CHP Sözcüsü Faik Öztrak, sosyal medyada 'Erdoğan düşerse Kudüs düşer' diyen trollere yanıt verdi. Öztrak, "Bunların dava dedikleri, düşecek diye ağlaşıp durdukları tam da budur. Kesilecek hortumlarıdır. Bu tayfa için Mekke de Kudüs de dava da siyaseten ticareti yapılan sözlerden ibarettir" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak; Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi. Öztrak, şunları söyledi:

"ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE İŞLENEN BU SİYASİ CİNAYET AYDINLATILDI MI?"

Sandığın milletimizin önüne gelmesine artık 40 gün kaldı. Sandıkta millete hesap verme günü yaklaştıkça kifayetsiz, beceriksiz, liyakatsiz kadroların, zulmü, şantajı, tehdidi, yalanları her gün daha da çirkinleşiyor. Sinan Ateş cinayetinin üzerinden tamı tamına 94 gün geçti… Ankara’nın göbeğinde işlenen bu siyasi cinayet aydınlatıldı mı? Gerçek katiller, tetikçileri azmettirenler bulundu mu? Adalet önüne çıkarıldı mı? Hayır! Cinayet şüphelisi, MHP’li milletvekilin evinde tutuklandı. Tutuklamayı yapan polis memurları ya başka yere sürüldü ya da yapılan baskılara dayanamayıp emeklilik dilekçesi verdi. Şimdi sıra, dosyadaki delilleri karartmaya geldi. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Sinan Ateş’in ablasının, ‘Sinan Ateş için Adalet’, ‘Sinan Ateş Cinayeti Aydınlatılsın’ feryatlarının dinmesine artık 40 gün kaldı. Yetim bırakılan iki kız çocuğumuzun gözyaşlarının dinmesine, 40 gün kaldı. 40 gün sonra, yargının elini tutmaya kalkan o pis eller, kırılacak. Sinan Ateş cinayeti tüm yönleriyle aydınlatılacak. https://tele1.com.tr/selahattin-demirtas-erdoganin-trol-ordusunu-yazdi-bu-kadar-hizli-gitme-fahrettin-817803/ Sandık yaklaştıkça Erdoğan’ı koltuğunu kaybetme korkusu sardı… İşi kameraların önünde, İYİ Parti Sayın Genel Başkanı’nı; ‘Benim adım Tayyip, konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni kendinle uğraştırma’ diye, açıkça tehdit etme noktasına vardırdı. Ertesi günü İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı kurşunlandı. Saray şimdi dört koldan bu saldırıyı, sıradan bir adli vaka gibi göstermeye çalışıyor. Sıkılan mermileri, ‘Hırsız kovalamacası’ diye, yutturmaya uğraşıyor. Ama ortada ne hırsız var ne de iddia ettikleri saatte, bir hırsızlık ihbarı. Hiç kimse milletimizin aklıyla dalga geçmeye kalkmasın. Bu sıkılan mermilerin azmettiricisi bellidir. Millet İttifakı olarak bizim kimseden korkumuz yok. Milletimiz sarayın hangi dolapları çevirdiğini görüyor. Duyuyor, notlarını da veriyor. Milletimiz bizimle beraber, Millet İttifakı ile beraber. Ne yaparsanız yapın… Ne kadar çirkinleşirseniz, çirkinleşin… 15 Mayıs sabahı Millet İttifakı kazanacak. Milletimiz kendini unutanlardan, sesini duymayanlardan, halini görmeyenlerden yaptıklarının hesabını soracak. 13. Cumhurbaşkanımız, Millet İttifakının adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacak.

