Gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, pandemide yaşananları Aslı Özkısırlar ve 16 yaşındaki Sidal üzerinden özetledi. Kılıçdaroğlu Hürriyet gazetesinin 103 emekli amiralin imzaladığı bildiriyi 'darbe bildirisi' olarak sunup, liste paylaştığı habere tepki göstererek, "İnsan o gazetenin geçmişine üzülüyor. Medyanın amiral gemisiydi, şimdi kuyrukta sandal bile olamadı" dedi. Kılıçdaroğlu Erdoğan'a seslenerek, "Koltuğa oturdun kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın sözüne gönderme yapan Kılıçdaroğlu, "Biraz da Erdoğan’ı övelim. açıklama yapmış, ‘Vatanı satmak, İş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi krizden krize sokuyorsanız bu vatanı satmak demektir’ diyor. Vatanı satmak demek vatana ihanet etmek demektir. Erdoğan’ın bu sözünü tutacağım, Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda bu vatan hainlerinin hepsinden hesap soracağım" dedi. Emekli amirallerin Montrö bildirisini 'darbe çağrışımı' olarak değerlendiren AKP iktidarını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Vay efendim Türkiye’de darbeciler var. Montrö sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptık tık yok, emekli amiraller açıklama yaptı mal bulmuş mağribi gibi vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim! Ne paronayası kardeşim! Vay efendim bunlar darbeci, yok kardeşim. Geçti onlar, kimse yemiyor artık bu numaraları. Millet de yemiyor, 'Kardeşim ben açım aç diyor dükkân kapalı sen neyden bahsediyorsun!' diyor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Bilim Kurulu'na da tepki göstererek, "Orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yoktur. Bilim kurulu dediğin senin koyduğun kurallara siyasi iktidar uymuyorsa izzeti ikbal ile çekileceksin. Kuralları koydum buna uyuyorsan hayhay. Uymuyorsan beni burada göstermelik tutamazsın diyeceksin. Oturmuşlar oraya bilim kurulu ayrı havada, sağlık bakanı ayrı telden çalıyor" ifadelerini kullandı. Erdoğan işareti verdi, Hürriyet isim isim yazdı, Soylu hedefi gösterdi: CHP Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: Çok sayıda sağlıkçı hayatını kaybetti bu süreçte. Meslek hastalığını yapmıyorlar. Niçin? Vicdan yok mu sizde? Bu insanlar bizim insanlarımız için çalışırken bir taleplerini neden yerine getirmiyorsunuz? Bunun sorgulanması lazım! Çok sayıda sağlıkçı hayatını kaybetti bu süreçte. Bütün bunların sorumlusu kim? Bu ülkeyi yöneten kim? Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kim? Böyle acı bir tabloyu Türkiye'nin önüne koyan kim? Ben soruyorum ama her vatandaşımın da sormasını istiyorum. Milleti canından bezdirdiler. Pandemi dolayısıyla nelerin yaşandığına dair 2 örnek vereceğim: Aslı yataksızlıktan öldü Bakan Koca İsveç’ten hasta getirmekle övündü

ASLI ÖZKISIRLAR TEPKİSİ

Aslı Özkısırlar, İzmir'de elleriyle yaptığı takıları satarak geçimini sağlıyor. Genç bir kızcağız. Bir hastalığı var yatarak tedavi olması lazım ama bir türlü boş yatak bulamıyor. Ve sonunda 'Neredeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum yata yok ama siz yapın kongrenizi, benim çektiğimin ağrının eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım' diyerek de beddua da ediyor. 21. yy Türkiye'sinde bu genç kızımıza yatak bulunamadı. Ve hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Gene söyleyecek Bay Kemal diyecek. Beyefendi bu işin baş sorumlusu sensiz sen! Hâlâ bilmiyor musun! Sırtı kalın olanlara ambulans uçaklar hazır. Peki garibanlara? Dayısı olmayanlara? Telefon açıp da bir türlü yatamayan hastaların sözcüsü kim olacak? Onların dertlerini kim dile getirecek? Ben getireceğim, biz getireceğiz. Dostlarımız bu ülkenin işsizleri, bu ülkenin yoksullarıdır, bu ülkenin esnafıdır bizim dostlarımız.

