Tanzimat dönemi şairlerimizden Muallim Naci, ‘Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür’ der. Yani, “İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır.” Toplumların hafızasının zayıf olmasından en çok yararlanalar da siyasetçiler oluyor genellikle. Bir süre sonra, daha önce söylediğinin tam tersini söyleyebiliyor. Ya söylediklerini unutuyor ya da toplumun unutmasına güveniyor.

Türkiye’de hayat pahalılığı her geçen gün vatandaşın boğazını sıkarken, en temel ihtiyaçlar dahi ‘lüks’ olma noktasına gelmişken AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002 yılında söylediği sözler hatırlara geldi. Erdoğan o yıllarda iktidardaki koalisyon hükümetini eleştirirken, “Bugün benim Anadolu’daki vatandaşım konteynerlerden eline çöp rızık topluyorsa, hafta pazarlarının atıklarını toplayıp evine götürüyorsa, meydanlar açız açız diye bağırıyorsa, evinin kirasını ödeyemiyorsa, suyunun parasını, elektriğinin parasını ödeyemiyorsa ve artık ‘yandım Allah’ diyorsa benim vatandaşım, yüzde 25’si açlık sınırının altında, yüzde 50’si açlık sınırının altındaysa bu hale Türkiye’yi kim getirdi, bu hükümet getirmedi mi?” demişti.