CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hatay ziyaretinde dinlediği depremzedeler, enkaz altında kalan insanlar olmasına rağmen yardım gelmediğini söyledi.
Depremin üzerinden 48 saat geçmiş olmasına karşın yardım gelmediğini söyleyen depremzedeler isyan ediyor. Depremin etkili olduğu bölgelerde yeterli çalışmanın yapılmadığı bilgisi gelirken bilanço giderek ağırlaşıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hatay ziyaretinde dinlediği depremzedeler de yardımın gelmediğinden dert yandı. Bir depremzede, “Teyzemin kızı enkaz altında, dayımlar sekiz kişi enkaz altında. Hiçbir arama çalışması, kimse yok. İlgilenen kimse yok. Şu anda enkaz altında canlı teyzemin kızı ama kimse müdahale etmiyor. Deprem olalı 30 saati geçti ama hiçbir devlet yetkilisi yok” derken, başka bir depremzede ise yakınlarını kendi çabalarıyla çıkardıklarını söyledi.
"BİZZAT GÖRDÜK, YAŞADIK"
“Hayatını kaybeden bütün vatandaşlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Henüz kurtarılamayan ancak yıkıntı altında sesi çıkan kardeşlerimiz var. İnşallah onlar da kısa süre içerisinde kurtarılır ve sağlıklarına kavuşurlar. Ancak benim bu süre içinde gördüğüm, Ankara’dayken zaman zaman milletvekili arkadaşlarım bulundukları bölgelerde dillendiriyorlardı ama burada gelip gerçeği gördük maalesef. Bizim arzu ettiğimiz miktarda bir merkezi hükümetin çalışmasının olmadığını gördük. Yani bu gerçekten üzüntü verici. Keşke, daha ilk gün askerler tümüyle seferber edilebilseydi. Daha ilk gün vinçler konusunda herkes gereğini yerine getirebilseydi. Bu konuda gerekli talimatlar verilebilseydi. Bunların olmadığını, sıkıntıları biliyoruz. Bunu bizzat gördük ve yaşadık. Vatandaştan dinledik.
Ama bütün bunlara rağmen sayın başkan şundan emin olmanı isterim, burada belediye başkanlarımız da var. Eğer engellenmeseler düşündüğünüzden çok daha büyük yardımı size gönderecekler. Göndereceklerdi, gönderiyorlar da zaten. Bazen araçları yolda durduruluyor. Bazen, ‘Hayır, bunu göndermeyin. Bunu başka bir yere gönderin’ diye talimatlar da geliyor. Tabii, gönlümüzde yatan Türkiye’nin afet bölgesi neresiyse, Adıyaman’dan tutun Şanlıurfa’ya, Hatay’a kadar olan geniş bir coğrafya. Bu coğrafya için de sağlıklı ve tutarlı bir koordinasyon yapılması lazımdı. Bir eşgüdüm yapılması lazımdı. Bu çerçevede kurtarma ekiplerinin süratle bölgelere ulaşması gerekiyordu. Sıkıntı var, biliyorum.
Ekmek istiyorlar sonuçta insanların günlük ihtiyaçlarını bir şekilde karşılamak lazım. Mevsimin kış olması ayrı bir sorun tabi. O sorun üzerinde de durmak gerekiyor. İşin özü şu; Türkiye’nin bir deprem bölgesinde olduğu biliniyordu. Şu anda ülkeyi yöneten iktidarın bu gerçeği bilerek hareket etmesi, bu gerçeği bilerek yatırımlar yapması, bu gerçeği bilerek planlar, programlar yapması, bu gerçeği bilerek binaların hangi koşullarda yapıldığının kurallarını belirlemesi, bu gerçeği bilerek gerekli denetimleri yapması, bu gerçeği bilerek belli bölgelerde deprem için hazırlıklı araçları bulundurması…Devlet aklı bunu gerektirir. Bürokrasi bunu gerektirir. Devleti yönetmek bunu gerektirir. Şimdi bunların olmadığı bir ortamda kaos olur tabii maalesef. Böyle bir gerçekle de karşı karşıyayız. Tekrar geçmiş olsun diyorum sayın başkan. Tabii, tek başına sayın Başkan’ın yapabileceği şeyler sınırlı. Doğal olarak bu böyle. Diğer belediye başkanlarımız da sizin yardımınıza koştular. Burada sizin dışınızda diğer bütün belediyelere ellerinden gelen bütün yardımı yapmaya çalışıyorlar. O nedenle belediye başkanlarımızla birlikte buraya geldik. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum sayın Başkanım.”
Kılıçdaroğlu’nun dinlediği Hataylı depremzedeler ise şunları söyledi:
"HASTANELER YIKILMIŞ DURUMDA"
“En önemli sorunlardan bir tanesi hastaneler yıkılmış durumda başkanım. Sağlık malzemesi yok. Enkazdan çıkarılanların tedavisi mümkün değil. Bir an önce sahra hastanesi kurulması lazım belirli bölgelere. Eskiden askerler bunu yapıyorlardı. Şu anda tabii asker de yok. Sadece AFAD bölgede.
"İKİ GÜNDEN BERİ HİÇBİR ŞEY GELMEDİ"
Annem hasta, babam enkazda kaldı. Şekeri var, tansiyon var. Yani var, var. Ama iki günden beri hiçbir şey gelmedi. Başkanım rica ediyorum. Şehir şu an çökmüş durumda gördüğünüz kadarıyla. Gücümüz yeteni çıkardık kendi kanalımızla. Sıkıntılı olan birini kendimiz kurtardık. Apartmanımız Genç Apartman, sesler geliyor hala. İki günden beri hiçbir şekilde oraya gelinmedi. Elbette çok fazla kayıp var. Anlıyorum ama acımız büyük.
“DEPREM OLALI 30 SAATİ GEÇTİ AMA HİÇBİR DEVLET YETKİLİSİ YOK”
Teyzemin kızı enkaz altında, dayımlar sekiz kişi enkaz altında. Hiçbir arama çalışması, kimse yok. İlgilenen kimse yok. Şu anda enkaz altında canlı teyzemin kızı ama kimse müdahale etmiyor. Deprem olalı 30 saati geçti ama hiçbir devlet yetkilisi yok.
"ARTIK GÜCÜMÜZ YETMİYOR"
Annemi, erkek kardeşimi kendi imkanlarımızla çıkardık. Yan yatmış binada başkanım. Elimizde balyozla, demir kesme aletleriyle çıkardık. Artık müdahale edemiyoruz. Gücümüz yetmiyor. Hiçbir yerden haber alamıyoruz artık. Telefonlarımızı zor şarj ettik.”