Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile ABB Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Balıkesir'de milletle buluştu. Yavaş ve Kılıçdaroğlu'na, Babacan ile İmamoğlu da eşlik etti.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı yardımcısı adayları Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Balıkesir'de vatandaşa seslendi.

"TOPLA TÜFEKLE SEÇİME GİDİYORUZ"

Yavaş konuşmasında şunları söyledi: Bir seçime mi gidiyoruz, savaşa mı gidiyoruz anlamadık. 31 Mart'ta seçimi kazanmadan önce de kazandıktan sonra da söylemiştik; evet seçimi kazanacağız ama asla zafer kazanmış olmayacağız çünkü karşımızda düşman falan yok demiştik. Yine öyle söylüyoruz. Herkesin farklı düşünmesi gayet normal. İnsanlar daha öncesine ve şu anki duruma bakacaklar ve kendi gelecekleri için karar verecekler. Memnunsa iktidarı destekleyecekler, değilse değiştirecekler. Bu kadar basit. Ama dinliyoruz ki "Nasıl teröristleri gömdüysek muhalefeti de gömeceğiz" diyorlar. Bu nasıl bir dil. Biz nefret dilini ortadan kaldırmaya geliyoruz. Bu şekilde mevcut düzeni devam etmek isteyenlerin iftiralarına karşı kahkahayla güleceğiz. Son günlerde İHA'lar, SİHA'lar, TOGG seçime alet edilmeye başlandı. Bunlar bizim milli malımız. Nasıl daha önceki hükümetler ASELSAN'ı, HAVELSAN'I, ROKETSAN'I, gelen hükümetlere devrettilerse elbette İHA'lar SİHA'lar da devredilecek. Bize düşen çok daha iyisini geliştirmek olacaktır. Bağımsızlık bizim geleneğimizde vardır. Bağımsızlığımızı korumak için milli güvenlik politikalarımızı devam ettireceğiz. Bugün bir bakan diyor ki "biz gidersek İHA'ları SİHA'ları hangara gömecekler" ne içtiniz ne yediniz sayın bakan? Ruh sağlığınız iyi mi sizin? Bir diğeri 'İstiklal Savaşımız' diyor. Bunu diyen de başbakanlık yapmış birisi. 'Eğer biz gidersek FETÖ, PKK kazanacak" diyen bir Adalet Bakanımız var. Eğer Adalet Bakanı hele FETÖ'den bahsedince Meclis'te yaptığı konuşma hala kulağımızda çınlıyor. Ancak gülünür bu sözlere. Metehan'ın ordusunu siyasete alet ettiler. Topla tüfekle seçime gidiyoruz. Bunlar sergileniyor. Bunlar milletin malı. İktidar değişince çok daha mükemmelini yapmak bizim görevimiz. '15 Mayıs'tan sonra o geminin güvertesine kimse çıkamayacak.'  Seçimlik öyle mi? Ama Balıkesirlinin mal sahibiyle kira kavgası devam edecek, marketlerde pahalı ürünlerle karşılaşmaya devam edecek. Kredi kartını nasıl ödeyeceğim diye düşünecek. Asıl mesele bu. Seçim için gösteriler yapmaya çalışıyor. Hükümetin uygun vaatlerde bulunmasını isteriz ama 21 yıldır yapamadığını şimdi vaat etmek de komik kaçıyor. Bu iktidar maalesef hiçbir suçu kabul etmiyor. Soğan pahalı diyorsunuz, soğan pahalı diyene soğan kafalı diye hakaret ediyorlar. Memlekette pahalılık, açlık var diyorsunuz, sadece bu tatilden dönen arabaları işaret ederek,  “Bundan böyle ‘millet aç’ diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım” diyor. Çıkın halkın arasına, marketleri, pazarları dolaşın, vatandaşın dinleyin onlar size gerçek durumu gösterirler. Bu ayın teröristi de kasaplar oldu. Depremden sonra çadır satan Kızılay Başkanı’nı bile hâlâ görevden alamadılar, AK Parti milletvekilleri şikâyet ediyor, neyi bekliyorsunuz? Ülkemizde uçurum çok açıldı. Koltuktan kalkmak istemiyorlar. Çocukları lüks araçlarla geziyor, çakarlı araçları bırakmak istemiyorlar. 31 Mart seçimleri öncesinde de Ankara'da rantı bırakmak istemiyorlardı. 16 milyar lirayı Ankapark'a gömdüler. Çocuklarına televizyon kanalı, spor kulübü aldılar.