“GIDA ENFLASYONUNDA DÜNYADA İLK BEŞİN İÇİNDEYİZ”

Dünya Bankası’nın son açıkladığı Gıda Güvenliği Raporu’ndaki verilere göre gıda enflasyonunda dünyada ilk beşin içindeyiz. Rakiplerimiz Ruanda, Gana, Sri Lanka gibi ülkeler. Tarım devriminin yapıldığı bu topraklarda, bu beceriksiz Hükümetin, ülkemizi düşürdüğü hale bir bakın… Ucube şahsım rejimi beş yılda, asgari ücretlinin sofrasından; 13 kilo peyniri, 629 yumurtayı, 21 kilo tavuk etini, 28 kilo pirinci, 41 kilo toz şekeri, kaptı kaçtı. Şimdi milletimize söylüyoruz: Erdoğan cumhurbaşkanı koltuğuna oturduktan sonra, asgari ücretle; aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın peynirden, aldığın ekmekten, bugün daha az alıyorsun. Erdoğan’a oy verme. Çünkü işini yapmamış, seni mağdur etmiş.

"NE MEKKENİ'NİN NE DE KUDÜS'ÜN DÜŞMESİNE İZİN VERİRİRİZ"

Bugün bu ülkede, orta boy soğanın tanesi, ‘7 lira 14 kuruş.’ Şöyle irice bir soğanın tanesi, ‘11 lira 33 kuruş.’ Bir kilo soğan markette 25 lira… Pazar tezgâhında 30 lira… Milletimiz, 2002’de bunlar işbaşına geldiğinde, bir çeyrek altın aldığı paraya, bugün bir kilo soğan alamıyor. 21 yılın sonunda, Erdoğan şahsım hükümetlerinin ülkeyi getirdiği yer, işte burası. Rahmetli Âşık Mahzuni Şerif, sanki bunları bilmiş de söylemiş. ‘Yoksulun sırtından doyan doyana. Bunu gören yürek, nasıl dayana. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?’ ‘Soğan ekmek yeriz, reisimizi yedirmeyiz’ diyenlere, şimdi soruyoruz. Ankara’da bir ramazan pidesi 18 lira, bir kilo soğan olmuş 25 lira, 30 lira. Reisleri, milleti soğan ekmek yiyemez hale getirdi. Şimdi aynı troller, ‘Erdoğan düşerse, Mekke düşer, Erdoğan düşerse Kudüs düşer, Erdoğan düşerse, dava düşer’ diye, başladılar salya, sümük ağlamaya... Kimse merak etmesin Erdoğan sandıkta düşüp, biz işbaşına geldiğimizde ne Mekke’nin ne de Kudüs’ün düşmesine izin veririz. Ama Erdoğan düşüp biz gelince, ülkede yolsuzluk düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, et fiyatları düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, süt fiyatları düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, soğan fiyatı düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, enflasyon düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, dolar-euro düşer. Erdoğan düşüp biz gelince, faiz düşer. Erdoğan bu milletin sırtından düştüğünde, milletin sırtına kene misali yapışan, milletin kanını emen Saray yanaşmalarının, trollerin, beslemelerin, beşli çetelerin, oligarkların, uyuşturucu baronlarının, mansıpları düşer. Bunların dava dedikleri, düşecek diye ağlaşıp durdukları tam da budur. Kesilecek hortumlarıdır. Bu tayfa için Mekke de Kudüs de dava da siyaseten ticareti yapılan sözlerden ibarettir. Dava dedikleri cepleridir. Bunlar vicdanlarını, cüzdanlarına koyanlardır.

"DEPREMİN ÜSTÜNDEN 2 AY GEÇTİ. BUGÜN VERİLMEYEN YARDIM PARASI HANGİ GÜN VERİLECEK?"

