ABB, temel atma ve proje tanıtım töreni düzenledi. Programa Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Lideri Meral Akşener de katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, "Paralarını yurtdışına götürdüler. Nasıl götürdüklerini, hangi bankalara kaç kuruş, kaç dolar yatırdıklarını biliyorum. Bu ülkeye sözüm var, tamamını söke söke alacağız ve Türkiye'ye getireceğiz" sözleriyle AKP iktidarını eleştirdi.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin (ABB) 7 Proje - 47 bin 970 Konut Temel Atma ve Tanıtım Töreni'ne katıldı. Kılıçdaroğlu ve Akşener'e CHP ve İYİ Partili milletvekilleri de eşlik etti. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada AKP iktidarını sert sözlerle eleştirdi. İktidarı işaret ederek, "Paralarını yurtdışına götürdüler. Nasıl götürdüklerini, hangi bankalara kaç kuruş, kaç dolar yatırdıklarını biliyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Kul hakkı yemek haram değil mi, kul hakkı yemek günah değil mi? Sanıyorlar ki bunları geri getiremeyeceğiz. O parayı getireceğiz. O paranın tamamı son kuruşuna kadar gelecek." ifadelerini kullandı. ABD ve İngiltere ziyaretlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Londra'da Türkiye'ye yatırım yapacak olan çevrelerle de görüştüm. Onlardan 300 milyar dolarlık bir yatırım sözü de aldım. Şimdi Erdoğan kalkmış konuşuyor, '300 milyar dolar alacakmış, nasıl alacak'. Nebati konuşuyor, 'nasıl para buraya gelecek' diye. 300 milyar dolar tefecilerin parası değil, temiz para, helal para. Yatırım için gelecek. Tefeciler gelmeyecek buraya. Yüksek faiz vereceğiz diye değil. Gelip helalinden yatırım yapacaklar, üretim yapacaklar, istihdam yaratacaklar" diye konuştu. AKP'nin HÜDA PAR ile ittifakını da sert sözlerle tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bizim milliyetçilik anlayışımızı sorgulamaya çalışıyorlar. Gaffar Okkan'ın katilleriyle iş birliği yapanlar bize hesap soramazlar. Ülkemizi seviyoruz ve ülkemize hizmeti kutsal sayıyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona hizmet etmek görevimiz ve bunu yapacağız" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

47 bin 970 konutun temelini atacağız. İnşallah insanlar bu evlerde huzur içinde yaşayacaktır. En büyük arzum her evde bereket ve huzurun olmasıdır. Eğer insanlar huzurluysa, 'acaba kirayı nasıl öderim' diye kaygı duymazlarsa, evlerinde rahat oturacaklarsa siyaset kurumu görevini yerine getirmiş demektir. Bugün kira fiyatlarındaki olağanüstü artış ve kiracıların hemen hemen her gün medyada çığlıklarını duymak, izlenen politikaların ne kadar yanlış olduğunu bize gösteriyor. Dolayısıyla sizin, ABB başkanı olarak attığınız bu önemli adım sadece Ankara için değil tüm Türkiye'ye ders olur. Ama buradan bütün Ankaralılara ve Türkiye'ye söz veriyorum. Konut sorununu çözeceğiz. Ama önce deprem bölgesinde konutları, iş yerleri yıkılan vatandaşlarımızın sorununu çözeceğiz.

"DEPREMDE EVİ, İŞ YERİ YIKILAN YURTTAŞLARIMIZDAN 1 KURUŞ ALMADAN YAPILARINI TESLİM EDECEĞİZ"

"Öyle 2 yıl ödemesiz, 20 yıl taksitle, zaten adamın evi, iş yeri gitmiş, perişan vaziyette... Evini yapacağız, dükkanını, ahırını yapacağız. Kendisine teslim edeceğiz. 1 kuruş almayacağız. Sonra o vatandaşla oturup helalleşeceğiz. Bunu söylediğim zaman parayı nereden bulacaksınız diye laflar da geliyor. Hiç meraklanmayın, bu kardeşiniz 27 buçuk yılını Maliye Bakanlığı'na harcadı. Bütçe nasıl yapılır, paralar nasıl toplanır, israf nasıl engellenir, bunların hepsini biliyorum. Bir söz verdiysek, kapı gibi o sözümüzün arkasında duracağız. Beraber duracağız. Sayın Akşener ile birlikte duracağız. Bu vaadimizi yapacağız. Bütün deprem bölgesindeki  yurttaşlarım açık ve net duysunlar, bir köşeye yazsınlar. Söz verildi, sözümüzü tutacağız ve yerine getireceğiz. Herkes bundan emin olsun."

