İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kent lokantasını bir proje olarak bu İstanbul’a sunmak çok büyük bir projeymiş gibi de bahsetmek, bizi hayretlere düşürüyor" diyen AKP'nin adayı Murat Kurum'a sert yanıt verdi. Sözler için Kurum adına utandığını söyleyen İmamoğlu, "Bu utanmazlığının hesabını vereceksin. Milletin fakirliği senin alay konun değil kardeşim" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle: -Tam da burada rahmetle anıyoruz, bu toprakların özel insanı, özel sesi, özel kalemi, dünya çapındaki yazarı sevgili Yaşar Kemal'in bir sözü vardır; 'bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz' der. 'Sen, ben, o varız diye güzel o bahçe' diye tamamlar. Esenyurt'u bu anlamda da değeri henüz fark edilmemiş bir bahçe olarak görüyorum. Bu bahçenin gelişmesi, güzelleşmesi lazım. Farkındayız. Bu kardeşiniz Esenyurt'un yaklaşık 35 yıllık geçmişine şahitlik etmiştir."ESENYURT'UN YAŞADIĞI DERİN TALİHSİZLİKLER VAR"
-Esenyurt'un yaşadığı derin talihsizlikler var. Bir örnek üzerinden yapılan bir işin nasıl bir seviyeye ulaştığını sizinle konuşmak ve Esenyurt'un kaderinden bahsetmek isterim. Esenyurt 1 milyon, belki mültecileriyle 1 milyon 200'ün üzerinde nüfusu olan bir ilçe. Bu kadar daracık bir yüz ölçümünde bu kadar büyük nüfus övünülecek bir şey değil. Bu çok çarpık bir kentleşmenin hatta kentleşememenin sorunu. Burada öyle bir dönem yaşanmıştır ki; 2004-2009... 15 yıl. Bunun bir beş yılında ben hemen komşu ilçede Beylikdüzü Belediye Başkanı'ydım, bir önceki beş yılında ilçe başkanıydım, daha önce de iş insanıydım. Hayretle, şaşkınlıkla, üzüntüyle, kahrolarak Esenyurt'u izlemiş birisiyim. 15 yıllık, İstanbul'un bu güzide ilçesinde AKP dönemi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, dünyada da ne yazık ki incelenmesi gereken imar ve kentleşme rezaletidir. Bakın bu kadar net. Bugün yaşanan bütün kentsel sorunların, bütün alt yapı sorunlarının, bütün yerleşim sorunlarının, çocuklarını, gençlerini, kadınlarını mutsuz etmesinin altında yatan gerçeklik budur."DÜNYANIN NERESİNDE BİR ŞEHİR BİR BÖLGEYİ İMARA AÇIP DERENİN YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR?"
-Haramidere bu coğrafyadaki konumuyla güzel bir deredir aslında ama bugünün koşullarında kötü akan ve ne yazık ki kirli akan bir dereye dönüşmüştü. Geldiğimiz 2020 yılında buradaki sel ve su baskınlarını keşfettikten sonra bu alana bir daha baktık. Dünyanın neresinde bir şehir, bir bölgeyi imar açıp derenin yönünü değiştirir? Yani şurayı dere kabul edin bu derenin yönünü değiştiriyor, burayı imara açıyor. Sonra da derenin boyutunu da küçültüyor. Biz orada yaklaşık 2 buçuk senedir ciddi bir alt yapı yatırımı yapıyoruz. 1 milyar 810 milyon lira para harcadık şu ana kadar. 1 milyar 400 milyon daha yatırımı devam eden işlerimiz var. Bu söylediğim para yaklaşık Esenyurt Belediyesi'nin 2023 bütçesine eşit. -O vahşi dönem konut mağdurlarını üretmiştir. O 30 bin kişilik konut mağdurlarını ben gördüm. Olacağını gördüm, uyardıklarım var. 'Girmeyin bu yola' diye. Zannettiler ki 'Ekrem bana daire satmak istiyor'. Aldatacaklarını gördüğüm için uyardım ama anlamadılar. Ben bu bölgenin çok derin şahidiyim."DÜN MURAT KURUM ADINA UTANDIĞIM BİR GÜN OLDU"
-Dün Cumhur İttifakı Adayı Murat Kurum adına inanın benim utandığım bir gün oldu. Utandım, canım sıkıldı, yüreğim ezildi. Bunu rakibinde dese burkulursun ya, bu insanı mutsuz eder. Artık gördüm ki bunların yüzü kızarmıyor. Her yol mübah. Oy almak için şaşırmışlar. Bazen kızarak 'acemi aday' diye söylüyorum ama dersini çalışmamış aday kimliğiyle bunu söylüyorum. Bence dertlenen bir insan da değil, vicdan sahibi olduğu konusunda da endişelerim var. Dün aynen şunu söylemiş; 'Kent Lokantaları'nı bir projeymiş gibi sunmak beni hayrete düşürüyor' dedi. Bir de devam etmiş... Ben tabi gün içinde kalabalığın içinde basın geldi bana sordu. Yok efendim küçücük bir çay bardağıyla su vermek, süt dağıtmak projeymiş gibi anlatıyor dediler siz ne dersiniz diye. Ben de o kalabalığın içinde 'aman bunları mı demiş? Allah akıl versin dedim. Akşam tamamını izledim. O kadar ağrıma gitti ki vallahi akşam uyuyamadım. Canım sıkıldı yani. Benim bu yaptığı hizmeti eleştirdiği için ağrıma gitmedi, milyonlarca insanın çektiği hayat pahalılığını, geçim sıkıntısını bir belediye başkan adayı nasıl hissedemez diye ağrıma gitti. Bir de gelmiş İstanbul'a aday olacak. Hadi işine baksın. Milletine nasıl bu kadar yabancılaşır? Milletin bu soğukta nasıl 4 kap yemek sırası beklediğini anlayamaması zoruma gitti. Bir yanıyla da halktan uzaklaşmasını çok garipsedim, için yandı. İstanbul'a aday çünkü. Ama en baştaki uzaklaşmış zaten."BU SÖZLERİMİ İYİ DİNLE, İYİ DÜŞÜN..."
