TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “AKP saray rejimi, siyasi ömrünü uzatmak için, terörle mücadele adı altında muhalefete karşı içeride baskıyı artırabilmek için kurduğu kirli ittifakı temiz gösterebilmek, suç ortaklığının devamını sağlamak için, giderek alım gücü azalan asgari ücretin değil harekatın konuşulması için bir kez daha savaş yanlısı politikalara başvuruyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Erkan Baş'ın açıklamalarından satır başları şunlar:
“BU VİCDANSIZ BÜTÇE GİRİŞİMİNE KARŞI TÜM YURTTAŞLARIMIZ SESLERİNİ EN GÜÇLÜ BİÇİMDE ÇIKARMALILAR”
"Bu vicdansız bütçe girişimine karşı tüm yurttaşlarımız seslerini en güçlü biçimde çıkarmalılar. Her yurttaşımız, alın terinden gasp edilen vergilerin nasıl harcandığını, bu iktidarın bizlere neyi reva gördüğünü tüm ayrıntılarıyla öğrenmek üzere bütçe görüşmelerini izlemeli, ama izlemekle de yetinmemeli. Altını çizerek söylüyorum; alın terimizi gasp etme girişimine karşı hep birlikte hakkımızı yedirmemek için, hakkımızı bu haramilere terk etmemek için mücadele etmeliyiz. Değerli yurttaşlar, bu vesileyle TBMM’de özellikle TİP’in sesini kısmaya, bizi konuşturmamaya ilişkin tavrın da devam ettiğini paylaşmak istiyorum. Meclis zaten yılda bir kez bütçe görüşmeleri yapıyor ama bu bütçe görüşmelerinde TİP adına konuşma talebimiz her yıl engellenmek isteniyor. Şimdi yine benzer bir örnekle karşı karşıyayız. Buna karşı Meclis Başkanlığı bünyesinde girişimlerimize başladığımızı da bildirmek isterim. Geçen yılki örneği hatırlatıyorum burada. Geçen yıl da sesimizi kısmak istediler, ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye işçi sınıfının sesinin, sözünün o kürsüde yankılanacağını gösterdik. Bu yıl da şimdiden ilan ediyorum; bütün engelleme çabalarına rağmen, bütün yok sayma girişimlerine rağmen Türkiye işçilerinin, emekçilerinin, yoksul halkın, kadınların, gençlerin sesi, her yerde olduğu gibi TBMM kürsüsünde de yankılanacak. Ben, ‘Bu son bütçe’ demiştim AKP’nin yapacağı son bütçe. Dolayısıyla Meclis’in bu son döneminde TİP’in sesini kısma girişiminin de sonuncusuyla karşı karşıyayız. İnanıyoruz ki yurttaşlarımız, TİP’i daha güçlü biçimde Meclis’e taşıyacaklar ve bu saçmalığa kesin olarak artık son vereceğiz."
“BÜTÇEYİ VE ASGARİ ÜCRETİ TARTIŞMAMIZ GEREKİYOR"
"Hepimizin yaşadığı acılar ortada. Ülke berbat bir iktidar tarafından yönetiliyor. Bütçeyi tartışmamız gerekiyor, asgari ücreti tartışmamız gerekiyor; yoksulluğu, sefaleti tartışmamız gerekiyor ama maalesef günlerdir Suriye’ye dönük yeni bir kara harekatı üzerine tartışmalar devam ediyor. Binlerce -altını çizerek söylüyorum- binlerce km ötedeki emperyalist devletlerle pazarlıklar yapılıyor. Bugüne kadar zafer naraları atarak, medya eliyle savaş tamtamları çalarak kaç sınır ötesi harekat gerçekleştirildi, bunun sayısını bile bilmiyoruz. Hepsinde de aynı terane, hepsinde terörün bitirilmesi için bunun yapılmasının zorunluluk olduğu söyleniyor. Hepsinde zaferler müjdeleniyor. Sonuç? Sonuç, binlerce kayıp, yaralı, yüz binlerce göçmen ve yıkım. Sonuç, ülkenin yoksul çocuklarının hayatına mal olan operasyonlar."