"TEMİZ PARAYI ÜLKEMİZE GETİRECEĞİM"

"Hatırlarsınız sevgili dostlarım, Amerika'ya ve İngiltere'ye gitmiştim. Teknoloji konusundaki atılımı güzel ülkemiz Türkiye'ye nasıl getiririz, onun da mücadelesini, çabasını harcamıştım. Londra'da Türkiye'ye yatırım yapacak olan çevrelerle de görüştüm. Onlardan 300 milyar dolarlık bir yatırım sözü de aldım. Şimdi Erdoğan kalkmış konuşuyor, '300 milyar dolar alacakmış, nasıl alacak'. Nebati konuşuyor, 'nasıl para buraya gelecek' diye. 300 milyar dolar tefecilerin parası değil, temiz para, helal para. Yatırım için gelecek. Tefeciler gelmeyecek buraya. Yüksek faiz vereceğiz diye değil. Gelip helalinden yatırım yapacaklar, üretim yapacaklar, istihdam yaratacaklar. İstedikleri demokrasi, insan hakları ile can ve mal güvenliği. Her halükarda söz verdik ve mutlaka yapacağız. Alışmışlar tefecilere para vermeye, sanıyorlar ki biz de tefecilerin peşinde koşuyoruz. Hayır efendim. Size bir rakam vereyim, son 20 yılda bunların ödedikleri faiz: 537 milyar dolar. Dolayısıyla biz ülkemize temiz parayı getireceğiz. İş dünyasının önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Bütün Akdeniz Havzası'nın, Türkiye'nin Akdeniz'in en güçlü ülkesi olması için büyük çaba harcayacağız. Onlar bizi anlayamazlar. İftiralar atıyorlar. Gayet iyi biliyorum. Ama halk inanmıyor bunlara. Pek çok yanlışın altına imza attılar. Kul hakkı yemekten çekinmediler."

"PARALARI YURTDIŞINA GÖTÜRDÜLER HER KURUŞUNU BİLİYORUM SÖKE SÖKE ALACAĞIZ"

"Paralarını yurtdışına götürdüler. Nasıl götürdüklerini, hangi bankalara kaç kuruş, kaç dolar yatırdıklarını biliyorum. Bu ülkeye sözüm var, tamamını söke söke alacağız ve Türkiye'ye getireceğiz. Öyle buradan vakıf kuracaksın, Amerika'da vakfın olacak, buradaki evladın oraya para göndereceksin, oradaki evladın parayı alacak, Manhattan'da 35 katlı bina yapacaksın, diğer ülkelerde paraların olacak, milyar dolarların olacak, biz de seyredeceğiz bunları... Ee 85 milyonun hakkı nerede? Kul hakkı yemek haram değil mi, kul hakkı yemek günah değil mi? Sanıyorlar ki bunları geri getiremeyeceğiz. O parayı getireceğiz. O paranın tamamı son kuruşuna kadar gelecek."

"RÜŞVET ALANDAN BÜYÜKELÇİ OLMAZ BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ"

"Haram yemekten hoşlanıyorlar ben bunları da biliyorum. Rüşvet alandan büyükelçi olur mu? Onları derhal Ankara'ya çağıracağız. Olmaz, izin vermeyeceğiz bunlara. Bize pek çok iftiralar atıyorlar. Değerli Ankaralılar, bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bayrak ve vatan bizim için kutsaldır. Gözümüzü kırpmadan ölüme gideriz. Süleymanşah türbesini kaçırdılar, bayrağımızı indirdiler. Allah nasip ederse Süleymanşah türbesini kendi topraklarına getireceğiz ve şanlı bayrağımızı dalgalandıracağız. Görsünler bakalım milliyetçi kimmiş. Türkiye’nin kaderini değiştirecek sizlersiniz. Benden de size söz, göreceksiniz, gençliğin bu ülkenin caddelerinde nasıl özgürce dolaştığını. En önemlisi, yeri geldiğinde cumhurbaşkanını nasıl eleştirdiklerini göreceksiniz."

