CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Yürekleri yetse 'Cumhurbaşkanı da istifa etsin' diyecekler” sözlerine “Daha önce istifanızı defalarca istedik, ama kulağınızın üstüne yattınız. Elbette herkes istifa edemez. Makam ve mevkiyi zenginleşme ve ikbal kapısı görenler, gücünü makam ve mevkiden alanlar, birilerinin himmetiyle bir yerlere gelenler, öz saygısı ve özgüveni olmayanlar istifa edemez. İstifa etmek için yüreğe, özgüvene, öz saygıya ihtiyaç vardır. İstifa, önemli bir müessesedir. Yürek işidir” diye yanıt verdi.

Takvim Gazetesi’nin ‘alışveriş taktikleri' veren manşeti ile TRT’nin ‘atık gıdaların nasıl tüketileceği’ programını eleştiren Öztrak, “Mutfaklar yangın yerine dönmüşken, tencereler boşalmışken; yandaş gazetelerde ‘markette nasıl az para harcanır’ diye manşet attıran, devletin televizyonuna ‘çöpten nasıl yemek ayıklanır’ diye program yaptıran, devletin ajansına kendi esnafımızın değil, Japon esnafının dertlerini haber yaptıranlar, yürekleri, yüzleri, gururları varsa, o koltukta bir dakika oturmaz, istifa eder” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken Genel Merkez’de basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın yaptığı açıklamada öne çıkanlar şöyle: BOĞAZİÇİ’NE GECEKONDU FAKÜLTELER KURULUYOR: Atalarımız, ‘istendiğin yere erinme, istenmediğin yere görünme’ diye öğütlemiş. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan siyasi kayyumu; öğrenciler istemiyor, öğretim üyeleri istemiyor, üniversite emekçileri istemiyor, toplumun vicdanı istemiyor, milletimizin kahir ekseriyeti, AK Parti ve MHP seçmenleri de dâhil, ‘üniversitelere siyasi kayyumlar atanmasın’ diyor. Kayyum kendisine yardımcı bulamıyor. Öğretim görevlileri, bu kayyumla çalışmak istemiyor. Demek ki bir yerde yanlış var. Ama Erdoğan yanlıştan dönmek yerine yeni yanlışlara imza atıyor. İstenmeyen siyasi kayyuma ‘yönetim kurulu’ ve ‘senato’ oluşturmak için Boğaziçi Üniversitesi’ne gecekondu fakülteler kuruyor. Öğrencilerin, öğretim üyelerinin, milletin vicdanının kabul etmediği kayyum için, huruç harekatına girişiyor. Suç örgütü liderlerinden ‘referans mektubu’ alıyor. Kayyuma yer altı dünyasından destek topluyor. Hal böyle olunca, insan ister istemez düşünmeden edemiyor; yoksa Boğaziçi’nde de bir kupon arazi işi mi var’ diye. BU AYIPLI DİLİ KINIYORUZ: Devlet krizi en çirkin yüzünü gösteriyor. Erdoğan, ateşi sürekli harlıyor. Cuma namazı çıkışında, kin ve nefret dolu sözlerle, toplumun sinir uçlarıyla oynamaktan, yeni fay hatları açmaktan da geri durmuyor. Kadına ve insana bakışındaki sorun, nefret olarak diline dökülüyor. Erdoğan’ın kurduğu şu cümleye bir bakar mısınız? ‘Osman Kavala denilen, adeta Soros’un temsilcisi olan kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır.’ Ben tekrarlarken sıkılıyorum. Bunlar, cumhurun başı olduğunu söyleyen, herkesi kucaklaması gereken bir makamda oturan birine, yakışan cümleler mi? Sayın Ayşe Buğra, bu ülkenin yetiştirdiği çok önemli iktisatçılardandır. Başarıları dünya çapındadır. Ama kadını, sadece bir eşe ve anneye indiren bu zihniyet, Sayın Ayşe Buğra’nın yaptıklarını ve başarılarını da elbette anlayamaz. Osman Kavala, Erdoğan’ın şahsi garezi nedeniyle şu anda hapiste… Mahkemeler Kavala’yı içeride tutmak için; suç üzerine suç uyduruyorlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulamıyorlar. Ve şimdi Erdoğan eziyet ettiği bu kişinin eşini de Sayın Ayşe Buğra’yı da cinsiyeti üzerinden hedef gösteriyor. Biz bu ayıplı dili kınıyoruz. Erdoğan’ın bu nefret dilini, milletimizin vicdanına havale ediyoruz. SOROS’CU ARIYORSA SARAYININ ALTIN VARAKLI AYNALARINA BAKACAK: Tabi şunu da soruyoruz; memlekette Sorosçuluk suç mu? O zaman bu resim neyin nesi? Yer: Davos… Masanın bir tarafında Soros, diğer tarafında Erdoğan. Yüzlerden mutluluk akıyor. Bu memlekette, Soros ile aynı yemek masasına oturan, tek parti lideri Erdoğan’dır. Davos toplantılarında Soros’a dönüp; ‘Türkiye’nin açık toplumu biziz. Bizi destekleyin’ diyen de Erdoğan’dır. Erdoğan bir Sorosçu arıyorsa, sarayının altın varaklı aynalarına bakacak. İktidara gelmek için Soros’tan medet uman Erdoğan, şimdi çıkmış insanları Sorosçu olmakla itham ediyor. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Kişi herkesi nasıl bilirmiş? Kendisi gibi bilirmiş. Erdoğan’ın yaptığı, millete karşı ayıptır. Hatalı olduğunu kabullenmek bir erdemdir. Hatadan dönmek de bir erdemdir. Hatadan dönmenin yollarından biri de istifa müessesidir. İSTİFA YÜREK İŞİDİR: Biz bu müesseseyi Boğaziçi’ne atanan kayyuma hatırlatınca, Erdoğan sinirlenmiş. ‘Yürekleri yetse, Cumhurbaşkanı da istifa etsin diyecekler’ demiş. Sayın Erdoğan, istifanızı istemek için, yüreğe gerek yok. Bunu istemek, en tabi vatandaşlık hakkımızdır. Daha önce istifanızı defalarca istedik. Ama kulağınızın üstüne yattınız. Elbette herkes istifa edemez. Makam ve mevkiyi; zenginleşme ve ikbal kapısı görenler istifa edemez. Gücünü makam ve mevkiden alanlar istifa edemez. Birilerinin himmetiyle bir yerlere gelenler istifa edemez. Öz saygısı ve özgüveni olmayanlar istifa edemez. İstifa etmek için yüreğe ihtiyaç vardır. İstifa etmek için özgüvene ihtiyaç vardır. İstifa etmek için öz saygıya ihtiyaç vardır. İstifa, önemli bir müessesedir. Yürek işidir. Yakın zamanda Hollanda’da hükümet istifa etti. Neden? Vergi İdaresi, hukuka aykırı şekilde vatandaşlarını incelediği için. Hükümet, hatanın sorumluluğunu aldı ve istifa etti. Yine İsveç Ulaştırma Bakanı, evinde sigortasız dadı çalıştırdı diye istifa etti. Sadece Avrupa’da mı? Uzakdoğu’da da istifa müessesi var. Japonya’da Adalet Bakanı, milletvekillerine doğru dürüst cevap vermediği, işini hafife aldığı için istifa etti. Üstün sorumluluk duygusuyla, yaşamına kıyan kamu görevlilerini söylemiyorum bile. 6 yıl önce İzmit Körfezi’nde, asma köprüde kopan halat için ‘sorumlusu benim’ diyerek, yaşamına son veren Japon mühendisi unutmadık. Başarı iyi yönetimle sağlanır. Kamu görevinde başarının sırrı ise liyakattir. İşi layıkıyla yapamayan, sorumluluğunu yerine getiremeyen ya da bulunduğu görevde istenmeyen o makamı fuzuli yere işgal etmez. İstifa eder. Çünkü makam ve mevki araç, millete hizmet amaçtır. Salgında gerçek vaka ve hasta sayılarını yurttaşlarından saklayan salgını olduğundan küçük gösterip, yurttaşlarımızın gereken tedbirleri almasını engelleyen hayatlarını kaybetmesine neden olan yönetici, yüreği varsa istifa eder. Ocak sonuna kadar 40 milyon doz aşı gelecek deyip, topu topu 13 milyon doz aşı getiren, günde 1 milyon 100 bin kişiye aşı yapacağız deyip, yapa yapa günde 119 bin kişiye aşı yapanlar, milletine verdiği sözü tutamayanlar, yüreği varsa istifa eder. GURURLARI VARSA O KOLTUKTA BİR DAKİKA DURMAZLAR: Son bir yılda portakalın fiyatı yüzde 67, yumurtanın fiyatı yüzde 67, mercimeğin fiyatı yüzde 59, ayçiçeği yağının fiyatı yüzde 54, pırasanın fiyatı yüzde 53, mısırözü yağının fiyatı yüzde 53 artmışken, mutfaklar yangın yerine dönmüşken, tencereler boşalmışken, yandaş gazetelerde ‘markette nasıl az para harcanır’ diye, manşet attıran, devletin televizyonuna ‘çöpten nasıl yemek ayıklanır’ diye, program yaptıran, devletin ajansına kendi esnafımızın değil, Japon esnafının dertlerini haber yaptıranlar, yürekleri, yüzleri, gururları varsa, o koltukta bir dakika oturmaz, istifa eder. Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.

