Yerel seçimlere 'değişim' tartışmalarının gölgesinde giden CHP'de hareketli günler yaşanmaya devam ediyor. Kurultaya gidecek olan partide kimlerin aday olacağı merak konusu. Avukat Muhammed Aybars Akdoğan, "Kılıçdaroğlu'nun partiye hatta ülkemize bilerek veya bilmeyerek zarar verdiğini düşünüyorum" diyerek CHP Genel Başkanlığı'na aday adayı olduğunu açıkladı.

CHP'de seçim sonrası başlayan değişim tartışmaları devam ederken gözler bir yandan da 38. Olağan Kurultay sürecinde. Kulislere yansıyan bilgilere göre, kurultayın Kasım ayının ilk haftasında yapılması bekleniyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mart 2024’te yapılacak yerel seçim sürecinde partisinin başında olmak istediği için genel başkanlığa aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Genel seçimlerden sonra Ekrem İmamoğlu'nun başlattığı "değişim" hareketinin içinde yer alan Özgür Özel'in de kurultayda Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkması bekleniyor. Ankara Barosu'na kayıtlı olan avukat Muhammed Aybars Akdoğan, "Diktatör yoktur, eksik olan muhalefettir" diyerek CHP genel başkanlığına aday adayı olduğunu açıkladı. TELE1'e konuşan Akdoğan, üçüncü kez CHP Genel Başkanlığı'na aday olmaya çalıştığını söyledi.

"ÜÇÜNCÜ KEZ CHP GENEL BAŞKANLIĞI'NA ADAY OLMAYA ÇALIŞIYORUM"

"Avukatlık yaparken içinde bulunduğumuz süreçte hukuk sistemindeki yanlışlıkları gördüm. Bu yanlışlıkların kaynağının hukuk sistemi değil, siyasetten kaynaklandığını gördükten sonra avukatlığı bırakarak siyasete yönelmeye karar verdim" diyen Akdoğan, şunları söyledi: "16 Nisan 2017'de anayasa değişikliği referandumu gerçekleşti ve bu referandumda YSK tarafından mühürsüz oyların geçerli sayılması gibi bir karar alındı. Bu karar açıkça hukuka aykırıydı. Bu hukuka aykırılığa karşı CHP'nin gerekli adımları atmadığını düşündüm ve ana muhalefet partisi olması sebebiyle oradan bir değişiklik başlaması gerektiğini gördüm. Bu süreçte Kılıçdaroğlu ve CHP'nin yönetiminde bazı görüşmeler gerçekleştirmeye çalıştım. O zamanlar parti yönetiminde olan Bülent Tezcan ve Selin Sayek Böke ile bazı görüşmeler gerçekleştirdim fakat Kılıçdaroğlu'ndan herhangi bir karşılık alamadım. Yanlış politikaların giderek devam ettiğini ve bu gayrimeşru anayasa değişikliğinin CHP tarafından tanındığını gördüm, sonrasında CHP'ye üye olmaya karar verdim. Bir avukat olarak parti tüzüğünü incelediğimde ise üyelerin haklarından birinin de parti organlarına aday olmak olduğunu gördüm. Sesimi daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla da CHP genel başkanlığına aday olmaya karar verdim ve delegelerin bilgilerini parti genel merkezinden talep ettim. O zamanki tüzüğe göre delegelerin yüzde 10'unun yazılı önerisi genel başkanlığa aday olmak için bir gereklilikti, dolayısıyla bu delegelere ulaşmam gerekiyordu. İlk kurultay girişimimde delegelerin iletişim bilgileri benimle paylaşılmadı. Sonrasında ikinci kez 2020'de tekrar bir girişimim oldu. Bu süreçte de kurultay delegelerinin bilgileri benimle paylaşılmadı. Şu anda üçüncü kez CHP Genel Başkanlığı'na aday olmaya çalışıyorum, bunun için de sesimi duyurmaya çalışıyorum. Çünkü; delegelere ulaşmak yeterli değil, halktan bir destek almanın da önemli olduğunu düşünüyorum."

"TÜRKİYE HUKUKİ OLARAK İŞGAL EDİLMİŞ DURUMDA"

"Şu anda Türkiye'de meşru olmayan bir anayasa ve meşru olmayan bir iktidar söz konusu" diyen Akdoğan, Türkiye'nin hukuki olarak işgal edilmiş durumda olduğunu söyledi. 'Hukukun üstünlüğü', 'demokrasi' gibi kavramların sadece kağıt üstünde var olduğunu ifade eden Akdoğan, "Kişiler hukukun çokça üstünde olabiliyorlar ve halk hukuk kurallarından, hukukun himayesinden faydalanamıyor" dedi.

"SEÇME VE SEÇİLME HAKKINDA DA BİR ADALETSİZLİK VAR"

"Ülkemizin en büyük problemi ekonomik gibi görünse de aslında esas problemimiz adaletle ilgili" diye Akdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: "Sokağa çıktığımızda en lüks arabaları görebiliyoruz ama açlık da var. Bizim en büyük problemimiz adalet. Benim aslında şu zamana kadar aday adaylığımı halka duyuramamış olmam bile bir bu adaletsizliğin sonucu. Yakın zamanda sosyal medya üzerinden faaliyet gösteren bir medya kuruluşu, 'Kamuoyunda tanınırlığınız olsaydı aday adaylığınızı haber yapabilirdik, haber niteliği görürdük ama yok. Bu nedenle haber niteliği görmüyoruz' diyerek reddetti. Bu seçme ve seçilme hakkında da bir adaletsizlik var. Adaletsizlik aslında ülkemizin her alanında var. Halkın çıkarına olacak şekilde mücadele edeceğimi söyleyebilirim. Şu anda burada bu röportajı verebiliyor olmam bile bir mücadelenin sonucudur. Mücadele etmeye devam edeceğimi söyleyebilirim ve bu mücadeleyi büyütmeyi amaçlıyorum. Hep birlikte mücadele ettiğimiz takdirde değişim kendiliğinden gelecektir."

"KILIÇDAROĞLU'NUN PARTİYE BİLEREK VEYA BİLMEYEREK ZARAR VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Kılıçdaroğlu'nun, “Ben aday olmayacağım. Daha önce de hiç aday olmadım. Hiç dilekçe vermedim. Örgüt aday gösterdi. Yapılacak kurultayda da ben aday olmak için başvurmam, dilekçe vermem. Örgüt aday gösterirse aday olurum” sözlerini hatırlattığımız Akdoğan, "Kılıçdaroğlu'nun partiye hatta ülkemize bilerek veya bilmeyerek zarar verdiğini düşünüyorum. Aday gösterilse de aday olmamak kendisinin bir seçeneğidir. Kılıçdaroğlu, 'Aday gösterilirsem delegelerin iradesine ipotek koyamam' diyor ama kendi iradesi var, adaylığının doğru olmadığını düşünüyorsa kenara çekilebilir, bence bunu da değerlendirmeli" dedi. https://tele1.com.tr/kilicdaroglu-ben-aday-olmayacagim-daha-once-de-hic-aday-olmadim-912120/