SİNPAŞ'ın Marmaris Kızılbük'te bakir kıyıya yaptığı otel inşaatında son icraatı denize döşenen usulsüz dev borular oldu. Marmaris Çevrecileri Derneği, denizde dalış yaparak usulsüz olarak çift taraflı döşenen boruları görüntüledi.

Canan BAYKIZ

Marmaris Körfezinde yaptığı araştırmalar ve yayınladığı analiz raporlarıyla dikkat çeken Marmaris Çevrecileri Derneği, SİNPAŞ'ın Kızılbük'te karada başlayıp denizde devam eden çevre katliamıyla ilgili hem bilgi verdi hem de firmaya sorularını yöneltti. https://tele1.com.tr/yasaga-uymayan-sinpasa-ait-insaata-zabita-baskini-1075825/ 1980’lerde Hattat Holding’e 150 dönümlük orman arazisinin tahsisiyle başlayan, 2009’da ise arazinin SİNPAŞ'a geçmesiyle dev bir otel ve devremülk projesine dönüşen Kızılbük/Sinpaş inşaatıyla ilgili Marmaris'te tartışmalar devam ediyor. İki ay önce Marmaris Belediyesi, denize beton dolgu yapıldığı ihbarı üzerine yapılan inceleme sonucunda inşaatın mühürlendiğini ve firmaya 60 milyon lira ceza kesildiğini duyurmuştu. Firma ise "bize gelen bir ceza yok" diyerek haberi yalanlamıştı. Marmaris Çevrecileri Derneği bunun üzerine harekete geçti. Kızılbük’te geçtiğimiz hafta dalış gerçekleştirdi. Dalış sonucunda ise değerlendirmelerini sosyal medya üzerinden kamuoyu ile paylaştı. Yapılan değerlendirmede şu bilgiler yer alıyor: "SİNPAŞ tarafından denize döşenen borularda 710 mm çapındaki HDPE 100 boru hatları denizden su alma ve alınan su ısı pompaları ile otelin ve tüm tesisin soğutulmasını sağlama amacı gütmektedir. Isıtma ve soğutma merkezi bir sistemdir. 200'e yakın odası bulunan tesisin her balkonunda klima olmasını kimse hayal edemez. Büyük tesisler, örneğin İstanbul Hava Limanı da bu şekilde soğutulmakta kışın ısıtılmaktadır. Ayrıca denizden alınan su ters ozmos sistemi ile tuzdan arındırılarak tatlı su elde edilecekse bu tatlı su tesisin tuvaletlerinde ve tesisin çevre peyzajlarında, bahçelerin ve ağaçlarında sulanmasında kullanılması gerekir. Denize döşenen Boruların en uç noktasına pipo denilen bir su alma yapısı ve filtre sistemi olması gerekir. Öyleyse akla gelen soru şu: "Boru neden bu kadar uzun?" Son çıkan İller bankası yönetmeliğine göre "Artık denize döşenen her türlü su altı boru hatları komple gömülü inşa edilmek zorundadır. Deniz tabanına boru serilip bırakmak kesinlikle onaylanmamaktadır. Deniz tabanına kanal açılması içine boruların batırılması üzerinin doldurulması ve deniz tabanının eski haline getirilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığında MÇD olarak bizler SİNPAŞ'a kamuoyu şahitliğinde soruyoruz:

