İBB Başkanı İmamoğlu 'değişim' mesajı verdi, CHP'li 81 il başkanı tarafından hazırlandığı bildiriyi eleştirerek "4 il başkanın hazırladığı bilgisine sahibim" dedi. İmamoğlu "Bu tablo devam ederse yerel seçimlerde de başarı şansı kalmaz" ifadesini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da yerel seçimlerin tekrarlandığı 23 Haziran'ın yıl dönümü için düzenlenen '23 Haziran Demokrasi Şenliği' buluşmasında konuştu. İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'yla görüşen il başkanları bildiri yayınlarken "Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır" ifadesini kullandı. https://tele1.com.tr/kilicdaroglu-ile-gorusen-il-baskanlarindan-ortak-metin-degisim-sihirli-bir-sozcuktur-866728/

'23 HAZİRAN OLMASAYDI...'

İmamoğlu şu açıklamaları yaptı: "4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar kendilerini ne yazık ki ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar. Anladılar ki hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir. Milletimizin 23 Haziran 2019'da o demokrasi dersini vermeseydi Türkiye çok daha karanlık günlere girerdi. İptal edilen bir seçimin karşılığında vatandaş kalbindeki demokrasi inancını demokrasi tokadına dönüştürmeseydi çok kötü yıllar bulurdu. 23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi potasından tutmanın mutlak zaferidir. 23 Haziran Demokrasi zaferi vardır, var olacaktır. Sandıktan nasıl çıkarsa o irade bizim için her zaman kıymetlidir, değerlidir. Seçimler sonuçlar ne olsun bir arada yaşam irademizin isteğimizin güçlü bir ifadesidir. Şunu biliyoruz ki ayrıştıran, kutuplaştıran siyaset anlayışıyla belki seçim kazanabilirsiniz birliğimizin, bütünlüğümüzün kaybolmasına neden olursunuz. Türkiye'yi büyük bir aile olarak görmeyen, insanları bizden mi onlardan mı diye bakan anlayıştan kurtulmak zorundayız.

'HÜKÜMETİN ÇEKTİRDİĞİ IZDIRAPLAR...'

Trafik sorununu çözmek için kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini arttırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. Bahsettiğimiz bu 3,5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ızdıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin de altını çizelim. Düşünün ki Türkiye'nin en önemli 3 kamu kurumundan birisi, en büyük bütçeye sahip İBB'nin devletin finans kuruluşlarından, bankalarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3,5 yıldan bahsediyoruz.

'HER DEĞİŞİM BİR ZİHNİYET DEVRİMİYLE BAŞLAR'

4 yıl önce bu göreve talip olduğumda, İstanbul’a değişim vaat etmiştim. “İstanbul’a yeni, taze, güçlü bir başlangıç yapacağız” demiştim. Çok şükür bunu başardık. İstanbul başardı, bu kadim şehirde değişim kök saldı. Her değişim, bir zihniyet devrimiyle başlar. Biz İstanbul’da, vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. Yapılan her işte insana saygıyı, şehre özeni talep edecek. Bu şehirde bundan böyle adalet ve liyakat hakimdir diyecek. Yapılan her işte şeffaflığı, katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak. İsrafa, ihmale, partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim, eldekiyle yetinmeme, daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar, bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar. İktidarlar, insanlar ellerindekine razı olsun, daha fazlasını, daha iyisini talep etmesin isterler. İşe yaramadı. İşe yaramaz. Vakti gelmiş bir değişimin önünde durulmaz. Gücü, iktidar dayanağı ne olursa olsun kimse duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı günlerden biridir. O yüzden 23 Haziran bu şehir için Demokrasi Zaferidir. https://tele1.com.tr/nasa-veda-gunu-faiz-karari-aciklanacagi-gun-simsek-ve-yilmaz-baede-866564/

'BUGÜNKÜ TABLO BİR YENİLGİ TABLOSU DEĞİL'

Ne yazık ki, cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Türkiye, milli iradeye dayalı yönetim fikri zayıflamış, toplumsal kesimler arasındaki kutuplaşma derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan uzaklaşmış bir durumda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık. Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiye’yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. Dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz. Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. Bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz.

'MUHALEFETİ BURADAN ÇIKARMAK CHP'NİN İRADESİNE BAĞLI'

Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçiremeyiz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de başarılı şansı kalmaz. Türkiye muhalefetini buradan çıkarmak, CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır. https://tele1.com.tr/emekliye-yine-bayram-gelmedi-ikramiye-enflasyonun-karsisinda-eridi-2-866618/

'DEĞİŞİME DİRENDİĞİMİZ HER DAKİKA...'

Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez. İdeolojik politik hattımızı sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle, toplumun bugünkü özgürlük, adalet ve eşitlik talepleriyle ve zamanın ihtiyaçlarıyla güncellemeliyiz. CHP’yi topluma açarak örgütümüzü gençleştirmeliyiz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. Muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır.

'DİRİ VE ENERJİK ZARURET'

Toplum muhalefetin genelinden bir yenilenme ve dönüşüm beklemektedir. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zarurettir. Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz. Tarih geçen yüzyılda CHP’ye Türkiye'nin modern ve güçlü bir devlet olmasına öncülük etme rolü yüklemişti. Zaman şimdi bize toplum eliyle daha güçlü bir demokrasi inşa etme sorumluluğu yüklüyor.

'KAÇAMAYIZ, KAÇMAYACAĞIZ'

Bu görevden kaçamayız, kaçmayacağız. İstanbul’da değişimi gerçekleştirdiğiniz ve 4 yıldır sürekli artan bir destekle sahip çıktığınız için sizlere ve tüm hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Sizin desteğiniz, iradeniz ve emeğinizle İstanbul değişti. Sizlere, bu eşsiz şehre ve “Durmamak üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar” diyen Atatürk’e layık bir yönetici olabilmek benim için en büyük onurdur. İstanbul’dan sonra tam ve gerçek bir demokrasinin, adalet ve liyakatin bu ülkenin bütün kurumlarında, hayatın bütün alanlarında hakim olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, dostlukla kucaklıyorum."

'BEKLENTİLERİ KARŞILAYAN BİR GRUP TOPLANTISI OLMADI'

İmamoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, yol haritasının ne olacağı ve CHP kurultayında aday olup olmayacağına yönelik soruları yanıtlayan İmamoğlu, görüşmede değişimle ilgili konuştuğunu ve bu haftayı çok önemsediğini aktardı. Salı günü yapılan CHP grup toplantısıyla birlikte sürece dair bir tarif ya da değişimle ilgili bir gelişme beklendiğini anlatan İmamoğlu, "Bu şahsi bir mesele de değildir. Toplumsal bir beklentidir. O bakımdan beklentileri karşılayan bir grup toplantısı mı olmuştur ya da olmamıştır. O tabii halkın ya da CHP'lilerin takdiri ama benim beklentilerimi karşılamamıştır. Çok net" dedi. İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığına aday olma konusunun konuşulmadığını ifade ederek, "Hiçbir zaman kendime bu sürece dair yaptığım sohbetlerde bir makam biçmedim. Ayrıca şunu da söylemek isterim. Ben tamamen bir değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim doğrudur ama bir süreç tarifidir, kişisel bir makam tarifi değildir." diye konuştu.

'DÖRT İL DEDİLER...'

CHP'li 81 il başkanının ortak açıklamasıyla ilgili bir soru üzerine İmamoğlu, tüm il başkanlarının aynı fikirde olduklarını düşünmediği söyledi. İmamoğlu, bu konuda kendisiyle görüşen il başkanlarının da olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "İçerik olarak makul tarifler de var. Ama bazı imalı ifadelerin Cumhuriyet Halk Partisi il başkanlarının topluca ortaya koyacağı bir açıklama metnine çok yakışır olduğunu düşünmüyorum. Yani değişimi, 'tılsımlı' vesaire gibi tarife oturtarak tabiri caizse biraz da imalı bir cümleye dönüştürerek hatta 'değişimden yana mıyız, örgüt değişim konusunda ne düşünüyor' diye anlamsız, ikili konuşur gibi metin yazılmaz. Hangi duyguyla yazıldı bilmiyorum. İkili konuşma duygusu. Bir kere örgütün il başkanı, fikri sorulacak kişi değil. Fikirlerin sorulacağı zemini hazırlayacak kişidir. Hangi il bu işi hazırlamışsa bilmiyorum. 4 il dediler bana. Örneğin İstanbul, Ankara, İzmir varsa, seçimden bu yana yaklaşık bir ay geçti. İlk seçimden bu yana 40 küsur gün geçti. Yarından sonra bayram havası var. Demek ki 2 aya yakın bir süre geçti. O zaman örgüt niye bir araya gelmedi? Bu konu niye tartışılmadı. Bu konuları kendileri sorgulayarak bir takvim açıklasalardı daha doğru olurdu. İl başkanlarının bu tarz cümleleri, imalı cümleleri içine katarak hazırladığı bu metni kişisel muhabbetmiş gibi aktarış usulünü çok doğru bulmuyorum. Bu düşünceye 81 il başkanınız tamamının da aynı fikirde olduğunu da düşünmüyorum."

