Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Parlamentosu'nda konuşması sırasında ilginç anlar yaşandı.

Parlamento'da Türkiye-Pakistan dostluğundan bahseden Erdoğan'ın sözleri ise dinleyiciler tarafından masaya vurulmak suretiyle sık sık kesildi. Bu hareketin Pakistan kültüründe alkışlamak anlamına geldiği öğrenildi.

MASAYA VURMA GELENEĞİ NEREDEN GELİYOR?

Konuşmacıyı alkışlamak yerine masalara vurmak yalnızca Pakistan'day apılmıyor. Özellikle parlamento oturumlarında, İngiliz Avam Kamarası'ndan Alman Bundestag'a ve Avrupa Parlamentosu'na birçok yerde milletvekilleri konuşmacıyı desteklemek için masalarına vuruyor. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz burada Pakistan'da kendimizi asla yabancı ülkede görmüyoruz Şu anda biz kendi evimizdeyiz ve kendi evimizde sizlerle bir aradayız. Asya'nın en önemli buluşma noktalarından birinde İslam dünyasının mümbit coğrafyasında kendimizi evimizde hissediyoruz. Türkiye ile Pakistan arasındaki kardeşlik bağları dünyada pek az ülkeye ve millete nasıl olur. Bugün gıpta ile bakılan Türkiye-Pakistan kardeşliği tarihin güçlendirdiği, tarihi olayların pekiştirdiği hakiki bir kardeşliktir." diye konuştu. Gazneliler devletinin kurucusu Gazneli Mahmut'tan beri Türklerin şu an içinde bulundukları geniş coğrafyanın bir parçası olduklarını anlatan Erdoğan, Çağatay Türklerinden Babürler'in bugünkü Pakistan'ın da dahil olduğu bölgenin önemli bir kısmını yaklaşık 350 yıl yönettiğini ve ortak tarihte derin izler bıraktığını aktardı. Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan ve tarihte Türklerin kurduğu devletleri temsil eden 16 yıldızdan ikisinin Babürler ve Gazneliler olduğunu belirten Erdoğan, Urdu edebiyatının kutuplarından biri olan şair Mirza Esedullah Han Galib, Hilafet Hareketi'nin öncüleri Cevher kardeşler, Balkan savaşları sırasında Osmanlı ordusuna yardım için gelen Abdurrahman Peşaveri gibi isimlerin ortak tarihin altın halkalarından olduğunu söyledi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1915 senesinde Türk askeri şanlı bir direnişle Çanakkale Boğazı'nı savunurken cepheden 6 bin kilometre uzaklıkta bu topraklarda yapılan miting tarihin unutulmaz sayfalarına kaydolmuştur. Lahor Meydanı'nda gerçekleşen bu tarihi mitingin teması Çanakkale'ydi. Mitingi tertipleyenler Çanakkale'de çarpışan Türk milletine yardım ve gönüllü toplamayı amaçlıyordu. O gün Lahor Meydanı Müslümanlar tarafından hıncahınç doldurulmuştu. Biz ölüm kalım mücadelesi verirken bu coğrafyadaki kardeşlerimiz de dönemin sömürgecilerinin baskısı altındaydı. Bütün sıkıntılara ve tehditlere rağmen meydanda açılan sergilerde Çanakkale için çok büyük yardım toplandı. Pakistanlı kadınlar kollarındaki bilezikleri, kulaklarındaki küpeleri, Pakistanlı babalar dar günler için bir köşeye ayırdıkları paraları verdiler. Değerli kardeşlerim, biz sizi sevmeyeceğiz, size muhabbet beslemeyeceğiz de kimi seveceğiz, kime muhabbet besleyeceğiz." O gün Lahor Meydanı'nda toplananlara hitap edenlerden birinin de şairi azam Muhammed İkbal olduğunu belirten Erdoğan, İkbal'in o kürsüde büyük bir hicap içerisinde birkaç gün önce gördüğü bir rüyayı anlattığını söyledi. Erdoğan, rüyasında Hazreti Peygamber'i gören İkbal'in hissiyatını "Dedi Hazreti Muhammed, cihan bahçesinden bana bir koku gibi yaklaştın. Söyle bana hediye olarak ne getirdin. Dedim ki ya Muhammed dünyada yok rahatlık. Bütün özlemlerimden umudu kestim artık. Varlık bahçesinde binlerce gül ve lale var. Ama ne renk ne koku, hepsi de vefasızdır. Yalnız bir şey getirdim, kutlanmıştır tekbirlerle, bir şişe kan ki eşi yoktur. Namusudur, vicdanıdır, buyurun bu Çanakkale şehitlerinin kanıdır." dizelerine döktüğünü anlattı. "Pakistan halkının, Kurtuluş Savaşımız sırasında ekmeğinden artırarak gönderdiği yardımları hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. İşte şimdi de bizim için Keşmir odur, o olacaktır. Dün Çanakkale, bugün Keşmir, hiçbir farkı yok. Kardeşlerinin İstiklal Mücadelesi'ne katılarak canlarını feda eden Şevket Ali kardeşleri, Çavduri'leri unutmadık, asla unutmayacağız. Haydarabad'dan İslamabad'a kadar tüm kardeşlerimizin Türkiye için, Türkiye'nin istiklali ve istikbali için seccadelerine kapanıp dua etmelerini unutmadık, unutmayacağız. Her türlü baskıya tehdide yokluğa rağmen Türk milletini yalnız bırakmayan vefa abidesi kardeşlerimizi unutmayacağız. Pakistan'la aramızdaki ezeli kardeşliği inşallah ebediyen muhafaza edeceğiz. Çünkü bizim kardeşliğimiz kan bağından değil gönül bağından geliyor. Bizim dostluğumuz menfaatten değil muhabbetten geliyor."

'Terörle mücadelesinde Pakistan'ı desteklemeyi sürdüreceğiz'

"(Barış Pınarı Harekatı) Lafa gelince demokrasi ve insan haklarını kimseye bırakmayanlar teröristleri kurtarmak için seferber olurken Pakistan, haklı mücadelesinde dimdik Türkiye'nin yanında yer alıyor." Mali Eylem Görev Gücü toplantılarında siyasi baskı altına alınmak istenen Pakistan'a destek vereceklerini belirten Erdoğan, "Terörle mücadelesinde Pakistan'ı desteklemeyi sürdüreceğiz." dedi. Erdoğan, "İdlib'le ilgili son günlerde attığımız adımların gayesi, 4 milyon mazlumun, rejimin varil bombaları altında can vermesinin önüne geçmektir." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Libya'dan Yemen'e kadar çatışmaların olduğu her yerde Türkiye'nin öncelikli hedefi kanı, yıkımı, zulmü ve gözyaşını durdurmaktır." ifadesini kullandı. ''Yüzyılın barış planı' diye yutturulan plan, bir işgal projesidir' Erdoğan, "Sayın Trump ve Netanyahu arasında Kudüs'le ilgili atılan adım, 'yüzyılın barış planı' diye yutturulan plan, bir işgal projesidir." dedi. "Keşmir sorunu çatışma veya baskıyla değil ancak adalet ve hakkaniyet temelinde çözülebilir." ifadesini kullanan Erdoğan, "Türkiye, Keşmir meselesinde adaletin, barışın, diyalog yoluyla çözümün yanında yer almayı sürdürecektir." diye konuştu.