Gerçeğin İzinde programına katılan gazeteci İsmail Saymaz, hakkında Ticaret Bakanlı'ğına ihbar giden Ruhsar Pekcan'ın bakan olmasını "Yengesi 1 Mayıs'ta görülseydi diye bir ihbar gitseydi bakan olabilir miydi? Olamazdı. Ama yolsuzluktan kaydı olunca Bakan oldu" sözleriyle eleştirdi.
Zeynel Lüle'nin sunduğu Gerçeğin İzinde programına katılan gazeteci İsmail Saymaz, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sözcü gazetesinde eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'a ilişkin yazdığı yazıya değinen Saymaz, "Emine Erdoğan'ın yakınıyım diyerek gümrükten vergisiz mal sokmaya çalışan Ruhsar Pekcan nasıl yükseldi bir anda? Şimdi böyle bir kayıt olmasaydı da dayısı Türkiye Komünist Partisi'nden tutuklansaydı, yengesi 1 Mayıs'ta görülseydi ya da çocuğu cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyor diye bir ihbar gitseydi bakan olabilir miydi? Olamazdı. Ama yolsuzluktan kaydı gelince bakan oldu" dedi.
"HER KAPANMADAN SONRA BİR SAÇILMA"
Salgın döneminde AKP'nin tedbirleri hiçe saydığını hatırlatan Saymaz, "Salgınla ilgili her kapanmadan sonra bir saçılma meydana geldi ve bunu istismar eden AK Parti oldu. Şimdi bir önceki kapanmada Nurcu Hüsnü Bayramoğlu öldü, cenazesine gittiler tıklım tıklım. İçişleri Bakanı orada, Diyanet İşleri Bakanı orada, vali orada. Şimdi AK Parti elitleri istismar etti tedbirleri ceremesini vatandaş çıkıyor." dedi.
'Tam kapanma' adı altında başlatılan süreçte işçilerin çalışmak zorunda kalmasını eleştiren Saymaz, "Bu zaten tam kapanma değil, işçilerin yüzde 60'ı çalışıyor. Bu üçüncü kapanma; biz her kapanmada daha ciddiye aldık ama suyu çıktı artık. Toplumun yarısı dışarıda bu nasıl kapanma? Tam kapanma değil. Berber kapalı, tıraş malzemesi satmak serbest. Bu salgın küçük esnafı vuruyor, kodaman tekneyi yürütüyor. Tıpçılar bilim insanları dese 14 gün 28 gün ben bunu anlarım. Ama 17 gün ne şimdi? Tamamen bayrama göre yapılmış bir karar böyle şey olur mu? Hadi aldınız bu kararı evini geçindirmek zorunda olana geçim kaynağı sunmak zorundasın. İnsanlar nefes alamıyor artık. Biz kapanma diyoruz ama insanlara maddi destek sunarak kapanma diyoruz. AK Parti salgın sürecini başından beri propaganda süreciyle geçirdik. Yok İsveç'ten İstanbul'a hasta geldik, bakamadığı insana baktık dediler. Ne oldu şimdi? İzmir'de yer açılmayan hasta kadın vefat etti. Hastaneler doldu şimdi. Bu 17 günlük dönemde yaygın aşılamaya gidilebilirdi ama o da yok. Aşı randevuları iptal ediliyor, geri alınıyor. Bu dönemin sorumlusu olmalı. Birileri sorumlu olmalı bu dönemde kendisini sorumlu gören tek kişi Alpay Azap mıydı da bir tek o istifa etti?" ifadelerini kullandı.
"SALGIN BAHANESİYLE İSLAMİ YAŞAM TARZINI DAYATIYORLAR"
İçki satışına getirilen yasağı da eleştiren Saymaz, "Bir de içki yasağı diye şeri hükümleri dayatan bir uygulama var. Bir de Ramazan olduğu için bunu söylemezler diye bir arka plan yapmışlar. Neyi söylemeyeceğiz? Herkesin günahı kendine. Ramazan'da kim içmek isterse içer. İçkinin virüsün yayılmasına ne etkisi var? Bir de aile içi şiddet diyorlar. O zaman bu bakışla sigarayı da yasaklayın. Bu salgın bahanesiyle İslami yaşam tarzını dayatmaktır. Zaten Ramazan diye gıkını çıkarmazlar diyerek. Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı dedi diye yasak mı olur? Karara imza atılabilir mi? Bu kapanma kararlarının suyu çıktı artık. Tam kapanmayı uygulamak için hayatta kalmak için sokağa çıkmak zorunda olanlara geçim kaynağını sunmak zorundasın. Devlet böyle olur, devlet şöyle olmaz: "Cumhurbaşkanı dedi, satma. Cumhurbaşkanı bildirdi, çıkma." şeklinde konuştu.