“BU İŞLER HASETLİKLE OLMAZ”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bizim belediyelerimiz daha ucuza borçlanıyor” ifadelerine Maliye ve Hazine Bakanlığı’ndan kınama gelmesi üzerine Öztrak, “Açıkçası bu açıklamayı çok yadırgadım. Bu açıklama büyük devlet krizinin en güzel göstergelerinden biridir. Yeni atanan bakanın, Sayın Elvan’ın, devlet adabının ne olduğunu bildiğini düşünüyorum. Ana Muhalefet lideriyle polemiğe girmek devletin hangi geleneğinde var? Bir diyeceğin varsa, açıklamanın altına kendi ismini koyarsın, müessese kınatmak ne oluyor. Damat, ‘at izi it izine karıştı’ derken çok da haksız değilmiş. Belediyeyi üstü kapalı tehdit mi ediyorsunuz? Biz CHP olarak tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmemek için bu mücadeleyi yapıyoruz. Asıl yatırım düşmanlığı, tehdit etmektir hem de devletin bakanlığını kullanarak. Bu bakan Genel Başkanı’mıza laf yetiştireceğine, şunun hesabını vermesi lazım. Bugün İngiltere, ABD komik rakamla borçlanırken Türkiye Hazinesi tefeci faiziyle neden borçlanıyor? Millete bunun hesabını verin. 128 milyar dolar rezervi erittiğiniz için. Bakın. Bu işler hasetlikle olmaz. Metro temelleri atılıyor, altyapı yatırımları tamamlanıyor, CHP’li belediyelerin çalışanları aldıkları ücret karşısında çok çok seviniyorlar. Bunlar bizim ülkeyi ne kadar iyi yöneteceğimizin de en iyi göstergesidir. CHP iktidara geldiğinde yatırımlar devam edecek ama tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenmeden” diye yanıtladı.

“AK PARTİ EŞ İL BAŞKANI GİBİ DAVRANAMAZLAR”

AKP’nin başlattığı kampanyaya valilerin de destek vermesi için Öztrak, “Açıkçası maskaralık. Vali, devlet memuru. Devlet memurunun AK Parti’nin eş il başkanı gibi davranması kabul edilemez, davranırsa devlet memuru olamaz. İstifa edersin, siyaset yaparsın. Kendine AK Parti’ye karşı mesul hissedenler, katlanır” dedi.