"16 YAŞINDAKİ KIZIMIZA CEZA"

İkini örnek Kayseri'den Sidal adında 16 yaşındaki bir genç kızımız. Eve giderken güvenlik çağırıyor maskeyi nizami takmadın diyor ceza kesiyor. Bu Sidal'ın babası esnaf. 900 lira ceza kesiyorlar. Nereden ödeyecekler? Ödeyemiyorlar tabi. 22 Mart'ta kendisine bir mektup, 23 Mart'ta vergi dairesinde icra dairesin geleceksin diyorlar. Kendisine bir ödeme emri tebliğ ediyor. 16 yaşındaki kız maskeyi nizami takmamış, 900 lira ceza, 16 yaşındaki kız ödeyemiyor, sen ödeyemezsen babana haciz. Bunu vicdan kabul eder mi? On altı yaşındaki kıza 900 lira, bunlara sadece alkış! Bunları doğru kabul etmiyoruz. Devlet böyle yönetilmez. Devlet adaletle, bilgiyle yönetilir. Vatandaşlar arasında ayrım yapılmaz. O zaman bunların her birine 900 lira ceza keseceksin. Ben de seni kutluyorum vatandaşlar arasında ayrım yapmadın diyeceğim. AK Parti'ye MHP'ye oy veren kardeşlerim bunu içlerine sindiriyorlarsa bir şey demiyorum ama sindiremiyorlarsa sözüm sözdür bu ülkeye mutlaka adaleti adaleti adaleti, getireceğim. Bu tablodan hangisi vatandaşa örnek? Şimdi söyleyin bakalım devleti kim daha iyi yönetir, kim adaletle yönetir ve kim vatandaşına değer verir? CHP gelse bal gibi yönetir, güzellikle yönetir, açlık olmaz sefalet olmaz.

BİLİM KURULU'NA TEPKİ

Ne dedikleri, söyledikleri belli değil. 4 Nisan itibariyle ABD'yi geçtik vaka sayısında. Dün 193 kişi hayatını kaybetti. Bunlar da resmi rakamlar. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim kurulu var! Hikâye tamamen. Orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yoktur. Bilim kurulu dediğin senin koyduğun kurallara siyasi iktidar uymuyorsa izzeti ikbal ile çekileceksin. Kuralları koydum buna uyuyorsan hayhay. Uymuyorsan beni burada göstermelik tutamazsın diyeceksin. Oturmuşlar oraya bilim kurulu ayrı havada, sağlık bakanı ayrı telden çalıyor. Sarayda lale devri yaşanıyor. Herkesin bir eli yağda bir eli balda. Ahali felaket vaziyette. Erdoğan esnafın önüne çıkıp dükkanına gidebilir mi? Hayatta gidemez. Belki 50 bin korumayla gider. Bu mudur devleti yönetmek? Bu mudur halkçı, milliyetçi olmak. Aynı şeyi Bahçeli'ye de soruyorum. Bahçeli de bu tabloya destek veriyor. Ülkücü kardeşlerimin ne yaptığını biliyorum. Çok rahatsız olduklarını da biliyorum. Bahçeli ayrı. Bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişidir. Emin olun bunlarca vicdan yok. Sahabiye medresesinde dükkanlar var. Geçen yıl 9 bin 380 lira ödeyen bir esnaftan bu yıl 20 bin 332 lira istiyorlar. Yav ne oldu da bu kadar büyük zam yapıyorsunuz? Vakıflar Genel Müdürlüğü istedi diyorlar. Haberleri yok. Büyükşehir belediye başkanı istiyor. Ha buradan yine sandık geldiğinde bütün vatandaşların düşünmesini isterim. Bu AK partili belediye. CHP belediyelerinde böyle garabet olmaz. Onlar halk için çalışırlar. Engel çıkarıyorlar mı, aşmasını bilirler. Kayserili kardeşime, orada çalışan esnaf kardeşimize de söylüyorum sandık gelecek bu kardeşine oy vereceksin. O paraların tamamını sana iade edeceğim faiziyle beraber.

