Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte Balkan Türkleri'ne yönelik ağır sözlerini oynatarak, "Bunlar montaj değil" dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Balkan Buluşması'nda konuştu. Buluşmaya, Sanatcı Candan Erçetin, Tarihçi İlber Ortaylı, Yerbilimci Celal Şengör de katıldı. Buluşmada ilk olarak sahneye Ekrem İmamoğlu ardından Meral Akşener en son da Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Ekrem İmamoğlu, AKP iktidarının Suriyeli sığınmacıları savunmak için Balkan Türkleri hakkındaki sözlerini hatırlattı. Akşener de İmamoğlu'nun konuşmasına atıf yaparak Balkan kökenli biri olarak bu ülkede misafir değil ev sahibi olduklarını vurguladı. Kemal Kılıçdaroğlu da, gericilerin ve yobazların Atatürk'e ettiği hakaretlere tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Balkan Türkleri hakkındaki ağır sözlerini izletip, 'Bunlar montaj değil' dedi. Liderlerin konuşmaları da şöyle: Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu:  Ekrem başkan, tarihsel derinliği olan bir konuşma yaptı. Sayın Akşener de tarihsel gerçeği bugüne taşıdı. Ülkemizin bulunduğu durum parlak değil. Beraber çıkmalıyız. Ama bizler Atatürk'ün ön gördüğü çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak için mücadele ettik, hiç umutsuz olmadık. Horasan'dan gelen bir soydan geliriz. Siz Batı'ya biz Doğu'ya gitmişiz. Aynı kökten aynı felsefeden geliyoruz. Bunu da gittiğim her yerden rahatlıkla ifade ediyorum. Büyük dramlar yaşandı, keşke o acılar annelerinden intikal etmese, bugün de anlatılsa. Bu dramlar sıradan değildir. Kadınlar, hala acı çekiyor. Bütün amacımız da; kadınları yüceltmek onları toplumda hakkettiği yere oturtmak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Batılıların vermediği seçme ve seçilme hakkını çok daha önceden vermesi ve kadınların temsil edilmesi...bugün için bu sayı yetersiz ama biliyorum kadınlar mücadele ederek bunu elde edecektir. Acılardan söz ettik. Ve son 22 yıldır, yaşanan dramdan söz ettik. Sayın Akşener, Atatürk'ün anne ve babasına yapılan hatta telaffuz bile edemediğimiz ağır sözcüklerin kullandıklarını biliyoruz. Bir insan tarihine saygılı olur. Atatürk'e saygılı olur. Bu saygının temelinde bağımsızlık ateşi yatar. Bu saygının temelinde güçlü kalkınmış bir Türkiye yatar. Eğer bunları görmezden gelerek acaba bu ülkenin banisi, kurucusuna her türlü hakareti yaparım derseniz, kendi ülkenize de tarihinizi de ihanet etmiş olursunuz. Her ortamda Gazi Mustafa Kemal'in ve arkadaşlarının bu ülke için yaptıklarını anlatacağız. Acılar, çekildi biliyorum. Acaba 22 yıldır iktidar olan bir kişi, acaba ne söylemiş, (Erdoğan'ın Balkan Türklerini hedef aldığı konuşması) Bu bir montaj videosu değil. Bu bizimle kucaklaşan kardeşlerimiz soydaşlarımız için söylenen sözlerdir. Bu sözleri hiç kimse unutmasın bu sözleri. Gazi Mustafa Kemal'in iki temeli vardır. Siyasi ve ekonomik. Bayrağımın altında özgürce yaşamak ve ekonomik bağımsızlık. Ekonomik bağımsızlık yoksa siyasal bağımsızlığın anlamı yoktur. Yumurta satılarak şeker fabrikaları kuruldu. Bu yoksul ülke demirağlarla örüldü. Hiç kimse kronometre ile kapıda bekletmedi. Düne kadar hakaret ettiği kişiden kapısından para dileniyorsa bir sorun vardır. Demokratik yollarla, otoriter bir yönetimi değiştireceğiz. Bu armağanı elbirliği ile dünya siyasi tarihine, tarihimize bırakacağız. Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: Belediye başkanı olduğum şehir, renkli bir şehir. Bir yanı ile balkan şehridir. Mayasında Rumeli'nin güzel insanları vardır. İstanbul evladı Fatihaların yurt özleminin dindiği yerdir. Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının her döneminde bunu görebilir ve hissedebilirsiniz. Balkan kökenli yurttaşlarımızla güçlü dostluk bağlarımız var. Kendi kültürlerine özenle sahip çıktıkları, vatanseverlik duyguları yüksek insanlardır. Acılarla dolu geçmişlerini hiç unutmadan sıkı sıkıya bağlanmışlardır. Barışın ve hoşgörüsünün hakim olduğu, kardeşçe bir hayatın her zaman özlemi içerisindedirler. Bu özlemi gerçekleştirebilmek için, 11 ülkeden 23 balkan şehrinin belediyesi ile bir araya geldik. Balkan şehirleri ağını kurduk. Bölgede ekonomik istikrarın önünü açmak, toplumlardaki kardeşliği güçlendirmek için bu çalışmayı yoğun şekilde yürütüyoruz. Kurucu şehri oldu İstanbul. 23 balkan şehri ile başladı 70 şehri aştı. Daha da büyüteceğiz. Çok özenli bir şekilde, balkan şehirlerini güçlü bir ağa kavuşturacağız. Sizler de iyi bilirsiniz ki, çekilen acılar boşa gitmedi, gitmeyecek. Balkan ağı ile başlayan Ukrayna ve Rusya savaşı, barışın ne kadar önemli olduğu görüldü. İnsanların isimlerini değiştirmeye kalkmanın, din dayatmanın bir siyaset değil insanlık suçu olduğunu herkes görüyor. Türkan bebeğin, simgelediği onurlu direnişi herkes çok iyi biliyor. Kimler hangi karanlığı dayatmaya kalkarsa kalksın biz o bir çift mavi gözün ışığında her zaman doğru yolu buluruz. Bizim yolumuz yurtta barış dünyada barış diyen Balkanların çocuğu Atatürk'ün yoludur. Değerli dostlar, çok önemli bir seçim öncesi gerçekleşen bu güzel buluşma çok önemli. Cumhurbaşkanı adayımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde, balkan kökenli yurttaşlarımızın sorunlarını çözmek için geliştirdiğimiz pek çok politika bulunuyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun özenli tutumunu çok yakından biliyorum. Benim yerel seçimlerinde ilk söylediği ilk yurt dışı ziyaretini Balkanlara yap demişti. Ben de bu sözümü tutarak, ilk yurt dışı ziyaretimi Saraybosna'daki kardeşlerimiz ziyarete gitmiştim. Balkanlardan gelen ve halen orada yaşayan soydaşlarımızın koşullarını iyileştirmeye, STK'lerin gücü artırmaktan, çifte vatandaşlık sorununu çözmeye, Osmanlı mirası kültürel mirasın korunması, Türk devlet bankaların varlığını güçlendirmeye, Balkanlar'dan Türkiye'ye başlayacak hızlı ve vize serbesti gibi çok iyi çalışılmış projelerimizin olduğunu bildiririm. Ama bütün bunları gerçekleştirmek için çok önemli bir adım atmalıyız. Türkiye çok kritik bir eşiğe gelmiştir. Ekonomimizi hızla doğru bir rotaya oturtmazsak, toplumsal huzurumuzu birlik ve kardeşliğimizi hep beraber tesis edemezsek hiçbir alanda ilerleme kaydedemeyiz. Her gün daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Unutmayalım, Türkiye'yi bu hale getiren bugünkü iktidardır. O akıl devletimizin temel yapısını bozmuştur. Bu ülkeyi, büyük bir ekonomik çöküşün ve tehlikeli bir toplumsal gerilimin eşiğine getirmiştir. Sahip oldukları gücü o kadar istismar ettiler ki... Her uygulamalarıyla her sözleriyle milletimize tarihimizdeki en kötülüğün yaşatıldığı dönem oldu. Tam bir sorumsuzluk örneği olan, sığınmacılar politikalarını savunmak için neler söylediklerini sizler de iyi biliyorsunuz. Bu ülkenin kurucu unsurları olan, soydaşlarımızı kimlerle bir tuttuklarını utanmadan sözlerine taşıdıklarını sizler çok iyi biliyorsunuz. Ne yazık ki ayrıştırmaları bölmeyi, düşmanlaştırmaya çalışmadıkları hiçbir kesim kalmamıştır. Bunun adı siyaset, milliyetçilik ya da muhafazakârlık değildir. Türkiye bu zehir saçan bu siyaset anlayışından bir gün bile geçmeden kurtulmaya mecburdur. 28 Mayıs'ta oyumuzu birliğimizi ve kardeşliğimizi sağlamak için mutlaka kullanalım. Türkiye'nin birleştirici gücü olmak için mücadele eden, saygıdeğer Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafında bütün Türkiye'nin kesimleri ile buluşalım. Bu buluşma çok önemlidir. Bu buluşmanın en önemli başarısını, saygıdeğer 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener'in birlikte oluşturduğu İstanbul kazanımını hiç unutmayalım. İşte tam da bugün yaptığımız buluşmada bir çift mavi gözün ve bir ay yıldızın ışığında bir buluşma olduğunu her zaman hatırlayalım. Hep birlikte Atatürk'ümüze saygı ve sevgi duymaya sahip çıkmaya dayalı bir buluşmalıdır. Ne demişti Atatürk? Muhacir diye küçümsenenler kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır. Bu ülkede birbirimizi küçümsemediği, adil ve kardeşçe bir hayat için gelin Atatürk'ün yolundan yürüyelim. Gelin hep birlikte Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Atatürk'ün aziz hatırasına yakışır bir şekilde girelim. Bu tercihin adı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Her şey çok güzel olacak. Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:  Öncelikle İlber hocam, kutup yıldızımız, karşımızda olunca birazcık bir kaç kelam etmek istiyorum. Yanlışım olursa sakın düzeltmeyin. Muhacir balkan, mübadil isimleriyle anıldık. Ama büyük çoğunluğumuz, yörük Türklerdir. Dolayısıyla Anadolu'nun sahipleri olarak Rumeli'yi Türkleştirmek için gönderildik. Dolayısıyla misafir değil ev sahibiyiz. Anamın ailesi Avşar, babamın ailesi Savcılı Türkmeni. Gittiler Yunanistan'a gittiler Bulgaristan'a isimleri oldu Tanrı Dağı Türkmenleri. Şimdi bir yanlış yapılıyor. Misafir muamelesi. 21 yıldır artarak giden bir muamele. Tekrar söylüyorum Rumeli ve Balkanları devletimiz tarafından Müslümanlaştırmak ve Türkleştirmek için gönderildik. Fethedenlerin evlatları hoş geldiniz. Burada olanların büyük çoğunluğu budur. Ve Balkanları her bir köşesinde en fazla eziyet gören ama of demeyen, şikayet etmeyen çektiği bütün acıları sineye çeken, sonra mecburen gönderilen orayı Türkleştir diyenler, büyük eziyetler büyük kırımlar yaşadıktan sonra, Osmanlı çekilir Türkiye'ye dön denir. Rumeli'nin büyük ailelerinden bir çoğu burada. Bilir misiniz, ailesi borç vermiştir almamıştır. Malını mülkünü bırakmıştır konuşmamıştır. Adam başı sekizer dönüm verilmiştir sağ ol denmiştir. Ama özel bir durumumuz vardır. Kadınlar çok güçlüdür ve hafızadır. Asla hiçbir şeyi unutmazlar. İyiliği de kötülüğü de. Çünkü 3 tane iç göçü kadınlar yapmıştır. Erkekler askerlerdir. Hepimizin ailesinde bir şehit mevcuttur. Küçücük çocukları ile göç ettirilmiştir. Ayak çıplak başı kabak. Biz bundan mahrum kaldık, bir aile düşünün baba yok başta. Yaşlı dede anneanne var. Kucakta küçük bir çocuk elde bir çocuk yürüyorsunuz. Ayaklarınız ağırlaşıyor. Buradan çekiyor, sırtınız ağırlaştırıyor. Bir çocuğunuzu feda edeceksiniz. Yazıklar olsun bunları anlatmadık. Onun için Suriyeliler ile bir tutuluyoruz. Böyle bir şey olamaz. Ve bir çocuğunuzu annesiniz, Faik Öztrak ailende vardır, bir çocuğunuzu gönüllü bırakıyorsunuz ikisini kurtarmak için. O yüzden anavatanımıza döndüğümüzde şikayet etmeden şikayet etmez çalışır. Erkeğimizden, uyuşturucu baronu çıkmaz. En önemli özelliğimiz bizim mezarlığımızda sadece dedelerimizin mezarı vardır. Halbuki 7 göbek dedelerimizi biliyoruz, ama bırakıp gelmişiz. Lütfü Türkan hatırlıyor musun? Amerika'dan bir şerefsiz bizim için neler yazmıştı. O gün yeteri kadar sesimizi duyuramadığımız için bunlar büyüdü büyüdü, Atatürk'ümüze onun annesine, ailesine kadar iftiraya kadar gitti. Elbette yuh, ama yuh çözmüyor. Bu coğrafyanın Anadolu'nun ta Orta Asya'dan gelenlerin çocuklarıyız. Oğuz boyuyuz. Kadınlarımıza yapılan biliyorsunuz değil mi? Kadınların rahimlere kedi köpek cenini koydular. Müslüman ve Türk olduğu için. Anlatmadık, utandık. Şikayet etmedik. Mavi gözlü bozkurtumuza yapılan her türlü hakaret gittikçe arttı. En son Rumeli Türklerinin tamamı Suriyeliler ile bir tutuldu. Şimdi bir karar vereceksiniz, bu kadar bizi küçümseyen devamlı Türklüğümüzü sorgulayan bu nobran abes, tarih bilmez, bu edebiyat bilmez, mantık bilmez zihniyeti bu pazar günü helal oylarınızla devireceksiniz. Sayın Kılıçdaroğlu'nu seçeceksiniz. Hasan Tahsin Argun'un yeğeni ben Meral Akşener... Kemal Kılıçdaroğlu PKK ile FETÖ ile Hizbullah ile masaya oturmaz kefilim.