TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş konuşurken AKP sıralarından çıkan gürültüye tepki gösterdi. O sırada AKP'li Mehmet Ali Çelebi ile tartışan Önder, "Elini sallama bana, kime parmak sallıyorsun, otur yerine" dedikten sonra oturuma ara verdi.

TBMM'de, CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş konuşurken gerginlik çıktı. Gezmiş kürsüde konuşurken AKP sıralarından gelen uğultu TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in tepkisini çekti. Gezmiş'ten izin isteyen Önder, "Arkadaşlar kürsüde hatip var şimdi kapatacağım yeniden açacağım. Lütfen orası öyle bir küme. Hatibe biraz saygı, siz çıktığınızda da aynı saygıyı siz bekliyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Önder sözlerinin ardından, "Listeyi iptal ettim, söz almak isteyenler yeniden girsin tekrar atsınlar dedikten sonra yine AKP sıralarından 'Keyfi yapıyorsunuz' sözleri yükseldi. Ardından Önder kendisine tepki gösteren AKP'lilere, "Evet keyfi yapıyorum. Bu kadar da olmaz. Girin tekrar bir şey olmaz" diyerek yanıt verdi ve Gezmiş'e yeniden söz verdi. Gezmiş'in konuşmasının ardından Önder, "Ben vekillerin söz hakkını kullanması konusunda herhalde gösterdiği yaklaşım tartışılmayacak bir arkadaşınızım. Ama buranın da ilkokul sınıfından farkı olması lazım. Keyfi değil benim için aslolan o hatibin konuşma hakkını gözetmektir" dedi. AKP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Önder'in sözlerini keserek "Tüm sıralardan itiraz gelirken aynı şekilde davranıyorsanız sorun yok" dedi. Ardından ise "Kazanılmış hak başkanım" denildiği duyuldu. O sırada Önder ayağa kalkan gelen AKP'lilerden kürsünün önünü boşaltmalarını rica etti. Çelebi ise, "Sizin yaptığınız keyfiyet oldu, benim hakkımız alamazsınız" dedi. Önder kendisine yapılan el sallama hareketi üzerine "Elini sallama bana, kime parmak sallıyorsun, otur yerine..." diyerek tepki gösterdi. Çelebi ise "Bana bağıramazsın, haddini bil" dedi. Önder birleşime 15 dakika ara verdi.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER: 38 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETLE YARGILANIYORUM BANA SÖKMEZ

Sırrı Süreyya Önder oturuma verilen aradan sonra ise şunları söyledi: Değerli arkadaşlar, biraz önce meydana gelen hadiseyle ilgili birkaç açıklama yapmam gerekiyor. Benim birincil görevim, İç Tüzük kaynaklı birinci görev ve sorumluluğum -Meclis söz söyleme yeridir- söz söyleyen hatibin sözünün anlaşılır, dinlenir olmasını yani Genel Kurulun sükunetini, konuşma ortamının, konuşma zemininin kaybolmamasını sağlamak; birincisi bu. Elbette ki inip bir öğretmen gibi bunu sağlama şeyim yok; elimizde İç Tüzük var, onun verdiği argümanlarla, uyarıdan başlayıp farklı yaptırımlara gidecek şekilde… Takdir edersiniz ki Genel Kurulun akışını da bozmadan, ilk 20 konuşmadan sonra, mümkün olan en geniş şekilde, iktidar muhalefet ayırt etmeden arkadaşlarımızın söz söyleme haklarını en geniş kullandırmaya çalışan bir arkadaşınızım. İşte, daha iki gün önce 67 kişiye kullandırdık, altmış yedi dakika ediyor. Arkadaşlarımızın fehmetmesi gereken şey şu: Bu bir süre uzatma değildir. Aslında 67 arkadaşımız konuşunca, derdini anlatınca bir şekilde buradaki tansiyon zemberek… Kendisini ifade olanağı bulan hiçbir arkadaşımız kürsüye doğru bağırma, sesini yükseltme, laf atma gibi şeyler kullanmıyor yani bazen bir saat arkadaşlarımıza tek tek söz vermek Mecliste iki üç saat tasarruf etmek anlamına da geliyor; bunu hepimiz biliyoruz. Şimdi, bir arkadaşımız, bir sayın milletvekili parmak salladı. Değerli arkadaşlar, bakın, açılışta hiç bahsetmeden girdim. Şu anda 38 kez ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanıyorum; hakkımızdaki ferman yarım saat, bir saat içinde açıklanmış olacak. 38 kez ağırlaştırılmış müebbet; affedersiniz boru değil. Hele bugünkü ortamda böyle 'Yahu, bir şey olur, olmaz, buradan adalet çıkar, çıkmaz.' diyecek bir tane vekil varsa 2’ncisi de ben olayım. Buna rağmen kendi sorumluluğumuzun müdrik geliyoruz, burada bu işi uhuletle suhuletle yürütmeye çalışıyoruz. Bu sayın milletvekilinin bilmesi gereken şu ki: Ben parmak sallanacak bir insan değilim. 38 kez bu parmak değil, bir gürz olarak başında sallanırken gelip burada görev ve sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum. Bana sökmez. Ama bütün arkadaşlarımızın o sayın milletvekili de dâhil olmak üzere, hepsinin hukukunu korumak, gözetmek benim tüm kişisel görüşlerimden ve hassasiyetlerimden daha önde gelir. Eğer var ise bir arkadaş 'Ya, şurada şöyle bir buğuzla davrandın.' diyecekse boynum kıldan incedir. Onun için, herkesi bir tertipli olmaya davet ediyorum."