https://tele1.com.tr/erkan-bas-ekside-sorulari-yanitladi-bu-oneri-beni-cok-heyecanlandirdi-746265/
“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN HERHANGİ BİR İNSAN, KENDİSİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR”
"Şimdi yine aynı tartışmayı başlattılar. Soruyoruz: Bu kadar operasyon yaptınız, bugüne kadar bu kadar operasyon gerçekleştirdiniz. Türkiye’de yaşayan herhangi bir insan, kendisini güvende hissediyor mu? Hayır. Peki bölge halkları kendilerini güvende hissediyor mu? Ona da hayır. Sınırlar daha güvenli hale mi geldi? Hayır. Tam tersine, yol geçen hanına döndü sınırlar. Ülkemizde, bölgemizde bu harekatlarla, sınır ötesi operasyonlarla bugüne kadar herhangi bir sorun çözüldü mü? Hayır."
“AKP ASGARİ ÜCRETİN DEĞİL HAREKATIN KONUŞULMASI İÇİN SAVAŞ YANLISI POLİTİKALARA BAŞVURUYOR”
"Özetle; AKP saray rejimi, siyasi ömrünü uzatmak için, terörle mücadele adı altında muhalefete karşı içeride baskıyı artırabilmek için kurduğu kirli ittifakı temiz gösterebilmek, suç ortaklığının devamını sağlamak için, giderek alım gücü azalan asgari ücretin değil harekatın konuşulması için bir kez daha savaş yanlısı politikalara başvuruyor. Bu savaş, bizim savaşımız değil. Bizim kavgamız; ekmeğimize, işimize, aşımıza göz koyanlarla. Bizim kavgamız, barış olmasın diye provokasyon yapanlarla. Bizim kavgamız, kendi villalarında rahat edebilmek için sıvasız evlerde yaşayanları ölüme yollayanlarla. Bizim kavgamız emperyalizmledir. Bölgeyi sürekli sömürmek için halkları birbirine düşüren, halkların kanı üzerine pazarlıklar yapanlarladır. Bu nedenlerle de geçtiğimiz günlerde ilan ettiğimiz barış mutabakatı çağrısını bir kez daha buradan tüm yurttaşlarımıza, tüm muhalif güçlere hatırlatmak, yinelemek istiyorum."
“AKP'NİN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM”
"AKP’nin bu tuzağına düşmeyelim. Aylardır, ‘Erdoğan iktidarını kaybetmemek için gerekirse savaş çıkarabilir’ sözü, bu ülkede yaşayan aklı başında her yurttaşımızın bir kaygısı olarak ifade ediliyordu. Şimdi bu hepimizin beklediği, gördüğü oyun tezgahlanmaya başlandı ve muhalefetin bu çizgide hizaya gelmesi bekleniyor. Bu oyun mutlaka bozulmalıdır. Ülkemizde eşitliği, özgürlüğü, barış içinde kardeşçe bir arada yaşamı savunabilmek için barış mutabakatında birleşelim."
“VAR OLANIN YIKIMINI KABUL ETMEDEN YENİSİNİ İNŞA EDEMEZSİNİZ”
"Hafta başında malumunuz, Altılı Masa yeni bir anayasa teklifi açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ve partili cumhurbaşkanlığının ortadan kaldırılması, KHK’lerin sınırlandırılması, YÖK gibi bazı 12 Eylül kurumlarının kaldırılması, Kesin Hesap Komisyonu’nun etkili bir denetim aracı haline getirilmesi, parti kapatma ve milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gibi başlıklarda zorlaştırıcı maddelerin getirilmesi, TİP olarak ortaklaştığımız, desteklediğimiz başlıklar arasında. Fakat bununla birlikte, teklifin özüne ilişkin çeşitli itirazlarımızı da kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. İlk itirazımız usule ilişkin. Var olanın yıkımını kabul etmeden yenisini inşa edemezsiniz. Bugün AKP’nin inşa ettiği bu gerici, çağ dışı düzen yıkılmaktadır. Bu düzene zemin hazırlayan, onun tohumlarını yeşerten 12 Eylül Anayasası da AKP ile birlikte tarihin çöplüğüne gönderilmelidir."