"SEN BİN LİRAYA PARA BİLE DEMİYORSUN"

Peki bu fatura kime çıkıyor? Saray ve beslemelerinin durumu çok iyi. Bir yerden değil beş yerden maaş alıyorlar. İstifa etseler bile dünyanın parasını alıyorlar. Vergi de ödemiyorlar. Bir elleri yağda, bir elleri balda 193 kişi hayatını kaybetmiş. İnsanlar gece uyumaz. Bekledikleri tek şey, ‘benim cebim nasıl dolar.’ Bunların derdi böyle. ‘Beşli Çete’ye çalışıyorlar. Esnafın, manavın, taksicinin, apartman görevlisinin, sokak satıcılarının durumu? Sarayın umurunda bile değil. ‘Bin lira verdim idare edin.’ Sen bin liraya para bile demiyorsun.

"SARAYDA LALE DEVRİ, AHALİ FELAKET VAZİYETTE"

Arkadaşlarımız Isparta’ya gitti. Esnaf kardeşimiz, ‘en çok iş yapacağımız ayda işyerimiz kapandı.’ Arkadaşlarımızın tespiti ‘her 100 metrede bir dükkan kapatıldığını gördük.’ Esnafı şöyle görüyor ‘vururum ensesine tokadı, alırım oyumu.’ Bu esnaf artık eski esnaf değil. Aksu İlçesi’nde ‘25 bin lirayı bulan veresiye defterim var.’ Küçücük bir yer, 25 bin lira… Millette para yok. Saraya ve onların beslemelerine sormak lazım. Bu vatandaşın yaşadığı sorunu yeteri kadar biliyor musunuz? İntiharlardan, yoksulluk diz boyu haberiniz var mı? Aksu İlçesi’nde bir ayakkabıcı, ‘ilk defa gelip bana ikinci el ayakkabı var mı diye sormaya başladılar.’ İkinci dünya savaşında bile böyle olmadı. Sarayda lale devri yaşanıyor, ahali felaket vaziyette. Erdoğan, esnafın dükkanına girebilir mi? Hayatta giremez. Belki 50 bin korumayla gider. Bu mudur halkçı, milliyetçi olmak? Aynı şeyi Bahçeli’ye soruyorum. Ülkücüleri bunun dışında tutuyorum. Çok rahatsız olduklarını biliyorum. Bahçeli, bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişidir. Emin olun bunlarda vicdan yok.

"SARAYIN UMURUNDA DEĞİL"

Kayseri’de Sahabiye Medresesi’nde dükkanlar var. Geçen yıl 9 bin 300 lira kiradan 20 bin 332 liraya çıktı. Bu AK Partili belediye… CHP belediyesinde böyle garabet olmaz. Kayserili esnaf kardeşime söylüyorum, sandık gelecek, CHP’ye oy vereceksin, o paraların tamamını sana iade edeceğim faiziyle beraber… Devleti yönetiyorlar, perişan ettiler. Esnaf Sicil Gazetesi, 99 bin kişi iflas etti… Bu 99 bin kişi nasıl yaşıyor? Nasıl yaşadıkları sarayın umurunda değil. Umurunda olan tek şey ‘koltuğumu nasıl korurum.’ Kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur. Sadece esnaf mı? Kırşehir’de patatesler depoda duruyor. Duruyor ama banka haciz gönderiyor. Traktörüne, evine… Sen üreticinin patatesini, bekleyen elmayı aldın mı? İcra kapıda. Tarım Kredi gelmiş, ‘parayı öde.’ ‘Satmadıktan sonra nasıl ödeyeceğim?’ Saray hükümetinden çiftçinin alacağı var. Eskiden yapılandırmada 5 taksitti, şimdi üç taksit. Çiftçi nasıl ödeyecek bunu? Traktöre, evine, hayvanına haciz gelmiş, nasıl geçinecek? Peki emekliler hayatından memnun mu? Emekli kardeşimiz, bir yerden değil, beş yerden maaş alıyorsa mutlu… Beş yerden maaş alanlarla saray lebalep dolu. Emeklinin durumu perişan vaziyette. Bin lira ikramiye verdiler, 2018’de. Her şeye zam geldi, enflasyona göre zam yap. ‘Emekli hayatından memnun, beni görünce alkışlıyorlar’ diyor. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Emekli maaş ikramiyesini en az bin 500 lira yapacağım. Emekli gramla et alıyor. 7 milyon 900 bin emekli, asgari ücretin altında aylık alıyorlar. Bu emekliler 30 - 35 yıl çalıştılar, vergi ödediler, emekli oldular, saray hükümeti zulmetmeye başladılar. Emekliye ‘bununla idare et, para yok’ diyor, malı götürenlere para var. Ayrıca dul yetim aylığı alanlar var. Ne kadar alıyorlar biliyor musunuz? 763 lira… Bunlarda vicdan var mı?

