Hatimoğulları, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Siyaset yumuşama dönemine girdi" sözlerine ilişkin konuştu. Hatimoğulları, "Siyasetçiler birbirini ziyaret eder, gider gelir. Bu zaten olması gereken. Bu bir lütuf değil. Bu topluma verilmiş bir armağan değil" dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TELE1'de ekranlara gelen Sabah Pusulası programına konuk oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2 Mayıs’ta AKP Genel Merkezi'nde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmişti. Özel ile görüşmesine ilişkin açıklama yapan Erdoğan, "Siyasetin yumuşama dönemine girdiğini" söylemişti. Musa Özuğurlu'nun "İktidarın bu yumuşama ya da normalleşme söylemini sanki tek parti üzerinden gördüğünü görüyoruz. Yani Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden oldu bu. Oysa başka birçok siyasal parti var ve bunların arasında DEM Parti de var. Yani bunu nasıl görmek lazım? Bu normalleşme tek bir parti ya da birkaç kişiyle mi olacak?" sorusuna yanıt veren Hatimoğulları, özetle şunları söyledi: "Burada muhalefetin elbette attığı bir adım da var. Özgür Bey, dolaştı, ziyaret etti. İşte, AKP'ye de gitti MHP'ye de gitti. Bunu normalleşme gibi görüyorlar. Ben yıllar öncesini hatırlıyorum. Televizyon programlarına çıktığımızda yanımızda MHP'li de olurdu, yanımızda Doğru Yol Partisi'nden de ANAP'tan da insan olurdu ve biz çıkar böyle tartışırdık. Yani bu zaten normal. Zaten olması gereken. Siyasetçiler birbirini ziyaret eder, gider gelir. Bu zaten olması gereken. Bu bir lütuf değil. Bu topluma verilmiş bir armağan değil. Aslında bu toplumun elinden alınmış, siyasetçiler bunu toplumun elinden almış. Ve sanki şu anki bu görüşmeler normalmiş, hayat normalleşiyor gibi gösteriliyor. Zaten bizim normalleşmeden anladığımız bu değil. Birbirimizi ziyaret etmek, görmek... Tabii ki bu bir adımdır. Diyalogları başlatmak için bir adımdır. Ama esas normalleşme Türkiye'yi biz demokratik bir zemine taşıyacak adımları atacak mıyız beraber? Bizim açımızdan normalleşme budur. Bizim açımızdan mevcut olan anayasanın gerisinde durmamaktır. Bizim açımızdan yasaların adil bir biçimde cereyan etmesidir. Yargının sarayın koltuk değneği gibi olmamasıdır. Gençlerin işsizlikten kaynaklı göç yolunu tutmamasıdır."