“ANAYASA YAPIM SÜRECİNİN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİDİR”
"Demokratik, eşitlik ve özgürlük temelli bir anayasanın yapılmasının koşulu, başta anayasa yapım sürecinin demokratikleştirilmesidir. Anayasanın yapım sürecini demokratikleştiremediğimiz ölçüde, bu usul işlemediğinde, ülkemizin ihtiyacı olan bir anayasanın yapılması mümkün değildir. Biz TİP olarak, bu ülkenin kurtuluşunu, siyasi parti genel merkezlerinde hazırlanan bir anayasa taslağında değil; kadınların, emekçilerin, gençlerin, LGBTİ artıların, engelli yurttaşların, siyasal-toplumsal alanda hep birlikte mücadele edenlerin yazdığı yeni bir kurucu anayasada görüyoruz. Bu sebeple çağrımız, anayasa yapım sürecinin demokratikleştirilmesidir. 12 Eylül, 2010 ve çalınmış referandum 2017’nin el birliğiyle kurduğu bu halk düşmanı anayasa ortadan kaldırılmalı, halkın anayasası hep birlikte hazırlanmalıdır. Baştan aşağı yepyeni bir anayasa hazırlanmalıdır. Türkiye’nin, Türkiye halklarının ihtiyaç duyduğu şey budur. Ülkemizin böyle yeni bir anayasaya ihtiyacı var ve biz TİP olarak, bu sürecin, AKP’yi tarihin çöplüğüne göndereceğimiz seçimlerin hemen ardından toplumun tüm kesimlerince özgürlük, eşitlik, barış, kardeşlik ve demokrasi temelinde konuşulması; halkın, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, emek örgütlerinin katılımıyla yapılması gerektiği düşüncesindeyiz."
“EMEKÇİLERİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESE ANAYASA ZEMİNİNDE TARTIŞILMALI”
"İkincisi, Altılı Masa’nın teklifine, özüne dair bir takım esaslı itirazlarımız ve eksik aksak gördüğümüz noktalar vardır. Bu çalışmanın, çalışma yaşamına ilişkin en ufak bir düzenleme teklif etmemiş olduğunu üzülerek görüyoruz. Emekçilerin örgütlü mücadelesine sözde ses çıkarmayan, ama örneğin grev hakkını fiilen ortadan kaldıran düzenlemelerin mutlaka anayasa zemininde tartışılması gerekmektedir. Öte yandan, 20 yıllık kadın ve LGBTİ artı düşmanı bir iktidarın ardından sunulan teklifin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderecek neredeyse hiçbir yeni açılım ortaya koymadığını, bu bakımdan neredeyse hiçbir düzenlemede bulunmadığını da söylemeliyiz."
“GENÇLİĞİN PARTİLERE KATILIMI ENGELLENİYOR”
"Ayrıca gençliğin, özellikle de öğrencilerin siyasi partilere katılımı konusunda hâlâ kimi engeller, kısıtlamalar olduğunu görüyoruz. Ülkemizde kendini sürekli yeniden üreten statükonun, ancak halkın, emekçilerin, geçlerin siyasete katılımının önünü açacak, kolaylaştıracak tedbirlerle aşılabileceği düşüncesindeyiz. TİP, Türkiye’nin Saray rejiminden bir an evvel kurtuluşu ile eşit ve özgür bir memleket olarak yeniden kuruluşu için tüm kararlılığıyla mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir. Bunu da bir kez daha ifade etmeyi bir borç olarak görüyoruz."