GENÇLERE SÖZÜM VAR

Ya gençlerimiz ya işsizlerimiz… Halleri ne olacak? 10 milyon 287 bin işsiz yaratacaksın sonra ‘ben güzel yönetiyorum’ diyeceksin. Hangi güzellikten bahsediyorsun? Pırıl pırıl çocuklar, umutsuzluğa sevk etme hakkı verildi mi? Saraydakilerin, beslemelerinin durumu iyi, en iyi okulları bitirmiş olanlar işsiz. İşsizliğin ne olduğunu Erdoğan biliyor mu? Girmiş sınava başarılı olmuş, alacaksın. Dayısı yoksa, sözlüde eliyorlar. Sayıştay raporlarına göre 138 bin 393 öğretmen açığı var. Bu öğretmenler evlatlarımızı yetiştirecekler. Eğitimden tasarruf edilmeyeceğini anneler babalar bilir. KYK’dan kredi burs almışlar. Şimdi hem faiz hem işsiz. İşe almıyorsun, ‘burcunu öde’ diyorsun. Zaten durumumuz iyi olsa, kredi almaz. Gençlere sözüm var. Sizin elinizden alınan bütün hakları size vereceğiz ve tamamını telafi edeceğiz. 28 kez Türkiye şampiyonu olan pazarda yumurta satarak geçiniyor? Niye buna iş yok? Dayısı olmadığı için… Bir inşat mühendisi mezunu, ‘diplomamı alırken çok üzüldüm, diplomanın bir işe yaramadığını gördüm, dayın yoksa yine de iş bulamıyorsun.’ Bu tabloyu gençlerin önüne koyan kim? Saraydakiler… Bu tablo Türkiye’nin kabul edeceği bir tablo değil. Zulüm var. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri eylem yapıyor. Saldırı yapanlar, sarayın polisleri… Boğazını sıkıyorlar. Talimatı verene iyi dikkat edin. Sizin nefesinizi kesiyorlar, hak arama talebinizi kesmek istiyorlar. Neden gençler haklarını arıyor diye korku içindeler. Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidar olduğumuzda bizi özgürce eleştirebileceksiniz.

"ROMAN’LAR AÇ"

8 Nisan Türkiye Roman Günü. Allah’ın verdiği yetenek, müzik kulakları çok iyi. Bunlar aç, yaşayamıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Roman’lar en büyük açlığı yaşayan kesim…

128 MİLYAR NEREDE?

AK Parti ve MHP’ye geçmişte oy veren vatandaşlarıma sormak isterim. 128 milyar dolar nereye gitti? Bu sorunun cevabını almış değilim. Cevabını veremiyorsa, ‘sarayın bekçisi’ bize söylesin. Esnafa sordum, simitçiye sordum, manava sordum, emekliye sordum, ‘ben almadım’ diyor. 128 milyar nereye gitti’ diye sorun Merkez Bankası Başkanı’nı neden görevden aldın? Gerçekler görünmesin diye mi? Bahçeli hiçbir zaman dert dinlemedi. Onun tek görevi var, sarayın bekçiliğini yapmak. Sevgili ülkücü kardeşim, merak etme, ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli’ye de dünyaya da göstereceğim. Saray beslemelerine asla ve asla itimat etmeyeceğim.