Bu şehirde, bu memlekette herkesi fakirleştirdiniz. Orta direkmiş, yok ettiniz. Hani bir bakanı 'uçuracağız ekonomiyi demişti. Evet uçurumdan aşağı uçurdunuz bizi. Öbürü de 'Gözümüzün ışıltısını görüyor musunuz?' demişti, 'Altı, yedi ayda uçacağız' demişti. Ne kendi kaldı ne gözünün ışıltısını görebildik. Karşımızdaki geçim sıkıntısı çeken İstanbullulara 'Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin' diyecek kadar vicdan yoksunu bir adamdır. Tabii temsil ettiği bir yapı var. O yapı işte o 'pasta yiyin' diyen yapı. Allah sana akıl versin kardeşin, inşallah 31 Mart'ı geçirirsin, ben endişeliyim. Allah sana akıl versin. Bu sözlerimi iyi dinle, iyi düşün. Bu Kent Lokantaları'nı neden açtık? Yarattığınız ekonomik buhran ve hayat pahalılığı milleti nasıl perişan etti bir bakın düşünün. Sizin açtığınız yaraya ufacık bir derman olalım diye açtık."BU UTANMAZLIĞININ HESABINI VERECEKSİN"
Kent lokantaları 1 yıla aşkın süredir hizmette sayısı 13-14 olacak. 4 kap yemeğe kırk lira veriyor. Şu ana kadar 2 milyon 800 vatandaşımız 11 şubede bu hizmetten faydalandı. Bu millet spor olsun diye mi kuyruğa giriyor? Utanmazlık bu. Yüzleri de kızarmıyor. Bu utanmazlığının hesabını vereceksin. Milletin fakirliği senin alay konun değil kardeşim. 16 milyondan özür dileyene kadar bunu sana hatırlatacağım. Biraz daha hatırlatayım. Allah sana akıl versin, Allah sana akıl versin.İstanbul'da bu kadar seçim yaşadım, bir sürü şey yaşadım. Bir sürü hakaret de edildi bana bu kadar ağır başka bir ifade ben duymadım. Ben kent lokantalarını görünce üzülüyorum. 40 değil bir tane bile açmamız gerekmese keşke. Sütle dalga geçiyorsun sen 27 milyon litre süt dağıttık bunu küçümsüyorsun sen. Dün Sultanbeyli'de anne dokunuyor koluma 'benim çocuğuma süt çıkmadı, ben senden süt istiyorum' dedi. Gencecik bir kadın. 'Dur kardeşim bir eksiklik vardır' dedim. Ben şanslıydım annemin 9-10 tane ineği vardı sabah sıcak süt akşamdan sıcak süt. Şehirler öyle değil. Şehrin yoksulluğu başka.
"PALDIR KÜLDÜR EVLERİNE YOLLAYACAĞIZ, BİR DAHA SOKAĞA ÇIKAMAYACAKLAR"
Bir binada 700 daire var. Böyle yoksulluk olmaz. Bu vahşi şehirleşme yoksulluğun bile tespit edilemediği bir hale getirdi bu hale. O yüzden 31 Mart'ta 'Ekmek bulamıyorsan pasta ye' diyenleri, milletin fakirliğiyle dalga geçenleri paldır küldür evine yollayacağız. Öyle bir yollayacağız ki bir daha sokağa çıkamayacaklar. Ben her gün 2 pazar geziyorum, bir tane pazarda görmedim onları. Gidemezler, esnafa gidemezler.
-Bugün Kartal'da genel başkanımız, belediye başkanımızla çok güzel bir öğrenci yurdu açtılar. Emeklerine sağlık. O kadar yoğunuz ki daha genel başkanımızla selamlaşamadık. Şimdi derler 'küstüler onun için buluşmadılar'... Bunlar her şeyi kendileri gibi zannediyorlar. Bizim samimiyetimiz onları çatlatır söyleyeyim.