'İYİ PARTİ'Yİ ÇOK ÖNEMSİYORUM'

İmamoğlu, ittifaklarla ilgili bir soru üzerine İYİ Parti'yi çok önemsediğini ve 2019'da İYİ Parti ittifakıyla İstanbul'u kazandıklarını belirtti. Şu anda parti olarak ortaya koydukları iki konunun bulunduğunu dile getiren İmamoğlu, "Bir tanesi MYK değişimi, ikincisi de kurultay takvimi. Bu asla benim değişimle ilgili tariflediğim sürecin yüzde 5'i, 3'ü bile değil" dedi.

'KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER'İ DAVET ETTİM AMA...'

İmamoğlu, yarın "23 Haziran Demokrasi Şöleni" düzenleyeceklerini ifade ederek, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'i bu programa davet ettiklerini ancak gelip gelmeyecekleri konusunda net bir bilgisinin olmadığını anlattı.

'BEN SEÇİM KAYBETMEDİM'

İmamoğlu, değişim sağlanmazsa CHP'den ayrılma ihtimalinin olup olmadığına yönelik soruyu şöyle yanıtladı: "Ben partimin bana verdiği görevi yapamamış olsam, başarısız olsam, bir seçimi kaybetmiş olsam o dediğinizi yaparım. Benim öyle bir şeyim yok. Ben seçim kaybetmedim, partimin bana verdiği görevi kötü yapmadım. Hatta genel başkana olan sorumluluklarım konusunda kötü bir görev yapma deneyimi yaşatmadım. Aynı şekilde İBB bünyesinde kamu malına zarar vermedim. Bu kadar büyük bir mekanizmayı yönetirken elbette hatalarımız olabilir ama hiçbir zaman yüz kızartıcı bir sürecin içinde olmadım. Dolayısıyla bunları yapmayan bir kişi olarak benim partiyi terk etmek gibi bir durumum söz konusu değil. Hani bunu yapanlar varsa onlar düşünsün. Benim öyle bir derdim yok."

'KAZANMAKTA İDDİALIYIM'

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim ortamlarında iddialı biri olduğunu belirterek, "Parti içi seçimleri olsun yerel seçimler olsun genel seçimler olsun iddialı bir kişiyim. Kazanmakta da iddialı bir kişiyim. İçinde seçim de olsa uzlaşı da olsa, başka bir ortam da olsa ortaya geri durmam. Tekrar ifade ediyorum kendime makam biçmiyorum ama böylesi bir idealleri için mücadele eden Ekrem İmamoğlu kişiliği, böylesi bir süreçte sürece liderlik yapmaktan asla geri durmayacak ve güçlü bir şekilde yolunda koşacak" diye konuştu.

'BÜTÜNLEŞEN MODEL'

İmamoğlu, insanların bu fikre destek verdiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Parti içinde de çok kıymetli insanlar beni arıyor ama ben özel gruplar, kulüpler, buluşmalar yapmıyorum. Çünkü bunu doğru da bulmuyorum. Çünkü ekipçiliği ya da bir parti içinde bir böyle bölünmeyi çok seven birisi değilim. Hiç bulunmadım, içinde olmadım. Öyle bir oluşumu da gerçekleştirmedim. Bu tabii ki seçimler çerçevesinde bu olabiliyor ama seçimlerden sonra hemen bütünleşen bir modeli arzulayan bir insanım. Bu bakımdan çokça benimle aynı fikri taşıyan insanlar var. CHP içinden de var. Siyasi olarak muhalefet düşüncesini, muhalif düşünceyi içinde hisseden insanlar da var. Zamanı geldiğinde güçlü birliktelik doğacaktır."

CHP'Lİ KUŞOĞLU'NA TEPKİ

İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun kendisi hakkında "Siyasi yasak gelebilir" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine "Partinin içinde böyle bir konunun 'Ama onun siyasi yasağı var' klişesiyle gündeme gelmesi çok acı. Ne yazık ki çok vasat açıklama. Bu vasat açıklamanın sahibinin muhatabı ben değilim. Muhatabı Sayın Genel Başkan. Sayın Genel Başkanımızın bu konuda gereğini yapacağına inanıyorum. Bu vasat açıklamaları birkaç kez aynı kişi anlamsız ve gereksiz zamanlarda dile getirmiştir" değerlendirmesini yaptı. https://tele1.com.tr/17-bakanlikta-68-atama-tartismali-davalarin-hakimi-akin-gurlek-yine-bakan-yardimcisi-866520/