"DÜNYADAKİ BÜTÜN MEZARLIKLAR VAZGEÇİLMEZ ADAMLARLA DOLUDUR"

Devleti yönetiyorlar perişan ettiler. 2020 yılında esnaf ve sanatkâr sicil gazetesi var 99 bin 588 esnaf iflas etti. 99 bin kişi ölmüş onun umurunda bile değil. Onların çocukları var umurlarında bile değil. Umurunda olan tek şey var koltuğumu nasıl korurum. Koltuk insanı büyütmez. Koltuğa oturdun kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur.

EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ

Bütün bunlar olurken ‘Türkiye’de darbeciler var.’ Ne darbesi kardeşim? Darbe yok, amaç gündem değiştirmek. Esnafın-işçinin-işsizin derdini örtmek için 'Vayy bize darbe' diye amirallerin Montrö açıklamasına mal bulmuş mağribi gibi saldırdılar. Ne darbesi kardeşim ne bu paranoya? Bütün bunları örtmek için. Esnafın, çiftçinin derdi konuşulmasın. Sen en başta ‘Lozan'da Montrö’de bizim güvencemiz’ desen bir şey olmayacak. Kimse yemiyor artık bu numaraları. Adam bir de emekli amiral, emekliler dünyanın neresinde darbe yapmış? Bu kadar saçmalığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç görmedi. Şu gerçeği herkes bilsin. Artık ortada devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Ortak da sağlıklı bir ortak değil. Bakanlar bakan değil. Bürokratlar ise hiç bürokrat değil. Tamamı yağcılardan oluşmuş. Akıllarını kiraya vermişler. Gündemi büyütmek ve halkın gündemini çalmak için, ‘bir bildiri yayınlayın.’ Derhal emredersiniz. ‘Sizler de açıklama yapın.’ Artık bunlar devleti yönetemiyor. Bu numaraların hiçbirini bu millet yemiyor. Millet, ‘sandığı getir, sandığı’ diyor. https://tele1.com.tr/bahceliye-sert-tepki-kullandiginiz-terimi-bile-curuk-dediginiz-insan-yaratti-363314/

ERDOĞAN'IN SÖZÜNE GÖNDERME

Biraz da Erdoğan’ı övelim. açıklama yapmış, ‘Vatanı satmak, İş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi krizden krize sokuyorsanız bu vatanı satmak demektir’ diyor. Vatanı satmak demek vatana ihanet etmek demektir. Erdoğan’ın bu sözünü tutacağım, Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda bu vatan hainlerinin hepsinden hesap soracağım.

HÜRRİYET GAZETESİNE TEPKİ

Efendim bu darbe marbe bilmem ne hikayelerini güçlendirmek için, bakıyorlar ki havuz medyasını yeteri kadar kullanamıyorlar çünkü itibarları yok. Bir parça itibarı olan Hürriyet gazetesi üzerinden bu sefer CHP'ye saydırmaya başlıyorlar. İnsan o gazetenin geçmişine üzülüyor insan. Halkın gazetesiydi. Gerçekten medyanın amiral gemisiydi. Şimdi kuyrukta sandal bile olamadı. Sandal bile olamadı! Efendim CHP bildiri darbe bildirisi bilmem neler. Gündem yaratıyor sözde. O da CNN Türk de bu ikisi ne yaparsa yapsın bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz.

POLİSLERE 3600 EK GÖSTERGE

Polis Hafta’mız. 176. yılını kutluyorlar. Onlara şükran borçluyuz. Polis kardeşlerimiz diyorlar ki 'biz şehit olmaktan korkmuyoruz ama emekli olmaktan korkuyoruz, 3600 gösterge çıkmadı...' Bütün polis kardeşlerime sözüm sözdür. 3600 ek göstergeyi çıkaracağım.