Van'ın Gürpınar ilçesinde Urartu döneminde M.M. 764-737 yıllarında yapılan Çavuştepe Kalesi'nde bekçilik yapan 81 yaşındaki ortaokul mezunu Mehmet Kuşman, dünyada Urartuca bilen 12, Türkiye'de ise yedi kişiden biri. Aynı zamanda Kuşman Urartuca yazabilen tek kişi.
Urartu çivi yazısını kendi imkanlarıyla öğrenen Kuşman, “Tekrar dünyaya gelsem yine bu dili öğrenmek için çabalarım” diyor. Kuşman, bu sayede birçok ülkeyi gezmiş.
URARTUCA FİGÜRLERLE 11 ÇOCUK OKUTTU
Van-Hakkari karayolu üzerindeki kalede 43 yılı kadrolu olmak üzere toplam 60 yıldır bekçilik yapan Mehmet Kuşman, askerden geldikten sonra başladığı görevinde Urartuca alfabeyi, kazı çalışması için gelen hocalardan ve onların verdiği kitaplardan öğrendi. Bu sayede dünyada Urartu alfabesini okuyup, yazmayı bilen ender kişiler arasına girdi. Bekçilik görevinin yanı sıra kaleye gelen gruplara rehberlik yaptı. Bu sayede birçok kez yurt dışına da gitme imkanı bulan Kuşman, Urartuca figürlerini ve yazılarını taşlara çizip sattığı takılarla 11 çocuğunu okuttu.
“ALFABEYİ ÜÇ YILDA TAMAMLADIM”
Çavuştepe Kalesi'nde önce işçi sonra da bekçi olarak devam ettiğini ve hayatının değiştiğini anlatan Kuşman, hayatını şöyle anlattı:
ANKA'dan İshak Kara'nın haberine göre, Kuşman, süreci “27 Mayıs (1960) inkılabında 24 ay askerliğimi bitirdikten sonra köyüme döndüm. Arkeologlar İstanbul dan gelmişti. Halen kazılar başlamamıştı. Yol yok, hiçbir şey yoktu. Kazı başkanı Prof. Dr. Afif Erzen hoca yaşlıydı. Ata bindirip buraya getiriyor sonra da yemeğe yine atla götürüyordum. Sonra beni sevmeye başladı. İkinci senesinde bana kadro verdi" ifadelerini kullandı.
Alfabeyi kendine göre tamamladığını söyleyen Kuşman, "Kitabeler peş peşe çıkmaya başladı. ‘Hocam’ dedim; ‘Ben bu yazıyı öğrenemez miyim?’ Dedi ki ‘Oğlum çok zordur.’ Taner Tarhan (Prof. Dr. Taner Tarhan) diye bir hocam vardı, ‘Kuşman’ dedi ‘Senin işin yok.’ Turist de yok. O zaman doğuya tek turist gelmiyordu. Tek tük geldiklerinde halk arasında ‘ajan bilmem nedir’ deniliyordu. Hoca bana ‘İstersen öğrenirsin’ dedi. ‘Merakın varsa öğrenirsin’ dedi. Onlar gitti ben kalem defter alıp Van Kalesi’ne gittim. Kalede birçok yazı var. Yarısından fazlası Asur diliyle yazılı, o dönem Urartularda okuma yazma yok. Topla topla yazdım olmadı, bütün Türkiye’deki her yeri aradım. Alfabe yoktu. Alfabe üzerine üç yıl devamlı çalıştım" dedi.
Kuşman şöyle devam etti:
“Ondan sonra bu durumdan Van basınının haberi olmuş, yazmışlar gazetelere; ‘Çavuştepe kale bekçisi Mehmet Kuşman, Urartu alfabesini yazmış’ diye. Aradan bir hafta geçti Kültür Bakanlığından Van Valiliğine yazı geldi. Beni Ankara’ya sempozyuma davet ettiler. Para yok, Sayın Valim dedim Ankara’ya gidecek param yok. 'Biz seni göndeririz' dedi.
Otobüse bilet kesmişler. Tek taş aldım elime Ankara’ya gittim. Taşın bir tanesini verdim bakanlıktan birine, aldı baktı. ‘Sen bunu nerden buldun?’ dedi. ‘Kim verdi’ dedi. ‘Hocam ben yaptım’ dedim. ‘Harika bi’şey’ dedi. Beni aldı hocaları gezdirdi. Alkışlar koptu o an. Sonra Van’a döndüm. Tekrar dereden taş topladım. Yavaştan turistler de Van’a gelmeye başladı. O zamanlar oyma değil sadece çizim yapıyordum. Tanrı Haldi, Krallar bazı deyimler vs. Grup geliyor, bırakıyorum 5 dakikaya bitiyor. Fiyatı yükselttikçe ilgi artıyor.
2005‘te yaş 65 olunca Resen Emekli olmak zorunda kaldım. Emekli oldum sonra tekrar buraya gönüllü olarak beni aldılar. 16 yıldır da gönüllüyüm. Hayatım hep böyle geçti.
Ondan sonra alfabeler, tabletler, masa süsleri onları yapıyorum. Şansımız 2 yıldır da hastalık çıkınca gelen olmadı. Beş defa Van valisiyle birlikte Amerika’ya gittik, 58 yılımı burada doldurdum. 2 yıl 9 ay resmi bekçi, ondan sonrası da gönüllü olarak çalışıyorum. Sabahları erkenden geliyor kontrol ediyorum. İşe başladığımda Türkiye’de 50-60 kişi Urartucayı biliyorlardı. Onlar da yaşlıydı. Şu anda Türkiye genelinde Urartucayı bilen sayısı 7, dünyada 12 kişi var. Eğer ki Koronavirüs hastalığı olmasaydı Bakanlık beni birçok ülkeye gönderecekti. O hastalık bunun da önüne geçti"
https://tele1.com.tr/vanda-metemfetamin-ele-gecirildi-403044/