Gezi tutuklusu Dr. Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman, eşinin tutuklu olduğu süreç boyunca yaşadıklarını TELE1 canlı yayınında anlattı. Kahraman, “Her gün en az 1 kere, çocuklar ‘babamızı özledik’ diyor. Yanında babası olan bir çocukla vakit geçirmek onun babasına olan özlemini dışarı çıkarıyor. Bununla yüzleşmek istemiyor. Bunun yaşatılıyor olması çocuklar için çok kötü" dedi.
Gezi Parkı davasında tutuklanarak cezaevine giren Tayfun Kahraman’ın eşi Şehir Plancısı Meriç Kahraman, TELE1’de ekranlara gelen ve Gazeteci Gökmen Karadağ’ın sunduğu ‘Açıkça’ programına konuk oldu. Meriç Kahraman, Gezi Direnişi’nin yıl dönümünde, eşinin tutuklu olduğu süreçte yaşadıklarını anlattı.
Kahraman’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"ORTADA HİÇBİR SUÇ DELİLİ YOK"
*Bugün 6-7 arkadaşımızın yargılandığı suç ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’. Ortada hiçbir delil yok. Hükümeti devirmeye yönelik teşebbüs etmek için bir şiddet ve o şiddeti göstermiş olmanız gerekiyor. En ufak bir delil olmamasına rağmen arkadaşlarımız kaçma şüphesiyle tutuklular. Duruşmaya kendileri giden insanlar. Kaçacak pozisyonumuz olsa, iddia edildiği gibi ‘terörist’ olsak çocuğumuzla adliyeye gider miyiz?
"VERİLEMEYECEK HESABIMIZ YOK"
*Hepsi mesleklerinin gereğini yaparak muhalefet etmiş insanlar. Çünkü Gezi Parkı o bölgede az sayıda deprem toplanma alanlarından biri. Aksi olsaydı oraya bir AVM yapılacaktı. Bir park daha, bir deprem toplanma alanı daha olmayacaktı. Buna itiraz etmek son derece etik ve ahlakiydi. Verilemeyecek hiçbir hesabımız yok.
"GEZİ'DE ASIL DAVA KAYBETTİKLERİMİZ İÇİN OLMALIYDI"
*Gezi’de suç vardı. Hala Ahmet, Mehmet’in, Medeni’nin, Ali İsmail’in, Hasan Ferit’in, Ethem’in, Abdulcan’ın, Berkin’in üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen faillerini bilmiyoruz. Esas Gezi Davası bu olmalı.
"ÇOCUKLARIN VEBALİNİ NASIL ÖDEYECEKLER"
*Mine’nin babası vefat etti, yaşlılarımız var, çocuklarımız var. Büyüyen çocuklarımızın 2.5 yaşındayken babasından ayrılan Vera’nın 13 ay boyunca babasını haftada 1 gün, 1 saat cam ardından görmeye çalışmasının vebalini nasıl ödeyecekler? Bunlar çok ağır sorular. 13 küsur ayda yaşadıklarınızı nasıl telefi edebilirler?
"ÇOCUKLAR HER GÜN EN AZ 1 KERE 'BABAMIZI ÖZLEDİK' DİYOR"
*Her şeyini özledim. Bir şey oluyor, danışmak istiyorsunuz ama yok. Her gün en az 1 kere, çocuklar ‘babamızı özledik’ diyor. Yanında babası olan bir çocukla vakit geçirmek onun babasına olan özlemini dışarı çıkarıyor. Bununla yüzleşmek istemiyor. Bunun yaşatılıyor olması çocuklar için çok kötü.
https://tele1.com.tr/tayfun-kahramanin-cezaevinde-yazdigi-kitabi-gezi-direnisinin-10uncu-yilinda-raflarda-olacak-851459/