50 bin insanın hayatını kaybettiği depremde bile hiçbir sorumluluk almadan kulağının üstüne yatanlardır. Depremin ardından nedamet getireceğine gözlerini rant bürüyenlerdir. Bunlar, düğünde takı takma merasimi yapar gibi görgüsüzce deprem yardım kampanyası açıp yardım paralarını ödemeyenlerdir. Sonu gelmeyen araç konvoylarıyla Kıbrıs’ta itibar şovu yapanlardır. Kıbrıs trafiğini kilitleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısının verdiği rakamlara göre, 115 milyar liralık yardım taahhüdünün sadece 84 milyar liralık kısmı yatırılmış. Yardımların 30 milyar liralık kısmı hala yatmamış. Söz verdiği halde yardımları vermeyenler kim? Depremin üstünden 2 ay geçti. Bugün verilmeyen yardım parası hangi gün verilecek? Hadi henüz yatırılmayan sözde kalan yardımı bir kenara bıraktık. Peki, fiilen yatırılan 84 milyar liralık yardım nerelere, kimlere harcandı? Bunun hesabı neden millete verilmedi. Biraz ciddi olun. Ecevit Hükümetinin yaptığını yapın… 1999 Marmara Depreminin ardından dönemin Hükümeti iç ve dış yardımların tek bir hesapta toplanması için Ziraat Bankasında bir hesap açmış. Bu hesaptan yapılan harcamaların amacı dışında kullanılmaması için de 3 kişilik bir müfettiş heyeti görevlendirilmiş. Bu teftiş heyeti paraların nerelere harcandığını hangi ihalelere çıkıldığını bu ihalelerde nasıl fiyat oluştuğunu tek tek raporlamış. Bunu da Resmi Gazete ’de yayımlamış. Devlet ciddiyeti işte budur. Bugün deprem bölgesindeki ihalelerin hepsi 21/b’den yapılıyor. Yani sen, ben, bizim oğlan toplanıyor. İdarenin takdiri ile ihaleler yandaşlara veriliyor. Bu ihaleler hangi önceliğe göre açılıyor? Bu ihalelerde oluşan fiyatlar yaklaşık maliyetlerin neden oldukça üzerinde gerçekleşiyor? Bunu millete izah eden kimse yok.

"BU ÜLKENİN ŞEREFLİ VATANDAŞLIĞI PAZARA DÜŞÜRÜLDÜ"

Bizim devlet geleneğimize göre, ’Hudut namustur.’ Çünkü sınırlarımız şehit kanlarıyla çizilmiştir. ‘Milliyetçiliği ayakları altına aldığını’ söyleyen Erdoğan hiçbir milli değer tanımadığı gibi hududun namus olduğunu da tanımadı. Erdoğan yönetiminde sınırlarımız yolgeçen hanına döndü. Bu ülkenin şerefli vatandaşlığı pazara düşürüldü. 400 bin dolarlık ev alana vatandaşlığımız promosyon diye dağıtıldı. Milli paramız gibi şerefli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını da işportaya düşürdüler. İşte bugün İstanbul Ataköy’de rezidansların seçmen listelerinde neredeyse tamamı Suriye kökenlilerden oluşuyor. Şimdi Saray’ın dışarıdaki ortakları iktidar değişimi kesinleşince ‘Yeni dönemde, Türkiye’nin sığınmacı politikası ne olacak?’ diye telaşa düşmüşler. 13. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki tavrı ilk günden beri nettir. Önceliğimiz, Türkiye’nin çıkarlarıdır. Saray’da oturan ortağınızla Türkiye’nin başına bu çorabı örmek için yaptığınız pazarlıklar ancak sizi bağlar. Bizim için Türkiye’nin menfaatleri, her şeyden önce gelir.

“15 MAYIS SABAHI, TÜRKİYE’NİN 13. CUMHURBAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU OLACAK”

15 Mayıs sabahı, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Memleketimize bahar gelecek. Şunun şurasında şafak atarsa 40. Bugün plaka Kırşehir’de… Bu vesileyle tüm Kırşehirli vatandaşlarımıza selam olsun.”

“BİR SOĞAN SOYULURKEN YAŞANIYOR DA GÖZLER, HAZİNE SOYULURKEN ALDIRMIYOR YÜZSÜZLER”

Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öztrak, soru üzerine şunları söyledi: “Bugün bu ülkede kıymanın kilosu 300 lirayı aşmış. Tek bir soğanın fiyatı 11 lirayı geçmiş. Ramazan pidesi 18 lira olmuş. Yolsuzluk, yoksulluk arşa çıkmış; milletin 418 milyar doları çalınmış; kul hakkı yenmiş bunlara cevap veren yok. İnsanın aklına ister istemez şu sözler geliyor: ‘Bir soğan soyulurken yaşanıyor da gözler, hazine soyulurken aldırmıyor yüzsüzler.”