9 ZOR SORU

https://tele1.com.tr/sinpasin-marmaristeki-ruhsatsiz-otel-insaati-muhurlendi-60-milyon-tl-ceza-verildi-1084771/#google_vignette 1.Kamera kayıtlarında tespit ettiğimiz boru hatlarının yetkili bir firmaya yaptırılmış bir projesi var mıdır? 2.Proje bir üniversiteye onaylattırılmışmıdır. Onay Raporu var mıdır? 3.Tatlı su elde edildikten sonra denize verilecek 2-3 kat yoğun tuzlu suyun çevreye etkisi onaylanmış mıdır? 4.Boru batırmak için Şehircilik Çevre iklim Değişikliği Bakanlığı DLH ve Oşinografi gibi makamlardan izin alınmış mıdır? 5.Boru Hattı Oşinografi Daire Başkanlığı su altı haritalarına işlenmiş midir? 6.SİNPAŞ Uygulamasından Marmaris Liman Başkanlığının izni ,Marmaris Belediyesi 'nin ,Sahil Güvenlik Komutanlığının çevre güvenliğini alması ve denizcilere duyuru yapması açısından önem teşkil ettiğinden kanun gereği yerine getirmeleri gözetilerek bu kurumlarla istişare edilmesi söz konusu mudur? 7.Aksi taktirde bir durum varsa borular kimseye haber vermeden kaçak olarak mı döşenmiştir? Bu konuda yetkili ve ilgilileri göreve davet isteriz. 8.Görüntülerde borular üst üste binmiştir. Bunun amacı nedir? 9.Deniz altına döşenen boruların proje başlangıç tarihi nedir?"

Kızılbük’te yaşanan su krizi konusunda daha önce neler olmuştu?

Öncelikle proje sahasında yaz aylarında minimum 6 bin kişilik bir ek nüfustan bahsediliyor. Durumun vahamiyetinin anlaşılması için bu bilinmeli. 2 şeritli milli park yolundaki trafik yükü, yaz aylarında Marmaris’e yetmeyen elektrik altyapısı gibi bugüne dek hiç hesaba katılmamış konuları bir yana bu nüfusa nereden su temin edilecek? Konusu çok tartışıldı. Bu nüfusun kanalizasyon atığı nereye gidecek? Bu da net bilinmiyor. MUSKİ "biz su temin edemeyiz, atık suyu da kanalizasyona bağlayamayız" dedi. Sinpaş ise açıklamaya tanıtım dosyasından karşılık verdi ve ‘Eğer Büyükşehir suyumuzu vermezse deniz suyundan arıtma yaparız. Atığımızı almazsa, biz de arıtır denize deşarj ederiz’ ifadesini kullandı. Dosyada günlük kişi başı 250 litre atık hesabı yapılıyor. Uzmanlar ise ‘Bir işletme için bu hesap 300-500 litre olarak yapılmalıdır’ diyor. Dolayısıyla Sinpaş günlük 1500 metreküp üzerinden hesap yapıyor. Uzmanlara göre bu yetersiz kalıyor ve günlük 3000 metreküp su ve sıvı atık hesabı yapılması gerekiyor. Yine uzmanlara göre, 3000 metreküp su temin etmek için kabaca bunun iki katı deniz suyunu işlemden geçiriyor ve tuz yoğunluğu (kimyasal kirlilik yükü) iki kat artmış 3000 metreküp suyu tekrar denize iade ediyorsunuz. Eğer MUSKİ kanalizasyon sistemine entegrasyonu kabul etmeyecekse deşarja, iyi ihtimalle biyolojik arıtmadan gelen sıvı atığını eklemek lazım. Bu deniz eko sistemi için çok ciddi bir kimyasal yük demektir. Marmaris Çevrecileri Derneğinin sorularının yanıtı ise bu sebeple önem kazanıyor.

DENİZDE KİRLİLİK TEHLİKELİ BOYUTTA

[caption id="attachment_1114297" align="aligncenter" width="690"]SİNPAŞ Kızılbük Marmaris SİNPAŞ'ın Marmaris Kızılbük'te bakir kıyıya yaptığı otel inşaatında son icraatı denize döşenen usulsüz dev borular oldu.[/caption] 2010 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmaris Limanı’nda bir kirlilik araştırması yapmıştı. Bu araştırmanın yan çıktılarından biri de limandaki akıntı olarak göze çarpıyordu. Araştırmanın işbirlikçisi Marmaris Çevre Derneği o zaman yaptığı değerlendirmede “Sabahtan gece 23.00’e kadar batı kıyıdan kuzeye doğru, yani Kızılbük’ten İçmeler ve kent merkezine doğru dip su akıntısı saptandı” bilgisini kamuoyu ile paylaşmıştı. Yani denizde kirlilik zaten daha şimdiden önüne geçilemez bir boyuta doğru ilerliyor.