Ankara’yı yönetemez dedikleri Mansur Yavaş faiz borçlarını ödedim, işlerimizi gayet düzgün yürütüyoruz.

Nefret siyasetinden artık bıktık. Devletin bekası diyorlar ya ilk gün TC tabelasını belediyeye çaktık. Ne işimiz olur bizim PKK ile?  Biz Kandil’in söylemlerini de reddediyoruz. Hiçbir Allah’ın kulunun gücü yetmez bebek katilini hapisten çıkartmaya, çıkarırsanız da yine siz çıkarırsınız."

"BU SEÇİM SİYASİ SEÇİM DEĞİL"

İmamoğlu ise şöyle konuştu: Bu Cumhuriyet'in güzel evlatlarının Milli Mücadele'nin simge kentlerinden birisinde olmaktan çok mutluyum. Çok güzel günler bizi bekliyor. Arifesindeyiz. Çok yakınız. 17 gün kaldı. Birlikte çalışacağız. Birleşe birleşe güçleneceğiz. İktidar olacağız. Millet İttifakı iktidar olacak. Bir siyasi kazanım değil 86 milyon TC vatandaşının iktidarı başlıyor. Bir avuç insanı eve yolluyoruz. Sevgili gençler göreceksiniz başarılı olacağız. Bir kişi her şeyi bilen, anlayan bir kişinin otoritesi bizi nereye getirdi görüyoruz. Dün ile bugün arasında bile fark var. Pazara gittiğinizde bile görüyorsunuz. İnsanlar cebindeki parasıyla dün aldıklarını bugün alamıyorlar. Paramızı pul ettiler. 21 yılın sonunda meydanlara çıkıp '-cek, -cak' diyen bir iktidarı bu millet ancak evine yollar. Ekonominin en çok belini büktüğü insanlar; ev kadınları, çocuklar, gençler... Üniversiteye yolladığınız gençler yemeklerinden azaltıyor. Böylesi bir dönemde yeni bir dönemi başlatmak için sizlerle bir aradayız. Ekonomiyi ayağa kaldıracak, bu ülkede yargının bağımsızlığını yok eden bu iktidarın döneminden hemen sonra yargıya bağımsızlığını iade edip, kişiye göre makam, kişiye göre hukuk dönemini bitirecek vicdanıyla, aklıyla, milletin aklını devreye sokup, ortak akılla bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak Millet İttifakı'nın iktidarı geliyor.

Kişiye göre makam, kişiye göre hukuk dönemini bitireceğiz. Ayrımcılık yapan, devleti parti devletine dönüştüren, partizanlığı devletin her kurumuna sokan, devlet bürokrasisini siyasetin tahakkümü altında ezen anlayışı yollayacağız. Valiler devletin valisi yapacağız. Gaziantep’e ikinci bir demokrasi meydanı hediye ettik. Bu millet hak yiyenle, hak yemeyeni iyi ayırt eder.

Ayrışmak yok. Biz oyumuzu bölmeyeceğiz bu seçim parti seçimi değil. İlerleyen yıllarda daha iyinin arayışını yapabiliriz ama bu seçim o seçim değil. Oyları böldürmemeye Millet İttifakı'na kullanmaya Kemal Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı yapacağız.