“ERDOĞAN VEBALİ ALIP İSTİFA ETMELİ”

Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarına rağmen AKP Kongreleri’nin devam etmesine ilişkin Öztrak, “Salgın var diye esnaf kan ağlıyor, barolar genel kurullarını yapamıyor. Ama şarkılı türkülü toplantı yapılan tek organizasyon AK Parti İl Kongreleri. Erdoğan, partililerine teşekkür etmeyi ihmal etmiyor ama Sağlık Bakanı ‘kalabalık toplantılar yapmayın’ diyor. Bu illerdeki vaka artışlarının vebali, Erdoğan’ın boynunadır. Erdoğan, bu vebali üstlenmeli ve istifa etmelidir” dedi.

“KORKULARIYLA YAVRULARIMIZA EZİYET EDİYORLAR”

Boğaziçi Üniversitesi protestolarında öğrencilerin tutuklanması hakkında Öztrak, “Ortada hiçbir hukuki gerekçe yok. Bir kere ne cumhurbaşkanına hakaret ne halkı kin ve nefret var. Hadi diyelim var. Bu suçların yatarı yok. İktidar, korkuları nedeniyle gencecik yavrularımıza eziyet ediyor. Korkuyla hükümet olunmaz” dedi.

“KOLTUKTAN KALKMAKTA SIKINTI YAŞIYORSA ALTINI PİSLETMİŞTİR”

Bülent Arınç’ın “En büyük sıkıntımız dünün mağdurlarının bugün mağrur olmasıdır” ifadelerini kullanmasına Öztrak, “Sayın Arınç, AK Parti kurucularından. Birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa altını pisletmiştir” dedi.

“AÇ TAVUK KENDİNİ DARI AMBARINDA SANIR”

Enis Berberoğlu kararı için Öztrak, “14. Ağır Ceza Mahkemesi kararını verdi. Tabi AYM’nin ikinci uyarısından sonra. Mahkeme kararının bir an önce Adalet Bakanlığı’na gelmesi, Bakanlığı’n da TBMM’ye göndermesi, TBMM Başkanı’nı da bu kararı okutarak arkadaşımızın gasp edilen iradesini sağlamalıdır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin eski isimleriyle bir araya geldiği ve milletvekillerinin de öneriler de bulunduğuna ilişkin haberlerin MYK’da gündeme gelip gelmemesi sorusuna Öztrak, “Hayır, gündeme gelmedi” yanıtı verdi. CHP-HDP görüşmesinde Esenyurt görüntüleri gündeme gelip gelmediğine Öztrak, “Bu konudaki görüşlerimizi kamuoyuna açık şekilde anlattık. Gündeme gelmediğini HDP Eş Başkanı teyit ediyor. Bu sorunun neden sorulduğunu anlayamadım. Beka vadisine gidip terör örgütü elebaşına karanfil sunup resim çektirenlerin adresi bellidir. Bu soruları onlara soracaksınız” diye yanıtladı. Erdoğan’ın "CHP’nin parçalanması" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine de Öztrak, “Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. CHP, asırlık çınardır” dedi.

İNCE'NİN ELEŞTİRİLERİNE YANIT

Öztrak, Muharrem İnce'nin partiden istifa ederken yönelttiği eleştirileri de değerlendirdi. "Bu partinin gerçek evladı olduğunu iddia edenlerin CHP'yi Cumhur İttifakı ağzıyla suçlayarak partiden ayrılmalarını doğru bulmuyoruz" diyen Öztrak, "CHP, Kurtuluş Savaşı meydanlarında kurulmuştur. CHP, 1919'da neredeyse 1923'te neredeyse bugün de oradadır. Bu açıklamayı yapan Sayın İnce'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu 2018'de neredeyse CHP, 2020'de de aynı yerdedir nokta." ifadelerini kullandı.