TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Can Atalay'la ilgili iki kez hak ihlali kararı veren AYM'yi hedef alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’a tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, hukuksuzca cezaevinde tutulan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında iki kez hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi'ni hedef aldı.

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, TELE1 ekranlarında yayınlanan 18 Dakika programında Uçum’a tepki gösterdi. Uçum’un açıklamasını tek tek okuyan Yanardağ şunları söyledi:

"Can Atalay hakkında AYM’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararına Yargıtay 3. Ceza Dairesi uymayacağını açıklıyor, buna karşılık Saray’ın Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Avukat Mehmet Uçum, bugün bir açıklama yaptı. Açıklama evlere şenlik.

"NEYİN NE OLMASI GEREKTİĞİNİ KARARLAŞTIRMIŞ"

‘Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa’nın gereğini yapıyor’ diyor. ‘Anayasa Mahkemesi (AYM) geçmişte olduğu gibi mahkumiyeti olan milletvekilinin dokunulmazlığına ilişkin hem Anayasa’nın 14. maddesine hem de yargılamanın yenilenmesi kurumuna ve bu konudaki CMK hükümlerine açıkça aykırı olan kararlar vermeye devam ediyor’ diyor. Adama bakar mısınız hükmü tek başına vermiş. Neyin ne olması gerektiğini kararlaştırmış.

‘Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından AYM’nin bu keyfi kararlarına uyulmaması anayasanın ve hukuk güvenliğinin savunulmasıdır. Yani AYM kararlarına uyulmaması anayasanın ihlali değil tam tersine anayasanın gereğini yapmaktır’ diyor. Yani şunu mu demek istiyor; Anayasa Mahkemesi Anayasa’yı koruyamaz ama böyle bir yetkisi olmayan Yargıtay 3. Ceza Mahkemesi Anayasa’yı korur?

‘Ayrıca Yargıtay 3. Ceza Dairesinin uymama kararı anayasayı ve yargılamanın yenilenmesi kurumunu tanımayan AYM’nin hukuka aykırı ve keyfi kararlarının teşhiridir. AYM’nin bu keyfiliğinin önüne geçilmezse bu sorunlar devam eder. Yargıtay 3. Ceza Dairesi verdiği her iki uymama kararıyla AYM’nin keyfiliğine dur demiş ve pozitif hukuk düzenini savunmuştur. Bu son derece kıymetli bir hukuk tavrıdır’ diyor devam ediyor; ‘Ortada bir kriz yoktur. AYM’nin yetki aşımı yaparak anayasaya ve CMK’nın yargılamanın yenilenmesi kurumuna aykırı verdiği kararlar sebebiyle bizzat AYM tarafından üretilmiş bir çekişme vardır.’ Çekişme değil anarşi vardır. Anarşizm değil, anarşizm çok soylu bir özgürlük ideolojisidir. Bir kargaşa, bir iç çatışma anlamında kullanacaksak eğer bunu burada bir anarşi var.

‘Belirtmek gerekir ki’ diyor, devam ediyor. En komik tarafı da şurası; ‘AYM’nin sebep olduğu çekişmenin çözüm yeri TBMM’dir.’ diyor. Meclis’e geldik bak. Burada biz halledeceğiz diyor.

"YA SINIRLAYACAKLAR, YA KALDIRMAYA ÇALIŞACAKLAR, YA DÜZENLEYECEKLER"

‘Çekişme TBMM’nin yapacağı bir düzenlemeyle çözülür.’ Anayasa Mahkemesi’nin ya yetkilerini sınırlayacaklar, ya kaldırmaya çalışacaklar ya da istedikleri gibi düzenleyecekler.

‘Genel olarak ise AYM’nin kurulduğu günden bugüne kadar pervasız anayasa tanımazlığı ve cüretkar hukuk ihlalleriyle malul hale gelmiş yapısını ortadan kaldırmak ve yeni anayasa içinde AYM’yi yeniden yapılandırmak önemli bir hedeftir.’ Kaldıracağız diyor, yeniden yapılandıracağız diyor.

‘Milli (ulusal) yargıyı güçlendirmek’ ne demek? Faşist rejimlerde kullanılır bu kavram. O yüzden hukuk fakültelerinde Roma Hukuku okutulur. Ülkeler kendilerine göre de bazı düzenlemeler yapar.

"NEO-LİBERAL POLİTİKALARI HAYATA GEÇİREN SİZSİNİZ"

‘Milli yargıyı güçlendirmek için AYM’nin de her bakımından milli yargı mercilerimizden biri olarak faaliyet yürütmesi, batıcı ve neo-liberal sapmalardan tamamen kurtulması son derece önemlidir.’ Neo-liberalizmin Allahısınız siz. Neo-liberal politikaları hayata geçiren, neo-liberal piyasa ekonomisini fütursuzca, insafsızca, vahşice uygulayan sizsiniz. Neo-liberal siyaset planlamasını vahşice uygulayan sizsiniz. Bu neden çoğu soldan dönme liberalleri de, ahmakları da peşinize taktınız, sistemi değiştirdiniz."