Bakırköy sahil yolunda lise öğrencisi Julia İnanch'ın (17) hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin haklarında dava açılan 2 sanık, ilk duruşmada birbirini suçladı. Müşteki Lilav Heja Can ''Bir doblo marka araç da bizim araç da makas ata ata gidiyordu. Bu sırada arkadaşım beni dürterek, 'Biz burada inecektik' dedi. Ben de bağırarak 'Biz burada inecektik' dedim. Tam o sırada taksiye çarptık'' ifadelerini kullandı.

Kazada yaralanan Lilav Heja Can da otostop çekerek arkadaşıyla sanık Furkan Toker'in aracına bindiklerini, ardından araçta yüksek sesle müzik açıldığını anlatarak "Sanırım şoförün yanında oturan kişi bir şeyler dedi. Onun üzerine sanık makas atmaya başladı. Bunu da eğlencesine yaptıklarını düşündüm. Yola baktığımda Bir araç da bizim araç da makas ata ata gidiyordu. Şikayetçiyim" dedi. Olay yerinde keşif yapılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Furkan Toker ve tutuksuz sanık Ömer Karadağ katıldı. Kazada hayatını kaybeden Julia İnanch'ın annesi Elena İnanch'ın yanı sıra kazada yaralanan Lilav Heja Can ile annesi Asuman Can da duruşmada "şikayetçi" olarak hazır bulundu.

SANIK TOKER: PEŞİNDEN GİTTİM AMACIM ONU UYARMAKTI

Savunma yapan sanık Furkan Toker iş çıkışında arkadaşı Ali Döne ile Kayaşehir'e gitmek için yola çıktığını, emniyet kemerini taktığını, sahil yoluna çıkarken köprünün alt tarafında gördüğü iki kişinin kendisini otostop yaparak aracını durduğunu belirtti. Sanık Toker, "Sağ arka kapıyı açarak 'Abi paramız yok, bizi Bakırköy'e bırakabilir misiniz?' dediler. Ben de 'Havuzlu kavşağın oraya kadar sizi bırakabilirim, oradan nasıl gideceksiniz?' diye sordum. Onlar da 'Otostop çekeceğiz' dediler. Ben de 'Böyle şeyler yapmayın, kötü insanlara denk gelirsiniz' diyerek uyardım. Kaza yerinden 200-300 metre kadar önce Ömer Karadağ seyir halinde, aracımın önüne sürtmesi gibi bir durum oldu. O esnada ben orta şeritteydim galiba tam hatırlamıyorum. Ömer Karadağ'ın benim solumda olduğunu hatırlıyorum. 200-300 metre geride bu olay olduktan sonra peşinden gittim amacım onu uyarmaktı. Sanık Ömer Karadağ'ın peşinden giderken düz gitmedim ancak makas atarak da gitmedim, çok süratli değildim. 80 km'yi kesinlikle geçmediğimi düşünüyorum. Ömer'i 300 metre kadar arkasından takip ettim. Önce taksiye sonra da bariyerlere çarptım. Taksi en sağ şeritteydi, ben de sağ şeritteydim. Taksiye sol arka kısmından vurdum. Daha sonra bariyerlere vurdum. Ben bu olay olduğu için çok üzgünüm. Böyle bir olay yaşandığı için gerçekten vicdanım rahat değil. Böyle bir şey başımıza geldi, beni affetmelerini istiyorum. Kendilerine de manevi yardımcı olmak istiyorum, elimden ne gelirse yaparım." dedi.

'ÖMER'İ TAKİP ETMEK AMACIYLA MAKAS ATMAK ZORUNDA KALDIM'

Şikayetçi Avukatı Muhammed Metin Çağlar, "Güvenlik kamerası görüntülerinde makas attığınız görülüyor, makastan anladığınız nedir?" diye sordu. Sanık Toker de "Ömer Karadağ'ın aracı benim aracıma sürttükten sonra ben onu takip ederken keyfi değil ama takip etmek amacıyla makas atmak zorunda kaldım. Ömer makas atarak ilerlemesi sebebiyle ben de makas atmak zorunda kaldım. Makas atmaya kazadan 200-300 metre geriden başladım" diye cevap verdi.

