Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kızının, damadının ve torunlarının cenazelerine ulaşamayan depremzede Ali Yurdakul, "Umudum kalmadı. Enkazdan bir torba doldurup dördüne mezar yapmayı düşünüyorum" dedi.
Depremlerden en çok etkilenen Hatay'daki İlke Apartmanı'nda kızının, torunlarının ve damadının enkaz altında yanarak öldüğünün düşünüldüğünü söyleyen Semih Koyuncu, 29 kişinin cenazesine ulaşılamadığını söyledi. Yurdakul'un anlattıkları yürek yaktı.
"29 KİŞİNİN CENAZESİNE ULAŞILAMADI"
AFAD ekipleri geldi. Birkaç canlıya ulaştılar çıkardılar. Belediyeden vinç ve kepçe istediler. 'Veremeyiz' deyince, 'Biz başka enkazlara gidiyoruz' dediler. Akşam kepçe geldi. 6-7 gün boyunca yapılan aramalarda canlı cansız kişilere ulaşıldı. Ama aralarında kızımın, torunlarımın ve damadımın da bulunduğu 29 kişinin cenazesine ulaşılamadı.
Gece gündüz enkazın başında olduklarını söyleyen baba Yurdakul, “Damadım polisti, bütün hastaneleri araştırdık. Parmak izinden gömülenler varmış onlara, resimlere baktık yok. En son DNA örneği verdik henüz bir uyuşma çıkmadı. AFAD çalışanları ile görüştük depremden hemen sonra binada yangın çıkmıştı. Enkaz kaldırma çalışmaları yapılırken yangın hep devam etti, söndüremediler. Enkazdan çok fazla yanık kemik çıktı. Ailemin de yandığı kemiklerinin kaldığı, kepçenin baskısıyla kırılıp enkaza karıştığı düşünüldü. Artık ben de buna inanmak durumundayım ne yapayım bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
"BİR SÜRÜ DEDİKODU ÇIKTI MORALİMİZİ DAHA DA BOZDULAR"
Bir sürü dedikodunun çıktığını aktaran Yurdakul, “Yok bir kişi gelmiş 15 kişiyi hastaneye götürmüş. Biri bizi arıyor 30 kişiyi götürdüm. Gelin hangi hastaneye götürdüyseniz bize yardımcı olun diyorum. Ama oyalayıp durdular. Moralimizi daha da bozdular. Bu saatten sonra çok da umudum kalmadı çünkü torunlarım, kızım aklı başında insanlardır. Torunlarım anaokuluna gidiyordu ama isimlerini, numaralarımızı verebilecek kadar akıllılardı. İstanbul’da yaşıyorduk, buraya dönmemiz için gün saydılar. 1 ay önce taşındık demek ki bunun için çağırmışlar" dedi.
https://tele1.com.tr/depremzede-cocuklara-fotosopla-corap-yapan-genel-sekreterden-aciklama-798317/
"BULUTLARA BAKTIĞIMDA HEP RESİMLERİNİ GÖRÜUYORUM"
Yurdakul, “‘Dedecim’ sesleri hep kulağımda, bulutlara baktığımda hep resimlerini görüyorum, sanki bana doğru geliyorlar. Hiç değilse bir mezarları olsun istiyorum. En son Diyanet’e yazdım, cevap bekliyorum. Enkazdan bir torba doldurup dördüne bir mezar yaptırmayı düşünüyorum. Kolay değil artık hayatımızı köyde idame ettireceğiz" diye konuştu.
Doğaya dönmek istediğini ama köydeki evlerine elektriğin bir türlü verilmediğini belirten Yurdakul, “Ben artık binalarda yaşamak istemiyorum. Toprağımıza konteyner ev koyacağız, elektrik almaya çalışıyoruz. Elektriğimiz yok, toprakla doğayla yaşamak istiyorum. Yıllarca çocuk esirgeme kurumunda müdürlük yaptım, yüzlerce çocuk yetiştirdim. Yüzlerce yaşlıya hizmet ettim artık kendime hizmet etmek istiyorum. Belki doğayla, toprakla düzelebilirim" diye konuştu.
Çocuklarımın birçok hayali olduğunu söyleyen Yurdakul, “Yeni ev aldılar bize yakın olsunlar diye orada oturmadılar. Komşu olalım diye yanımızdaki yıkılan binada oturdular. Yeni aldıkları ev de yıkılmadı. Yıkılan bina da 8-9 yıllıktı. İki inşaat mühendisiyle görüştüm demiri çok iyiymiş ve betonu çok kötüymüş. Bacanağım, teyzem, amcam da öldü. Her köyde her evde bir acı var. Allah herkese sabırlar versin" ifadelerini kullandı.