"GAFFAR OKKAN'IN KATİLLERİ MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞIMIZI SORGULAYAMAZ"

"Bizim milliyetçilik anlayışımızı sorgulamaya çalışıyorlar. Gaffar Okkan'ın katilleriyle iş birliği yapanlar bize hesap soramazlar. Ülkemizi seviyoruz ve ülkemize hizmeti kutsal sayıyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona hizmet etmek görevimiz ve bunu yapacağız. Belediye başkanlarımıza da seçimler öncesinde çok şey söylediler. 'Sosyal yardımlar kesilecek sakın oy vermeyin' dediler. Sosyal yardımlar kesilmeyecek tam tersine artacak. Sosyal devlet o insanların yanında olacak. Bizim onlardan farkımız, bir elin verdiğini diğer elin görmemesidir. Kim ihtiyaç duyuyorsa sosyal devlet onun yanında olacak."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın açıklamasından öne çıkanlar ise şöyle:

"6 Şubat’ta çok acı bir tecrübe yaşadık. Deprem nedeniyle 50 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Ankaramızın nüfusunun da 500 binden fazla arttığı söyleniyor. İşte bu projelerimizi hem depreme dayanıklı, hem de Ankara’nın önümüzde karşılaştığımız konut ihtiyacı için çok çok önemsiyoruz. Daha önce hatırlarsınız 4 bin konutluk temel atmıştık. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle, hükümetin tanıdığı imkanlarla işi alan müteahhitlerin hepsi işleri feshetti iş başımıza kaldı. Anka Park yapılmadan önce biliyorsunuz, Ankara’nın çeşitli yerlerinde dolaştırıldı. Dediler, ‘şurada yapın’ oradan millet arsa aldı, burada yapın dediler, oradan millet arsa aldı. En son, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize mirasının üzerine kondurdular. Burada Ballıkyuyumcu 2 olan yer, TOKİ ile beraber belediyemize aitti. Anka Park yapılacak diye hazırlanmıştı. 3*4 yılda ancak buraların tapuları çıktı, TOKİ ile beraber parselledik. Hiç olmazsa bu şekilde işe yarayacak. Bu projede 5 bin 154 konut üreteceğiz. Projemizde 2+1, 3+1, 4+1 projeler olacak. Övündükleri şeyler, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ‘Ççılgın projeleri’. Ankara’da yaoılan 801 milyon dolar harcanan, yani 15-16 milyarlık çöp bir proje olan Dinozor Parkı yapmadık yapmayacağız, haklısınız. Biraz önce geldik, geniş geniş kapılar yapılmış. Yapılırken de eleştirdik, bunlara halkın 5 kuruşunu vermeyeceğiz. Bugün güncel rakamla harcanan para, 235 milyon lira, o giriş kapıları. Türkiye Cumhuriyeti, 2. Yüzyılında yeni ve güzel başlangıçlara hızlı adımlarla yürüyecektir."

Akşener'in açıklamasından öne çıkanlar ise şunlar:

"('Başbakan Akşener' sloganları üzerine) Çok çalışacaksınız, hem cumhurbaşkanını seçeceksiniz hem de öyle alacak ki İYİ Parti ben de Başbakanlığı hak edeceğim. Mansur Başkan konuşurken, yıllar evvel anneannemin anlattığı bir kıssa aklıma geldi. Anneannem 30 yaşında gözlerini kaybetmiş bir kadındı. Ama çok bilgi ve lise mezunu bir kadındı. Dini ahlakıyla, kul hakkıyla yaşayan bir kadındı. Bize de bunu öğretirdi. Hazreti Adem kıssasını anlatmıştı hiç unutmadığım bir biçimde. Hazreti Adem kıssasının en büyük özelliği haramdır. Mansur Başkan konuşurken o geldi aklıma. Çılgın projelerin yapılma nedeni başkanım, harama el uzatmak, kul hakkına girmek ona el uzatmak... Çok enteresan." "Bir tarafta binlerce konut yapıp, gerçekten ihtiyacı olan ailelere ucuz, onların oturabileceği konutlar imal etmek, hani siz hiçbir şey bilmezdiniz ya... Bunu Paris'te, Lyon'da Fransızlar yapar biliyor musunuz. Sosyal devlet kavramı o ülkenin eğer demokrasisinin içinde varsa onlar yapar. Fransa'da yaparlar, Almanya'da yaparlar ve Kuzey demokrasilerinde yaparlar.

"SİZ SOSYAL DEVLET VE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ YERİNE GETİRİYORSUNUZ"

"Hangi partiden olursa olsun, ev alamayan çiftlere minicik bir kira vermek kaydıyla ev yapılır. Hiç kira veremeyecek olanlar da kira vermez, devlet konutu denir onlara.  Sonra durumları iyileştikçe, kredi yöntemiyle geçerler oraya tekrar başkaları gelir. Bunun adı batı ve kuzey demokrasilerinde sosyal devlet, fırsat eşitliği kavramıdır. Siz aslında onu yapıyorsunuz. Batı devletlerinin 'vergim nereye gitti' diye sorulabilir kavramı içinde onu yapıyorsunuz. Millet velinimettir."