SANIK KARADAĞ: KAZANIN OLUŞMASINDA BİR KUSURUMUN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

Sanık Ömer Karadağ da iş yerine gitmek için sahil yoluna çıktığını, trafik kurallarına uyduğunu, en sol şeritte seyir halinde olduğunu, arkasında bir hareketlilik hissettiğini, arkasına baktığında bir aracın makas attığını gördüğünü söyledi. Sanık Karadağ, "Arkamda da bir motosiklet vardı, makas atan araç benim arkamdaki motosikleti sıkıştırmış durumdaydı. Motosiklete yol verdim, bu defa da beni sıkıştırdı. Bu süreçte aramızda herhangi bir temas olmadı. Ben sağ şeride geçerek araca yol vermek istedim, araç soldan benim önüme geçmek yerine benim arkama geçip takibe devam etti. Tedirgin oldum. Bu sebeple de kaçma eğiliminde bulundum. Makas tabir edilen şekilde aracı kullanarak kaçmaya çalıştım" dedi. Karadağ, sol şeride geçtikten sonra arkasından darbe aldığını, aracında hasar olmadığını, dönüp baktığında arkasında bir kaza olduğunu gördüğünü anlatarak şunları söyledi: "Kaza yerine gittiğimde çevreden insanlar bağırıyordu. Bir kaos ortamı vardı. Olayın benim üzerime kalmasından korktuğum için aracıma binerek kaçtım. Daha sonra da karakola gittim, beni Adli Tıp Kurumu'na sevk ettiler. Alkollü değildim. Ben diğer sanığın aracına sürtüp makas atarak ilerlemedim. Kazanın oluşmasında bir kusurumun olduğunu düşünmüyorum."

MÜŞTEKİ: YOLA BAKTIĞIMDA ÖNDEKİ BİR ARAÇLA HER İKİ ARAÇ DA MAKAS ATARAK İLERLİYORLARDI

Müşteki Lilav Heja Can da arkadaşı Julia İnanch ile okuldan çıktığını, otostop çektiklerini, sanık Furkan Toker'in durduğunu belirterek, "Biz Bakırköy'e gidiyor musunuz?' diye sorduk. O da 'Hayır' dedi. Sonra ben de 'Tamam' dedim. Kendisine param olmadığını falan söylemedim. Kendisi 'Gelin sizi bırakayım' dedi. İlk Julia arabaya bindi, arkasından ben bindim. emniyet kemerini takmamız söylenmedi. Biz kendimiz de takmadık. Normal bir hızla ilerliyorduk. Şoförün yan koltuğunda oturan kişi müziğin açılmasını istedi. Yüksek sesle müzik açtılar. Sanırım şoförün yanında oturan kişi bir şeyler, dedi. Onun üzerine sanık makas atmaya başladı. Bunu da eğlencesine yaptıklarını düşündüm. Korktuğumu belirttim. Bizim bulunduğumuz araca diğer sanığın aracının önden çarptığını hatırlamıyorum. Olsa hatırlardım. Diğer aracı önce ben görmedim. Daha doğrusu o sırada ben yola bakmıyordum. Yola baktığımda öndeki bir araçla her iki araç da makas atarak ilerliyorlardı. Bu sırada bizim araçtakiler sinirli değillerdi. Ben ön koltuğun demirlerine tutundum. Makas devam ediyordu. Bir doblo marka araç da bizim araç da makas ata ata gidiyordu. Bu sırada arkadaşım beni dürterek, 'Biz burada inecektik' dedi. Ben de bağırarak 'Biz burada inecektik' dedim. Tam o sırada taksiye çarptık. Araba döndü. Arkadaşımın araçta olmadığını gördüm. Araçtan inip arkadaşımın yanına gittim. Sonra ambulansa alındım. Belimde ve boynumda doku zedelenmesi oldu. Psikoloji travma yaşadım. Şikayetçiyim" diye konuştu.

'ÇOK ÜZÜLÜYORUM, O BENİM CANIMDI'

Gözyaşı dökerek konuşmasına başlayan Julia İnanch'ın annesi müşteki Elena İnanch da "Ben anneyim. Kızım çok başarılı bir öğrenciydi. Kimya mühendisi olacaktı. Olaydan dolayı çok acı çekiyorum ve üzülüyorum. O benim canımdı, kendimi iyi hissetmiyorum, hayatım mahvoldu. Şikayetçiyim" diye konuştu. Şikayetçi Avukatı Muhammed Metin Çağlar, olayın bir kaza değil cinayet olduğunu, sanıkların olası kasıtla öldürmekten yargılanması gerektiğini belirterek, “Müşteki Heja’nın beyanlarından yola çıkarak kazaya sebebiyet veren temel olgunun, sanıkların ölüme davetiye çıkaran bu eylemlerini eğlencesine yaptıklarını yani sanıkların yüksek sesle müzik dinleyerek eğlencesine sahil yolunda eğlenmek maksadıyla aşırı hızla makas atarak ilerlemişlerdir. Bu şekilde kazaya sebebiyet vermişlerdir. Adalet bekliyoruz" dedi. Olay yerinde keşif yapılmasına karar veren mahkeme heyeti, sanık Furkan Toker'in tutukluluk halinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı Eylül ayına erteledi.