Erzincan'daki maden faciasında toprak altında kalan işçi Kenan Öz'ün amcası Ahmet Öz "Lanet olsun madene. Huzur bitti, komşuculuk bitti. Allah versin de bu çocukların cenazeleri bulunsun başka diyecek bir şey yok" dedi.
Çalık Holding’in ortağı olduğu, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çalık Çöpler Altın Madeni‘nin ilk Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) çalışmaları 2007-2008 tarihlerinde yürütüldü ve hazırlanan ÇED raporunda, 16 Nisan 2008 tarihinde “ÇED Olumlu” kararı verildi. Ardından 2012, 2014, 2021 tarihlerinde kapasite artışı için yeniden ÇED olumlu kararı verildi. 2023'te Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na 2021 tarihinde ÇED olumlu kararının iptali için TMMOB , Sedat Cezayirli, Eşref Demir tarafından davalar açıldı ve mahkeme süreçleri hala devam etmesine ve 2022 tarihinde siyanür içerikli solüsyon sızıntısının tespite rağmen maden işletmesi çalışmaya devam etti.
https://tele1.com.tr/ilicteki-maden-iscileri-ve-yakinlari-konustu-belki-ben-de-tekme-yiyecegim-1010572/
Madende 13 Şubat saat 14.28'de siyanür atığının olduğu yığınının kaymasıyla beraber 9 işçi göçük altında kaldı. Olayın ardından 4 gün geçti. Aileler göçükteki yakınlarının yaşadıklarından ümidini kesse de cenazelerini istiyor, bunun için bekleyiş sürüyor. Maden şirketinin çok yakınlarında üç köy bulunuyor. Bunlardan birisi de maden sahasıyla aynı isme sahip Çöpler Köyü.
MADENLE BERABER HAYVANCILIK SON BULDU
Anagold maden şirketinin 2011 yılında arazilerini almasıyla beraber köy şu anda maden sahasının 250 metre aşağısında Karasu Nehri'nin hemen kıyısına taşındı. Köyün en önemli geçim kaynağı hayvancılık da böylelikle son buldu. Maden şirketi, köylülere villa tarzı evler yaptırmış. Şimdi 50'ye yakın hane orada kalıyor.
ÇÖPLER KÖYÜNDEN İKİ İŞÇİ GÖÇÜK ALTINDA
Çöpler köyünden de iki işçi de göçük altında... Kenan Öz ve Adnan Keklik... Kenan Öz'ün amcası 68 yaşındaki Ahmet Öz ANKA Haber Ajansı'na Çöpler köyünü, madeni ve göçüğü anlattı.
Kenan Öz, İliç Belediye Başkanı Mustafa Gürbüz'ün de yeğeni...
ÜÇ OĞLU MADENDE
Ahmet Öz'ün de üç oğlu madende çalışıyor. Bölgedeki birçok insan gibi kanser hastalağına yakalanmış, akciğerinin yarısı alınmış. Ankara'ya sık giderek kanser tedavisi gördüğünü söylüyor. Ahmet Öz'ün evi nehrin hemen 50 metre yukarısında... Öz, evlerin nehre doğru kaydığını evinin önünde birbirinden ayrılmış bahçe duvarını gösteriyor. Yukarıda maden, aşağıda baraj...
Ahmet Öz de bir dönem madende çalıştığını söyleyerek ANKA'ya konuşuyor:
"DAVARI, TRAKTÖRÜ SATTIK"
1956 doğumluyum. Doğduğum zamandan beri buradayım. Davarcılık yapıyorduk işte. Bu maden yokken de benim durumum iyiydi. Madenden önce zenginliğim söz konusu değil. Daha önce yukarıdaki köyde kalıyorduk. Çöpler köyü. Benim orada da iki tane evim vardı. Köyün en iyi evi benimdi. Orada benim sürüm de vardı, davarım, traktörüm vardı, ekip biçiyordum. Davarım gitti. Traktörüm gitti. Sattık işte nerede yapacağız."
"KÖYLÜ BİLE DENMEDİ BİZE ARTIK"
"Mera kalmadı hep aldılar. Hep işgal edildi. İşgal etti... Şimdi komple köyün merası şimdi madenin elinde. Mera gitti. Hayvancılık bitti. Biz buraya itildik ondan sonra 'köylü' bile denilmedi bize artık. Hiç tanımadılar bizi. Biz yukarıdayken (eski köyünü kastediyor) köylüydük. Neyiniz var neyiniz yok diye hep sorarlardı. Buraya geldik artık köylülükten de çıktık."
"BU EVLERİ YAPTILAR, SONRA BİZİ KOVDULAR"
"Caminin önü uçtu (Toprak kayması). ora direkt Fırat'a gitti.. Geldiler madenden gelip dolgu yaptılar, ölçü aleti koymuşlar oraya. Bir isteğimiz olduğunda maden halkla ilişkileri varmış, oraya dilekçe verecekmişiz. Halkla ilişkiler halkın içinde olur değil mi? Ama bunlar tel örgünün arkasına almış içeri girmek zor. 'İzin alacaksın?' Nereden alacağız, kaymakamdan mı validen mi? Bu evleri yaptılar, ondan sonra kovdular bizi."
"BENİM OĞLUM DA ORADA ÇALIŞIYOR"
"Duydun mu maden çöktü çocuklar öldü dediler. Benim bir oğlum orada çalışıyor, onu aradım 'Baba üçümüz bir aradayız Kenan yok' dedi. Biraderin oğlu işte... Kenan'ın üç çocuğu var. 42 yaşında..."
"İŞÇİ MERKEZİ BURASI, HASTANESİ YOK"
"1967'de buraya geldiğimizde burada devlet hastanesi vardı. Bugün yok, sağlık ocağı var. Tren istasyonu vardı, şimdi durak var. Bilet alma yeri bile yok. İşçi merkezi burası... Bak işte 9 adam göçükte kaldı. Belki bunun yanında 9'da yaralı olabilirdi. Ne yapılacaktı bu hastalara..."
"LANET OLSUN MADENE HUZUR BİTTİ"
"Yahu lanet olsun madene. Huzur bitti, komşuculuk bitti. Allah versin de bu çocukların cenazeleri bulunsun başka diyecek bir şey yok."