"İKTİDAR AYNI CEM YILMAZ'IN DAYISI GİBİ"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şunları söyledi: “Bizim çiftçimiz sadece seçim döneminde mi akla gelecek. İktidar panik halinde vaatler sıralamaya başladı. Şimdi parça parça destekler açıklıyorlar, günaydın ya.

Seçime kalmış 20 gün 20 senedir yapmadıklarını 20 güne sığdırmaya çalışıyor.  Bu millet kanmayacak artık.

Cem Yılmaz son gösterisinde dayısını anlatıyor. İktidar aynı Cem Yılmaz’ın dayısı gibi. Cem Yılmaz’ın dayısı arabayı kullanırken bir trafik kazası yapıyor. Camdan fırlayıp gidiyor. Hafif de bir baygınlık geçiriyor. Daha sonra uyanıyor. Şöyle bir üstünü başını çırpıyor. Bir bakıyor uzakta bir kaza olmuş çarpışmış bir arabalar var. Arabanın yanına gidiyor. Kaza oldu diyorlar, birkaç da yaralı var. Polise soruyor, yaralılar var ama  şoförü bulamıyoruz diyor polis.  Cem Yılmaz’ın dayısı da beraber arayalım diyor. Başlıyorlar beraber şoför aramaya… Ben diyorum ki buradan sayın Erdoğan’a;  şoförü aramayın boşuna aynaya bakın yeter. Bu kazayı siz yaptınız, bir de gelmiş bizimle şoförü arıyor. Dış güçler diyor, falancalar diyor. Tek yetkili, tek imzalı olduğunuz gün bu ülkeyi yoldan çıkardınız, şarampole yuvarladınız, 86 milyonu da yaraladınız.

"BİZİM İÇİN YANDAŞ DEĞİL VATANDAŞ ÖNEMLİ"

Kılıçdaroğlu, vatandaşa şöyle seslendi: Türkiye'nin karamsar bir ortamda olduğunu biliyorum. Hayat pahalılığını, gençlerdeki umutsuzluğu biliyorum. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Artık değişim zamanı geldi. Bunu bir siyasetçinin ötesinde sade bir vatandaş olarak ifade ediyorum. Çok kutuplaştık. Artık birleşelim. Artık birlik zamanı. Kavganın zamanı değil. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu karamsar atmosferi aşma zamanı. Bir anne çocuğumun beslenme çantasına ekmeğe salça sürüp koyuyorum diyor. Bir çocuğumuz açsa 85 milyon açız demektir. Yeni bir anlayışı bu ülkeye getireceğim. Hiç kimseyi ötekileştirmeden. 85 milyonun huzur içinde bir arada yaşadığı bir ülkeyi inşa etmenin yolu sizden geçiyor. Bu kadar zengin bir coğrafyada çiftçi zarar eder mi? Yurt dışındaki çiftçiyi destekleyeceğine kendi ülkendeki çiftçiyi desteklesen daha iyi olmaz mı? Tamamı olacak. Onlar 5'li çeteler için çalıştı, Bay Kemal vatandaşı için çalışacak. Bizim için yandaş değil vatandaş önemli. Herkesin kazandığı, ürettiği, kimsenin zarar etmediği bir tabloyu inşa edeceğiz. 85 milyon birlikte çalışacağız. Birlikte alın teri dökeceğiz. Bu ülkeye sözüm var. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi inşa edeceğim. Her evde huzurun bereketin olduğu, caddesinde parklarında sokaklarında özgürce gezebildiği bir yurdumuz olsun. Bizim elin oğlundan ne farkımız var.
Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı'nda bir ikramiye verin dedim. Sonra ikramiye vermeye başladılar. Benim sözüm sözdür. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda asgari ücret kadar bir ikramiye vereceğiz. Bankaya gideceksiniz. Bankada her emeklinin 15 bin lira parası olduğunu göreceksiniz. Siyasetçi halka örnek olması lazım. Bilgili, ahlaklı bir siyaset anlayışını getirmek istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Birlikte mücadele edeceğiz ve birlikte kazanacağız.