunu bizzat itiraf etti, kenara çekip seyredemez. Bir teklifte bulunayım Davutoğlu  benimle televizyona çıksın teker teker sorayım. O da öyle oldu veya olmadı desin. Genel başkan yardımcıların arkasına saklanıp Özdağ şöyle böyle... Bunlara hiç gerek yok. Davutoğlu gelsin sorayım. Size sorarsam cevapları alamam. Davutoğlu 'hayır öyle olmasın' desin. 'Şu görevdeki şuraya atanmadı' desin.

"İHMAL DEĞİL KOMPLO"

İhmal değil. Komplodan söz ediyorum. Türk, halkına, devletine karşı komplodan söz ediyorum. Evet Davutoğlu bunu çıksın açıklasın. Benzer süreç başlarsa İstanbul'daki bombalama ile başladı demiyorum. Onun dış dinamikleri var. Önümüzde benzer bir sürecin başladığını görürsem. Elimdeki dosyayı açıklarım. 7 Haziran 1 Kasım sürecini yaşatmama konusunda kararlıyız"

“BANA SUİKAST İFŞA OLDU”

Davutoğlu da bu komployu biliyor. Davutoğlu'nun yakın çevresindeki insanlarla bu konuda çok az konuştuğunu ama isim verdiğini biliyorum. Verdiği ismi biliyorum. Türkiye'de bu bir ağır bir ilgi. Bana yönelik olarak suikast bilgisi iki değişik kanaldan geldi. Ben de bu bilgiyi MİT Başkanı'na geçen ay resmi bir yazıyla parti kanalından yolladım. Bana gelen bilgiler bunlardır. Devlet içersinden yapılan bir çalışmayla bana karşı bir  suikast bilgisi bana ulaştı dedim. Devlet kayıtlarına girmesi için yolladım. Öğreniyoruz ki 10 gün önce MİT, bu mektubu savcılığa iletmiş. Savcılık da polise iletmişti. Ankara Emniyet Güvenlik Şubesi partimizin genel sekreterini ifade için çağırdı. Ben de kendisine Emniyet'e ifade vermemesi gerektiğini doğrudan savcıya verilmesi gerektiğini söyledim. Bu arada bizim bu mektubu MİT'e yazmamızdan sonra yapılan bir operasyonda bir terör örgütünün 9 elemanı ele geçirildi. 2 elemanına da yol verildi bilgisi verildi. Bu 2 eleman bana suikast düzenleyeceklermiş. Demek ki MİT'e yazdığımız mektup hedefine ulaştı. Suikast eylemi durduruldu. İsim isim biliyorum kimlerin organize ettiğini. Ankara ve İstanbul'da nasıl yerleştiklerini nasıl takip ettiklerini... Ölümü göze almadan Türkiye'nin milli güvenliği için siyaset yapamazsınız. Ya kendi halkınıza suç işleyip bildiklerinizi konuşmayacaksınız ya da her şeyi  göz alacaksınız bildiklerinizi ülkenin ulusal güvenliğini ihlal etmeden paylaşacaksınız. Bunu yapıyorum. Davutoğlu'ndan aynısını yapmasını bekliyorum. Neden ve nasıl bu süreç gerçekleşti. Siz bunun içerisindeydiniz, kenarındaydınız. Türkiye'nin mili güvenliğinin nasıl ihlal edildiğini gördünüz. Bombalar patlayınca oy oranımız arttı yorumlarını yaptınız. Ve gerçekten de oy oranlarınız her patlayan bombayla arttı. Şu analiz yapılmış olabilir mi? Kitleler korkutulursa büyük bir tarafta toplanır. Bu analiz nasıl sonra yaşama geçirildi. Özetle, Davutoğlu'nun bunu Türk halkına açıklaması siyasete devam etmesi için ön şarttır. Ben Kılıçdaroğlu ve Akşener'in yerinde olsam, Altılı Masa toplantısı öncesi sorarım. 'Bize Haziran Kasım'da ne olduğunu anlatın. Kim halkın yüzüne bakılamaz. Kamu düzeni niçin darmadağın oldu. Bize bunları tek tek anlatı nki biz de kendi seçmenimizin yüzüne bakalım' derim. Yol verilenler deşifre oldu artık suikastı yapamazlar.

"EL ŞUHADA ÖRGÜTÜ TAKSİM'DE FOTOĞRAF  ÇEKTİRDİ"

İçişleri Bakanı dedi ki olayın arkasında ABD var ve taziyelerini kabul etmiyoruz. Olabilir mi evet. Suriye'de PKK'yı destekliyor. Daha önce de olmuştur. Kendisine yapılacak eylemleri bile müttefiklere bile yönlendirdi. Türkiye'de ABD hedefine yapılacak eylemi başka NATO ülkesine yönlendirdi. Bu işleri iyi bilirler. Bundan 8 ay önce Taksim Anıtı'nın karşısında bir terör örgütü fotoğraf çektirdi. El Şuhada örgütü. Türkiye'yi tehdit etti. Bu İran ile bağlantılı bir örgüt.

"TAKSİM'DEKİ TERÖR SALDIRISINDA İLK İNTİBA İRAN'DI"

Bombanın patladığı sabah yine İran İstihbaratına yakın bir haber sitesinde doğrudan MİT müsteşarı Hakan Fidan'ı çok ağır şekilde suçlayan uzun bir yazı yayınlandı. Biz size 15 Temmuz'un engellenmesinde şöyle destek olduk siz şimdi bizim tuzumuzu yediniz. Tuzluğumuzu kırıyorsunuz ifadesini kullanıyoruz diyor. Aynı zamanda Türkiye'nin Azerbaycan'ın ilişkileri ve Ermenistan'a karşı kazanılan zafer çok rahatsız olduğunu biliyoruz. İran'ın servisinin bombalama yapılan bölgede geçtiğimiz aylarda keşif yapıldığını ve tespit edildiğini biliyoruz. Ben bu fotoğrafları gördüm. İlk intiba İran'dı. PKK'yı taşeron olarak kullandığıydı. Soylu, ABD açıklaması yaptı arkasından Erdoğan ABD'nin taziyesini kabul ederek kendi içişleri bakanını yok saydı. Ben İran veya ABD yapmış demiyorum. Ama masada birkaç alternatif olur .Bu bir kaç alternatiften birisi araştırılır. Sonra devlet mekanizmasında karşı politikalar yapılır. Ama çıkıp ABD yaptı intikam alacağız derseniz arkasından Erdoğan Biden ile görüşürse sizin o tehditleriniz GırGır dergisindeki espriler gibi olur."

"SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİREN TERÖRİSTİN FİLİSTİNLİ OLDUĞU SÖYLENDİ"

Taksim'deki terör saldırısını gerçekleştiren kişi hakkında İstanbul BM ofisinden olduğu söylenen bir telefon aldım. Bu kişi bizde kayıtlı ve Filistinli denildi. Buradan İstanbul EGM'ye soruyorum BM ile irtibatınız oldu mu? Gerçekten kayıtlı mı? Hiç yakalandığı zaman böyle bir terörist hatırlıyor musunuz? Çünkü terörist ilk önce kafa da teröristtir"